Erdoğan yaptığı açıklamada 22 Nisan 00.00'da başlayacak olan sokağa çıkma yasağının 23, 24, 25 26 Nisan Pazar günü 00.00'a kadar devam edeceğini söyledi.
Tarabya'daki Huber Köşkü'nde gerçekleştirilen kabine toplantısı, 4 saat sürdü.
Erdoğan toplantının ardından yaptığı açıklamada, 22 Nisan 00.00'da başlayacak olan sokağa çıkma yasağının 23, 24, 25, 26 Nisan Pazar günü 00.00'a kadar süreceğini söyledi.
GÜNLÜK SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI
Erdoğan yaptığı açıklamada, fafta sonu sokağa çıkma yasağının salgının önlenmesine büyük fayda sağladığını ifade ederek 4 günlük sokağa çıkma yasağını şu sözlerle duyurdu:
"Kısıtlamanın, bazı uygulamaları aksatmayacak şekilde uygulamaya devam edeceğiz. 23-24-25-26 Nisan tarihleri arasında ise, 31 ilde sokağa çıkma sınırlandırması yapmayı planlıyoruz. 22 Nisan akşamı 00.00’dan itibaren, 26 Nisan‘a kadar kısıtlamayı uygulayacağız. Bununla ilgili ayrıntılar, İçişleri Bakanlığı tarafından açıklanacaktır. Amacımız önlemleri en titiz şekilde uygulayarak, salgının seyrini, Ramazan Bayramı sonrası normale dönüşe imkan sağlıyacak seviyeye indirmiş olmaktır. Bazı adımları bayram öncesi atabiliriz, sektörlere şimdiden duyuruyoruz."
CHP'Lİ BELEDİYELERİ HEDEF ALDI
CHP'li belediyelerin koronavirüse karşı aldıkları tedbirleri FETÖ ve PKK'nin uygulamalarıyla ilişkilendiren Erdoğan'ın hedefinde özellikle İstanbul, Adana ve Mersin belediyeleri vardı. AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu belediyelerin uygulamalarıyla ilgili yaptığı açıklamada, "CHP'li belediyeler Cumhurbaşkanlığını, Bakanlığı, Valiliği, Kaymakamlığı hiçe sayarak yardım toplamaya kalkıyor. Amaç halka hizmet vermek değil, şov yapmak. Özellikle İstanbul, Adana, Mersin belediyelerinin sergiledikleri tavrın başka hiçbir izahı yok. Bu tür teşebbüsler geçmişte FETÖ ve PKK gibi örgütler tarafından da denenmiştir" dedi.
Erdoğan, CHP'ye yönelik yaaptığı eleştirileri şu şekilde devam ettirdi:
"CHP'nin başını çektiği bir kesim bozgunculuk peşinde koşuyor. Başarılı netice alabilmek için uygulamanın her il, ilçe, mahalle düzeyinde bu anlayışla yürütülmesi şart. CHP'li belediyeler Cumhurbaşkanlığını, bakanlıkları, valiliği, kaymakamlığı hiçe sayarak kendi başlarına yardım toplamaya, ekmek dağıtmaya, hastane kurmaya çalışıyorlar. Asli işlerini yürütemeyen belediyelerin giriştikleri bu tür faaliyetlerin amacı hizmet değil, şov yapmaktır. Özellikle İstanbul, Adana, Mersin belediyelerinin sergiledikleri tavrın başka hiçbir izahı yoktur. Kurallara uygun şekilde faaliyet yürüten belediyeler de var. Aynı partinin Yenişehir ve Mezitli belediyeleri valilikle işbirliği halinde çalışmaları yürüttüler. Bunlar FETÖ ve PKK tarafındaki örgütler tarafından da denenmişti.
Salgın sebebiyle sağlık sisteminin çökmesini, kamu güvenliğinin zaafa uğramasını, halkın sokaklara dökülmesini bekleyenler gözlerini yapılan hizmetelere dökmüşlerdir. Şimdi maalesef salgın hastalıkla mücadele için alınan tedbirleri sabote etmeye çalışıyorlar. Ülkemizin ciddi kayıplar veren yerler arasına girmeyi bekliyorları, baktılar olmadı, umutlarını Uganda'ya bağlayacak kadar küçüldüler. Biz şehir hastanelerini anlatırken, onlar fuar merkezlerini panellerle bölerek sahra hastanesi diye yutturmaya kalktılar. Bugün Türkiye'yi salgınla mücadelede farklı bir yere taşıyan şehir hastanelerine yıllarca demediklerini bırakmamışlardı.
Biz geliri olmayan vatandaşlarımıza nakit yardımı yaparken onlar inancımıza aykırı biçimde zekat toplama peşine düştüler. Bu noktada müracaat edilecek tek bir yer vardır, Diyanet İşleri'ne sorarsanız zekatı kimler toplar, kimler toplayamaz cevabı verir. Siz böyle bir konuda konuşma hakkına sahip değilsiniz. Devlet yardımları tek hesapta toplayınca da paralarımıza el koydular yalanına sarıldılar. Biz kimsenin parasına el koymadık, böyle bir yanlışın içerisinde girmedik, girmeyiz. Biz ne gerekiyorsa onu yaptık, bu kurallar çerçevesinde de ikna yöntemiyle bütün bu gayretlerimizi sürdürüyoruz. Onlar toplu taşıma seferlerini hesapsızca azaltarak halkımızı mağdur ettiler.
Biz infaz düzenlemesiyle hem kalıcı bir sistem kurmak hem de cezaevlerindeki yoğunluğu azaltmak için uğraşırken tecavüzcüler serbest kalacak yalanıyla ortalığı birbirine kattılar. Sorun ekmek dağıtmak değil, bunu şehirdeki diğer faaliyetlerle uyumsuz, izinsiz şekilde yapmaktır. Sağlık tesisi hazırlamak değil, olmayan bir şeyi varmış gibi anlatmaktır. Sorun farklı düşünmek değil, yalan söylemektir, iftira atmaktır. Türkiye'nin tarihi bir beka mücadelesi verdiği bir dönemde milletimi böyle bir şeyler meşgul ettiğim için üzüntülüyüm. Kirli zihniye cevap verilmedikçe azgınlaşmakta, çıtasını yükseltmektedir. Bu hastalıktan kurtulmayı Covid'den kurtulmak gibi önemli görüyorum."
4 ANA BAŞLIK
Türkiye koronavirüsle ilgili mücadelesini 4 ana başlıkla sürdürdüklerini belirten Erdoğan, "Birincisi, insanlar arası fiziksel teması kısıtlamaktır. Okulların tatil edilmesi, sokağa çıkma yasağı gibi tüm tedbirler bu amaca yöneliktir. İkincisi, sağlık sistemlerinin kesintisiz işlemesidir. Kritik konular başta olmak üzere, her alanda çok iyi seviyedeyiz. dedi. Üçüncüsü, gıda ve temizlik hizmetlerinin aksamamasıdır. İstisnai birkaç görüntünün dışında, bu konuda da sıkıntımız bulunmuyor. Dördüncüsü ise kamu düzeninin bozulmamasıdır. Vefa sosyal destek gruplarına da destek vermek suretiyle güvenlik güçlerimiz görevlerini sürdürüyorlar." açıklamasında bulundu.
KOLONYA VE MASKE
Bu güne kadar 3 milyon yurttaşa destek verdiklerini söyleyen Erdoğan, "Yaklaşık 1 milyon, 65 yaş üstü vatandaşımıza kolonya ve maske dağıtımı yapılmıştır. Salgının yayılmasını engellemek için 239 yerleşim yeri de karantina altında tutulmaktadır. Koronavirüs salgının önüne geçmek için aldığımız tedbirlerin meyvelerini toplamaya başladık. Test sayımızı 40 binin üzerine çıkardık. Test vaka oranımız azalıyor, iyileşen hasta sayımız artıyor. Yoğun bakımda ve solunum cihazına bağlı hastalarımız ve vefat eden hastalarımız aynı düzeyde seyrediyor. Gelişmeler Sağlık Bakanlığımız tarafından her gün paylaşılıyor. Hastanelerimizde yoğunluk yaşanmıyor. Tüm sağlık personelimize şükranlarımız sunuyorum. Ücretsiz maske dağıtımımız sürüyor. Maskeden tuluma, ilaçtan sağlık malzemelerine hiçbir eksiğimiz bulunmuyor. Solunum cihazındaki üretim konusunda başarılar neticelendi. Cihazların üretimi başladı, Mayıs ayının sonuna kadar 5 bin cihazı üretmiş olacağız." dedi.
Erdoğan'ın yaptığı açıkalamada öne çıkan ayrıntılar şu şekilde:
Tıbbi cihaz ve ilaç başta olmak üzere kritik tüm alanlarda bu çalışmaları sürdüreceğiz.
Sağlık personeli açısında, hayati olan N95 ve N99 maskelerinin, filtrelerin geliştirilme süreci bitti, testlerine başlandı. En kısa sürede üretime geçeceğiz. Bu filtreler konusunda da dışa bağımlılıktan kurtuluyoruz.
Hastane, yatak ve yoğun bakım yatağı konusundaki mevcut kapasitemizi güçlendiriyoruz. İlk etabın açılışını öne alarak, bugün gerçekleştirdiğimiz Başakşehir Şehir Hastanesi salgınla ilgili kullanılacaktır.
885’i klinik yatağı, 150’si yoğun bakım yatağı olmak üzere bin 35 yatakla hizmet vereceğiz. Diğer kısmını da gelecek ay hizmete açmayı planlıyoruz. İki kalıcı hastanemizin inşaatı da hızla sürüyor.
Bunları da 45 günde tamamlayıp hizmete alacağız. Sağlık alanında yaptığımız bu yatırımların önemini ve büyüklüğünü bu salgın neticesinde hep birlikte gördük. Türkiye en küçük bir sıkıntıya, kaosa meydan vermeden sağlık hizmetlerini kesintisiz sürdürmüştür.
Türkiye, dünyanın neresinde olursa olsun her vatandaşının yanındadır. Bu anlayışla, salgın başladığında yurt dışında olan vatandaşlarımız hava köprüleriyle ülkemize getirdik. Sağlık taramasından geçirip, yüksek öğretim yurtlarında 14 gün süreyle karantinada tuttuk.
Bakanlıklarımızın ve THY işbirliğiyle, 39 bin vatandaşımızı vatanlarıyla kavuşturduk. 12 bin vatandaşımızın yurtlardaki karantinası devam ediyor. 25 bin vatandaşımız ise yurt dışından Türkiye’ye getiriyoruz. Amacımız Ramazan öncesi bu operasyonu tamamlamaktır.
Yeni İnfaz Düzenlemesi kapsamında, bir tarafı izinli bir tarafı tahliye olmak üzere 90 bine yakın mahkum cezaevinden çıkmıştır. Hem cezaevlerimizi kapasite itibariyle rahatlatmış, aşırı yoğunluk sebebiyle salgın tehlikesinin önüne geçmiş olduk.
Evde Kal Türkiye sloganıyla gönüllü karantina uyguladığımız şu günlerde gençlerimize çağrıda bulunmak istiyorum. Dünyada yıldızı parlayan yazılım sektörüyle ilgili proje başlatıyoruz.
3 yılda 1 milyon gencimizin eğitimi bakanlıklarımız tarafından gerçekleştirilecektir. Yıl sonuna kadar eğitim sayısı 100’e çıkacaktır. Gençlerimizin tek yapması gereken, sistemi girip öz geçmişlerini kaydetmeleridir.
Programı tamamlayanlar, güvenliğinden veri analistliğine, siber güvenlikten diğer sektörlere 15 farklı alanda istihdam edilmelerini sağlayacaklardır. Gençlerimiz koronavirüs günlerini geleceğe yönelik yatırımla geçirecektir.
Çeşitli illerimizdeki 14 milyon metrekare hazine arazisini, çiftçilerimizin kullanımına sunuyoruz. Künyelerinde tıp fakültesi bulunan 43 üniversitemize, üniversite hastanelerimize, hizmet kalitelerini yükseltmek için 8 bin 635 sözleşmeli personel ve 5 binin üzerinde işçi kadrosu müjdeliyoruz.
Salgında özellikle istihdamın korunması için gerekli çalışmaları yürütüyoruz. Esnafımızdan iş adamlarımıza kadar birçok ödemenin ertelenmesini sağladık. Sosyal koruma kalkanı adı altında hayata geçirdiğimiz programlarla, salgının yarattığı sıkıntıları en aza indirmeye çalışıyoruz.
Bugüne kadar 269 bin firmamız, 3 milyonu aşkın çalışanı için kısa çalışma ödeneğine başvurdu. Ücretsiz izne ayrılanlar içinde ayrı destek programını hayata geçirdik.
Herhangi bir geliri olmayan vatandaşlarımız için, 2 milyon 100 bin haneye yakın haneye yakıt desteği verdik.