Çorlu tren katliamına ilişkin görülen davada yaşanan hukuksuzluklara ilişkin düzenlenen basın toplantısında, sorumluların adı geçen dört kişiyle sınırlı olmadığı kaydedildi. Tüm failler yargı önüne çıkana kadar mücadelenin süreceği vurgulandı. 

Çorlu tren katliamının üzerinden üç yıl geçti. 3 yıl boyunca yürütülen davada sayısız hukuksuzluk yaşandı, sorumlular yargılanmak yerine korunarak terfilerle ödüllendirildi. İstanbul Barosu, katliam davasında yaşanan hukuksuzluklara ilişkin Baro'nun Kültür Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi. 

8 Temmuz 2018 tarihinden bu yana yakınlarını kaybeden aileler ve yaralıların tek talebi adalet oldu. Soruşturma ve yürüyen davada adalet ise onlarca delille ortaya konulduğu gibi TCDD koltuklarını işgal eden tüm sorumluların tespit edilerek yargı önüne çıkarılması ve 25 kez olası kastla ölüme sebebiyet vermekten ve 297 kez olası kastla yaralanmaya sebebiyet vermekten ceza almaları ile sağlanacak.

Etkin bir yargılama olmadığı, caydırıcı cezalar verilmediği sürece,  denetimsizlik ve ihmallerin devam edeceğini kaydeden aileler tüm açıklamalarında bunu vurguladı. Basın toplantısına katılan katliamda yakınlarını kaybeden Mısra Öz ve İsmail Kartal da bir kez daha bu vurguyu yaptı. 

ÖZ: DAVAMIZI BIRAKMADAN YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ
Toplantıya katılan katliamda oğlunu ve eşini kaybeden Mısra Öz, gerçek sorumluların yargılanmadığını söyledi. Türkiye'de sistematik olarak katliamların yaşandığını ancak faillerin cezasızlık politikasıyla korunduğuna dikkat çeken Öz, "Davamızı hiçbir zaman bırakmadan yolumuza devam ediyoruz. Sadece 'adalet' talebimizi yineliyoruz" dedi. 

Katliamın üzerinden bin 160 gün geçtiğini hatırlatan Öz, en alttan en üst düzeye kadar tüm sorumlular yargılanana kadar mücadele edeceklerini kaydetti ve ekledi: "Çorlu Tren katliamını unutturmayacağız."

KARTAL: UMUDUMUZ VAR AMA YOLUMUZ ÇOK UZUN 
Katliamda anne ve babasını kaybeden İsmail Kartal ise, 3 yılda ailelerin yaşadığı sıkıntıları anlattı. Kartal, "Zeliha'nın ailesi, kardeşinin mezarını açmaktan bahsetti son duruşmada. Nedenini ise 'boyu uzamıştır, mezara sığmaz' dedi. Ali abimizin torunu, her yağmur yağdığında toprak kokusu hepimizin hoşuna gider ama o çocuk yaralı kurtulmuş katliamda, yağmur yağınca sığınacak bir yer arıyor. Neden çünkü katliam yağmurlu bir gün de gerçekleşti" dedi. 

Her sözlerinin kayıt altında olduğunu hatta söylemedikleri sözlerden dahi haklarında dava açıldığını belirten Kartal, asla yılmayacaklarını ve mücadele edeceklerini vurguladı. "Umudumuz var ama yolumuz çok uzun" diyen Kartal, gerçek sorumlular halkın ve yargı önünde hesap verene kadar durmayacaklarını söyledi. 

AV. ŞAHİNKAYA: TOPLUMUN CAN GÜVENLİĞİ SÖZ KONUSU
Hukuki süreci aktaran Avukat Onur Şahinkaya, ciddi bir engellemeyle karşı karşıya olduklarını söyledi. Fiili engellemenin önüne geçilebilmesi için kamusal duyarlılığın ve basın ilgisinin büyük önem taşıdığını belirten Av. Şahinkaya, "Burada bütün toplumu ilgilendiren bir meseleyle karşı karşıyayız. Evet canlar gitti, sorumlular hesap vermeli ama bu kamu hizmeti de düzeltilmeli. Bütün toplumun can güvenliği söz konusu" dedi. 

Olay günü yaşanan ihlalleri de anlatan Şahinkaya, "2018'in 8 Temmuz'unda bu katliam gerçekleşti. 25 canın hayatına mal oldu. Olay günü TCDD ve Savcılık acil olarak 2 iş yaptı. Helikopterle olay yerine 'bilirkişi' sıfatıyla insan indirdiler. Bunların birçoğu TCDD ile ilişkisi olan insanlardı. Sözde bir inceleme yapıldı. Beklendiği gibi sözde bilirkişilerin düzenlediği raporlarda olay tabiata yıkıldı. En alt düzeyden 4 kişi yargıya hedef gösterildi. TCDD acilen işçi temini istedi. Bir an önce yolu düzeltip olayın görüntüsünü ortadan kaldırıp trafiğe açmak için hazırlığa başladı" ifadelerini kullandı.

Yakın zamanda Ankara-Konya hızlı tren yolunda da bir kaza yaşanmak üzere olduğunu ancak engellendiğini hatırlatan Şahinkaya, "Bir tane kamera koyuyorsunuz riskli alanlara. Kamera kaydında suyun gelindiği görünüyor yolun altını oyuyor, Çorlu'da olduğu gibi raylar havada kalıyor. Treni durdurup benzer bir katliamı engellediler. On yıllar önce değil Çorlu 2018'de yaşandı bu 2021'de" diye konuştu. 

Sorumluğun sadece adı geçen dört kişi olmadığını kaydeden Şahinkaya, yönetim kadrosunun AKP döneminde belirlendiğini ve siyasi bir seçim olduğunun da altını çizdi.