Cumartesi Annelerinin Galatasaray Meydanında okuyamadığı basın metni İzmir'de okundu.
ERKAN SOYLU
nsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, 17 haftadır kayıplarla buluşma ve hafıza mekanı Galatasaray Meydanına çıkmaları engellenen Cumartesi Annelerinin basın metnini okudu.
İHD İzmir Şubesi Konak'teki eski Sümerbank önünde kayıpların akıbetini sordu. Kayıpların fotoğraflarının yer aldığı, "Kayıplar belli failler nerede" ve "Kayıplar vicdanındır sahip çık" pankartları açıldı. Basın metnini İHD İzmir Şubesi Eşbaşkanı Zilan Gümüş okudu.
17 haftadır Galatasaray Meydanının Cumartesi Annelerine kapatılmasına tepki gösterilen açıklamada, Anayasa Mahkemesi kararlarının derhal uygulanmasını istendi ve şöyle devam edildi: "Hukuksuzlukla, baskı ve şiddetle bizi yıldırmak isteyenler bilsinler ki; kayıplarımızı aramaktan, kaybedenlerden hesap sormaktan vazgeçmeyeceğiz. İnsan hakları diyerek, özgürlükler diyerek, hukukun üstünlüğü diyerek, demokrasi diyerek toplumun ortak çıkarlarına hizmet etmeye devam edeceğiz. Gücümüz sözümüzdür, susmayacağız."
Basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi:
Kayıplarımızı Aramaktan, Kaybedenlerden Hesap Sormaktan Vazgeçmeyeceğiz!
Cumartesi Anneleri’nin, gözaltında kaybedilenlerin bulunması için kamuoyu oluşturmak üzere Galatasaray’da basın açıklaması ve oturma eylemi yapmalarını bir hak olarak değerlendiren Anayasa Mahkemesi kararlarının üzerinden beş ay geçti. Ancak Beyoğlu Kaymakamlığı polis müdahalesine dayanak olan yasaklama kararlarını almaya devam ediyor.
17 haftadır her Cumartesi İstanbul’un en işlek caddesi olan İstiklal Caddesi, bütün hukuki güvencelerin yok sayıldığı, bireyin hukukun dışına atıldığı bir mekana dönüştürülmektedir. Hukukun ve etik değerlerin hükümsüz olduğu, Cumartesi Anneleri – Cumartesi İnsanları’na, haber takibindeki gazetecilere hukukun yasakladığı her şeyin yapılabilir olduğu bir alan yaratılmaktadır. Bu şiddet dolu alan, Beyoğlu Kaymakamı’nın verdiği ucu açık ve hiçbir
kritere bağlı olmayan, Anayasa’yı yok sayan yasaklama kararları ve kolluğun tam keyfiyeti sonucunda oluşmaktadır.
Bir idari işlemin hukuka uygunluğu; Anayasa’ya, hukukun genel ilkelerine ve mahkeme kararlarına uygun olup olmamasına bağlıdır. Cumartesi Anneleri’ne yönelik verilen yasaklama kararlarının tamamı, hukukun genel ilkelerine aykırıdır. Anayasa Mahkemesi’nin Maside Ocak ve Gülseren Yoleri kararlarına aykırıdır. AYM’nin tespit ettiği ihlali devam ettirmekle kalmayıp yeni ihlallere de neden olmaktadır.
Oysa her idari işlemin amacı, kamu yararını gerçekleştirmektir. Kamu yararı da toplumun ortak çıkarı olarak nitelendirilmektedir. O halde Beyoğlu Kaymakamı, Cumartesi Anneleri’ni engelleyerek toplumun hangi ortak yararını koruduğunu kamuoyuna açıklamak zorundadır.
958. haftamızda bir kez daha hatırlatıyoruz: kamu gücünü kullananlar, işlem ve uygulamalarında sınırsız bir yetkiye sahip değildir. Genel hukuk esasları ve Anayasa’nın ilkeleri ile bağlıdır. Hatta hukukun, bilinen ve evrensel düzeyde kabul gören ilkelerine uygun davranmak zorundadır. Hukukta kuraldır; üst norm ile alt norm arasında bir çelişki varsa üst norm uygulanır.
Kaymakamlık kararları en üst norm olan Anayasa/Anayasa Mahkemesi kararının üstünde değerlendirilemez. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi’nin Ocak ve Yoleri kararları derhal uygulanmalıdır.
Hukuksuzlukla, baskı ve şiddetle bizi yıldırmak isteyenler bilsinler ki; kayıplarımızı aramaktan, kaybedenlerden hesap sormaktan vazgeçmeyeceğiz. İnsan hakları diyerek, özgürlükler diyerek, hukukun üstünlüğü diyerek, demokrasi diyerek toplumun ortak çıkarlarına hizmet etmeye devam edeceğiz. Gücümüz sözümüzdür, susmayacağız.
Cumartesi Anneleri
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi
Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon