Cumhuriyet'in yayın politikasının suçlama konusu edildiği dava kapsamında Cumhuriyet’in 11’i tutuklu 17 yazar, çizer, muhabir, avukat ve yöneticisi, sansürün kaldırılışı nedeniyle Basın Bayramı olarak kabul edilen dün ilk kez mahkeme karşısına çıktı. Cumhuriyetçilerin yargılandığı ilk duruşmaya Akın Atalay, Kadri Gürsel ve Musa Kart’ın savunmaları alındı.
Tutuklu 11 Cumhuriyet çalışanı duruşma salonuna getirildiğinde alkışlarla karşılandı. Salonun darlığı nedeniyle girişte izdiham yaşandı. Duruşmayı uluslararası basın kuruluşları ve PEN temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda CHP’li ve HDP’li milletvekili izledi. Avrupa Parlamentosu milletvekilleri Arne Lietz ve Rebecca Harms da duruşmaya katıldı.
Cumhuriyet Vakfı Başkan Yardımcısı Atalay savunma yaptı. 'FETÖ' sanığı savcının iddialarını tek tek yanıtlayan Atalay, “Cumhuriyet gazetesine yönelik soruşturma tam bir hukuk cinayetidir” dedi. Atalay, bu yargılamanın amacının Cumhuriyet’i ele geçirmek ve gazetecilere gözdağı vermek olduğunu söyledi.
Atalay, gazetenin yayın çizgisinin değişip değişmediğiyle savcıların ve mahkemelerin ilgilenmesinin “abes” olduğunu vurguladı. Atalay, “Bunun yapıldığı rejimler faşist rejimlerdir. Demokratik toplumlarda gazetelerin yayın politikasını değerlendirmek ve suçlama konusu yapmak savcıların haddi de hakkı da değildir” dedi.
Cumhuriyet yazarı ve yayın danışmanı Kadri Gürsel “Tutuklanmamı sağlamak için delil de uydurulmamış, erişime açık veriler açıkça tahrif edilmiştir” dedi. ByLock iddialarını da çürüten Gürsel, yeterli incelemeyi yapmadan iddianameye bunları koyanlar için “Ya görevi ihmal var ya da görevi kötüye kullanma” diye konuştu.
Cumhuriyet çizeri Musa Kart ise iddianamedeki çarpıklıklara işaret ederek “Bu iddianame üzerine espri yapmayacağım. Çünkü nezaket çerçevesinde mizah yapanlar bilirler ki, düşene vurulmaz” dedi. Terör örgütlerine karşı en sert karikatürlere imza attığını vurgulayan Kart “Sadece bir örgüte yardım ettim: Ülkemin Tüm Çocukları” diye konuştu.
Gazeteciler, siyasi parti temsilcileri, sendikalar, sivil toplum örgütleri ve Cumhuriyet okurları Çağlayan’daki adliye binasının önüne akın etti. Sabah 8’den itibaren adliye önünde toplanan yüzlerce kişi gazeteciler için özgürlük istedi. Bir grup gazeteci de Cumhuriyet binasından adliyeye doğru yürüyüşe geçti.
Adliye önünde buluşan grup, “Gazetecilere özgürlük, Adalet” sloganları attı. Yapılan konuşmalarda, Türkiye’nin en çok gazeteci tutuklayan ülke olduğu hatırlatıldı, Cumhuriyet soruşturmasının delilsiz ve hukuksuz olduğu vurgulandı. Ellerindeki balonları özgürlük dileğiyle uçuran grup, gün boyu adliye önünde bekledi.