Avrupa Birliği ülkeleri halkından destek isteyen Cumartesi Anneleri gözaltında kaybolan veya faili meçhule kurban giden sevdiklerinin bulunmasını talep ediyor.
Türkiye'de 727 haftadır kayıp yakınlarının ortaya çıkarılması için oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri Brüksel'de Avrupa kurumlarının önünde eylem yaptı. Avrupa Birliği ülkelerinden destek isteyen Cumartesi Anneleri gözaltında kaybolan veya faili meçhule kurban giden sevdiklerinin bulunmasını talep ediyor.
"Çok ağır şiddete maruz kalıyoruz"
Eylem öncesinde Uluslararası Af Örgütü'nde Türkiye'de yaşadıklarını anlatan Cumartesi Anneleri hareketi kurucularından Maside Ocak Euronews Türkçe'nin sorularını cevapladı. Maside Ocak "26 haftadır çok ağır şiddete maruz kalıyoruz. İfade özgürlüğümüz engelleniyor ve kayıplarımıza ulaşmamamız için farklı yöntemlerle üzerimizde bir baskı oluşturulmuş durumda. Türkiye'de hukuk işletilmiyor. Davalarımız ile ilgili soruşturma yapılmıyor." ifadelerine yer verdi. Türkiye dışında bir ülkede yaşamak istemediğini belirten ve 19 yaşından bu yana bu mücadeleyi yürüttüğünü ifade eden Maside Ocak ayrıca Türkiye'de birçok insanın kaçırıldığı ve gizli merkezlerde tutulduğunu söyledi.
Türkiye'de devam eden davalarından dolayı 2 yıldır Belçika'da yaşamak zorunda olduğunu ifade eden Cumartesi Anneleri kurucularından Filiz Koçali de "24 senede demokratik anlamda bir ülkenin seyri hiç değişmez mi ? Çok mücadele ettim, Türkiye'nin geriye gitmesi çok üzücü." şeklinde konuştu.
Af Örgütü: Siyasi değil barışçıl bir eylem
Cumartesi Anneleri 1995 yılından bu yana oturma eylemi yaparak kayıp çocuklarını arıyor. Ancak yoğun baskılara maruz kalan Maside Ocak, Türkiye'de bundan böyle insan hakları arayışının çok güç olduğunu ifade etti.
Uluslararası Af Örgütü'nün Brüksel'deki Türkiye Koordinatörü Jenny Vanderlinden ise Cumartesi Anneleri'nin siyasi bir eylem yapmadıklarını ifade etti : "Cumartesi Anneleri barışçıl bir eylem gerçekleştiriyor. Ağustos ayından bu yana bu eylemler sürekli baskı altında bulunuyor. Cumartesi annelerinin tek istediği şey kayıp yakınları için adaletin yerine getirilmesi. Bu siyasi bir olay değil. Eylemler yapılabilmeli. Uluslararası Af Örgütü bu projeyi sonuna kadar destekliyor." ifadelerine yer verdi.
Belçikalı Harriet: "Kendimi şanslı hissediyorum
Birleşmiş Milletler, Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme'yi (Zorla Kaybedilme Sözleşmesi) 2007'de kabul ederek 2010 yılında yürürlüğe soktu. Birleşmiş Milletler bu sözleşmeyle yaşam hakkının en temel insan hakkı olduğunu ve devletlerin temel insan haklarına saygı yükümlülüğü bulunduğunu hatırlatıyor.
Uluslararası Af Örgütü Brüksel ofisinde yapılan panele katılan Belçikalı Harriet "Türkiye'nin elinde Avrupa Birliği'ne karşı şu anda çok fazla koz var. Yaptıkları kabul edilemez ancak Avrupa Birliği'nin bu duruma yeterince sert tepki göstermediği görülüyor. Bunu gören Türkiye insan hakları ihlallerini çoğaltıyor. İnsanların buraya gelmesi çok iyi. Çok acı bir olay, Avrupa'da yaşayan insanlar olarak kendimizi şanslı hissediyoruz." dedi.
KAYNAK:TR.EURONEWS.COM