İnfaz düzenlemesi için “Beklentilerin çok uzağında” diyen CİSST Yönetim Kurulu üyesi Berivan Korkut, cezaevlerindeki isyan dalgasının yayılabileceği uyarısında bulunarak, genel af taleplerinin acil bir mecburiyet olduğunu vurguladı.
Türkiye’de hızla yayılan koronovirüs (Kovid-19) salgını en çok da cezaevinde bulunan yüz binlerce tutukluyu tehdit ediyor. Tutukluların serbest bırakılmasına dönük henüz somut bir adım atılmazken, AKP-MHP ortaklığıyla hazırlanan ve Meclis Adalet Komisyonu’ndan geçen İnfaz Kanunu’nda değişikliği kapsayan kanun teklifinde siyasi tutukluların kapsam dışı bırakılması kamuoyunda ciddi bir tedirginliğe neden oldu. Düzenlemenin Salı günü Meclis’te görüşülmesi planlanırken, cezaevlerinden de art arda isyan haberleri gelmeye başladı. 31 Mart’ta Van M Tipi Cezaevi’ndeki tutukluların ardından, önceki gün de Batman M Tipi Kapalı Cezaevi’nde düzenlemeye tepki amaçlı tutuklular isyan çıktı.
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) Yönetim Kurulu üyesi Berivan Korkut, komisyondan geçen düzenleme ve son günlerde cezaevlerinde yaşananlara ilişkin Mezopotamya Ajansı'na konuştu.
BEKLENTİLERİN UZAĞINDA
İnfaz yasasının daha önceki yıllarda da gündeme geldiğini hatırlatan Korkut, Meclis Adalet Komisyon’undan geçen infaz yasa düzenlemesinin beklentilerinin çok uzağında kaldığını söyledi. Korkut, “Kovid-19 salgını ve toplumsal beklentiler göz önünde bulundurulduğunda ayırım yapılmadan cezaevlerindeki doluluğu azaltacak eşitlikçi bir yasa talebi bekleniyordu. Maalesef yasa tasarısı bu beklentilerin çok uzağında kaldığı görülüyor” dedi.
Yasa tasarısının ayrıntılarına bakıldığında birçok muammanın olduğunu belirten Korkut, daha önce var olan infaz yasasının biraz değiştirilip gündeme taşındığına dikkati çekerek, “Daha önce gündem olan bu yasa tasarısı halkın tepkisine neden olacağı düşüncesiyle bir süreliğine askıya alındı. Salgın nedeniyle tekrardan gündeme geldi. Bu yasa düzenlemesi salgından kaynaklı bir yasa tasarısı değil, iki yıldır tartıştığımız yasa tasarısıdır” diye belirtti.
EŞİTLİK İLKESİNDEN YOKSUN
Yasa tasarısının denetimli serbestlik düzenlemesinde de eşitlik ilkesinden yoksun bir şekilde hazırlandığına dikkati çeken Korkut, mevcut tasarıyla hangi kesimlerin cezaevlerinden tahliye edileceğinin de tam olarak belirlenmediğine vurgu yaptı. Salgının çıktığı ilk günden beri genel af taleplerinin olduğunu dile getiren Korkut, defalarca bu taleplerinin yenilenmesine rağmen taleplerinin sonuçsuz kaldığının altını çizdi. Korkut, “Tasarı bizim talep ettiğimiz durumdan uzak olmasına rağmen 90 bin kişinin tahliyesinin önünü açması bizim için olumlu bir adımdır. Çünkü bizim için en önemli unsur tutukluların can güvenliğinin korunmasıdır” ifadelerini kullandı.
GENEL AF MECBURİ
Salgının hızla yayıldığı böylesi bir süreçte genel af taleplerinin yerine getirilmemesinin siyasi partiler arasındaki çekişmelere bağlayan Korkut, tüm siyasi partilere tutukluların can güvenliğini riske atmadan gerekli sorumluluğu gösterme çağrısında da bulundu. Salgından dolayı tutukluların can güvenliğinin risk altında olduğunu ve genel af taleplerinin bu süreçte acil bir mecburiyet olduğunu söyleyen Korkut, “Cezaevlerindeki sayı ciddi boyutta düşürülmediği sürece sosyal mesafenin bu kadar önemli olduğu bir hastalık karşısında alınacak olan her türlü önlem yetersiz kalacaktır. Bu nedenle genel af öncelikli olmalı, infaz yasası sonra düzenlenebilir diyoruz. Bir cezaevinde çıkacak olan isyanın salgının hızla tutuklular arasında yayılmasına neden olacaktır” diye konuştu.
CEZAEVLERİNE YANSIMASI İSYAN OLDU
Tasarının eşitlik ilkesinden yoksun bir şekilde düzenlemesinin cezaevlerine yansıması olduğunu vurgulayan Korkut, Van ve Batman cezaevlerinde yaşanan olayları işaret ederek, “Yaşanan olaylar, yasa tasarısının dışında kalan tutukluların koğuşlarında isyan çıktığı bilgisi mevcut. Bu gerilim daha da yükselecek. Çünkü tutuklular uzun zamandır bu yasa tasarısını bekliyorlardı. Şu ana kadar cezaevlerinde alınmayan önlemlerden dolayı tutuklular ‘tamam bekleyelim genel af olacak’ düşüncesindeydiler. Şimdi olmadıklarını gördüklerinde bu tarz olaylar yaşandı. Ve bu olayların daha da yaşanacağı endişesi bizlerde var” şeklinde konuştu.
‘İSYANLAR YAYILABİLİR’
Cezaevlerinde salgın nedeniyle isyanlar gibi olayların yaşanabilme ihtimalinin yüksek olduğu uyarısında bulunan Korkut, “Kapalı alanlarda kaygı dışarıdan daha da yükselecek. Özellikle cezaevlerinde salgın vakaların ya da salgından dolayı ölümlerin yaşanması tutukluları daha da tedirgin edecektir. Bu durumlar yaşandığı vakit maalesef ki cezaevlerinde isyan olayları ileri ki günlerde sıkça yaşanacaktır” dedi.
‘SORUNU ÇÖZMEYECEK’
Cezaevlerinin kapasitesinin üstünde bir doluluğa sahip olduğunu, çıkan yasa tasarısıyla kapasite fazlalığının cezaevinden çıkarılmayı planlandığına değinen Korkut, “Ama bu kapasite de sorunlar var. Çünkü hapishaneler kapasite dediğimiz bir şekilde doldurulmuş. 130 binlik kapasite 260 bine çıkarılmış durumda. Yani artırılmış kapasite bile kendi içinde salgın için büyük riskler taşıyor. Sayının azaltılması hapishanelerdeki sorunu çözmeyecek. Bu sorun çözülmediği sürece bu tarz olayları yaşamaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
HASTA TUTUKLULARIN DURUMU
Cezaevlerindeki hasta tutukluların durumuna da değinen Korkut, salgından dolayı hasta tutukluların hastaneye gitmek istemediğini ifade etti. Korkut, şöyle devam etti: “Hasta tutukluların zaten can güvenliği tehdit altındaydı. Hasta tutuklular kendi rahatsızlıkların dolayı hastanelere de çıkamaz durumda. Çünkü hastaneye çıktıklarında dönüşte 14 gün karantina koğuşlarında kalıyorlar. Hasta tutukluların birçoğu arkadaşlarından yardım alarak yaşamını idame ettirdiğinden dolayı hastaneye gitmiyor. Bu nedenle cezaevlerinde şu an hasta tutukluların tedavileri durmuş durumda. Bu nedenle tartışmasız bir şekilde hasta tutukluları bir an önce tahliye edilmelidir.”