Cumartesi İnsanlarından ve insan hakları mücadelesinin tanınan isimlerinden Hüseyin Eriş, İstanbul’da yaşamını yitirdi.
Covid 19 nedeniyle yaşamını yitiren Hüseyin Eriş, insan hakları mücadelesi yürüten çevrelerde büyük üzüntü yarattı.
Sen gecemin kırık dalı, gözümün yaşı, CUMARTESİ İNSANLARININ çoban ateşi... Senli yorgun bir gün daha veda etmekte güneşe. Bir yel düşüyor yüzüme, kaybolmuş dünlere isyan türküleri mırıldanıyorsun belki de. Baktığım her yüzde gülen gözlerin, işliyor içime.
Kırık bir plaktan seçtiğim nihavent bir şarkıyla vedalara geleceğim. Sen kayıp dalı olacaksın bu hüzzam ayrılığın. Ben nakaratı dilde kavrulan bir türküyle çoban ateşleri yakacağım . Unutulmuş bir köşede suskularımla baş başa kalmayı da öğreneceğim.Göz kapakların yorgun. Düne mi, bugüne mi? Kimi zaman suskun yarınlara mı? Anıların yolculuğundayım. finalindeki ezgiye.Ruhum kırılgan bir hal aldı... Bir salıncak gibi bir ileri bir geri gidip geliyor zaman tünelinde.
Bugün o ezgiyi tekrarladığımdan beri öyleyim ta ki bu saate kadar.
Çoban ateşinin dumanını içime çekiyorum. Yıldızlar üstümü örtüyor. Üşüyorum…Çukurçeşme sokağına düşen, ,, neyse ki.
Tek kalan bana; üstüme zimmetli bir benlik.
Betimlenen vücut hatlarını bir uyak gibi dizerken tecelli ediyor; bir an yorgunluk, sallanıyor ve titriyorum... Yıkılıyormuş; taş taş üstüne binecekmiş, öyle fısıldadılar Ahh Hüseyin ağabey. Arasında gezindim eski resimleri bulmak için;Dilsiz, susuz... anlayabiliyorum gidişatların bir kahve falında görüldüğünü. “Bir deve varmış bin yıl daha yaşarmış” gibisinden kalem dokunuşlarını 40 yıllık hatırına belki, biliyorum susuyorsun;
Ölüm nedir ki? neyler sana; bir alıp, bin verir elbet.
Galiba...
Endişe tasvir ediyorsun bilinmezlik koşulunu öne sürerek.
Haahh tamam bu yüzler benim diyorum...O an
Galiba...
“Dün gece kaldığımız yer tam bu andır. Anlatmadığımız tek cümle de yine bu andır. Peki, dile gelsin de biri dün ne zaman bugün oldu izah etsin”..
Sevdiği değerleri nerede bulamayacağını bilemediğiniz zaman,karınca yuvasına atılan tekme sonucu kaçışan karıncalar gibi,hızlı hızlı,telaşa kapılmadan,hiçbir şey ummadan,umutsuzluğa düşmeden,bir ödevi yerine getirir gibi…
İbrahim Demirel