Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması için 596'ncı kez bir araya geldi.
Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması için 596'ncı kez bir araya gelen Cumartesi Anneleri, 10 Ağustos 2004 tarihinde gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Tolga Baykal Ceylan ve gözaltına alındıktan sonra 93 gündür kendisinden haber alınamayan DBP Şırnak İl Yöneticisi Hurşit Külter'in akıbetini sordu. "Failler belli, kayıplar nerede" pankartının açıldığı eylemde kayıpların fotoğrafları taşındı.
Gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin "Gözaltında kaybettiğiniz bu insanların kemiklerini istiyoruz, bir mezarları olsun istiyoruz. Kayıplarımızı kaybedenlerin yargılanmasını istiyoruz. Öyle bir ülke de yaşıyoruz ki demokrasinin olmadığı, yaşam hakkının olmadığı, adaletin tahsis edilmediği bir ülke burası. Biz yakınlarımızı kaybedenler yargılanana kadar mücadele edeceğiz. Bu hesap sorulmak zorundadır. Ülkeyi yönetenler bunun hesabını vermelidirler. Bu kayıpların failleri belli. Bu failler, katiller yargılanmalıdır" dedi.
Koç, "24 yaşındaki İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencisi Tolga Baykal Ceylan, 7 Ağustos 2004 tarihinde tatil amacıyla Kırklareli'de İğneada'ya gitti. 10 Ağustos 2004 tarihinden sonra Tolga'dan bir daha haber alınamadı. Anne Kadriye Ceylan tüm mercilere başvurarak oğlunu aradı. Başvurduğu her yerde görevlilerin ilgisizliği ile karşılaştı. 2004 yılında Demirköy Savcılığı'nın başlattığı soruşturma dosyası 2006 yılında 'kovuşturmaya yer olmadığı' kararı verilerek kapatıldı" diye konuştu. 5 Şubat 2011 tarihinde dönemin Başbakan'ı Erdoğan'ın Cumartesi Anneleri ve İnsan Hakları Derneği yetkilileri ile yaptığı görüşmeyi hatırlatan Koç, "9 Şubat 2011 tarihinde Tolga Baykal Ceylan'ın akıbetini araştırmak için TBMM İnsan Hakları Komisyonu bünyesinde bir alt komisyon kuruldu. Komisyon Baykal'ın 'gözaltında kaybolmadığına, ancak bu güne kadar ailesi ve çevresinden hiçbir kişiyle temas kurmaması gerçekliği karşısında da normal asayiş olayı olarak değerlendirilmesi gereken bir kayıp olayı ile karşı karşıya olduğumuz sonucuna ulaşmıştır' denildi. Raporda adli işlemlerin ifasında gösterilen dikkatsizlikler nedeniyle ailede haklı olarak bazı şüpheler oluştuğu kaydı düşüldü" şeklinde konuştu.