Cumhuriyet Gazetesi yazarları gazete binası önündeki nöbet alanında basın açıklaması gerçekleştirdi.
Cumhuriyet Gazetesi yazar ve yöneticileri 4 gündür gözaltında tutuluyor. Gazetenin İstanbul Şişli'deki binası önünde ise dayanışma nöbeti sürüyor. Yazarların gözaltına alınışının 4'üncü gününde Cumhuriyet Gazetesi yazarları açıklama yaptı. Yazarlar yaptıkları açıklamada gözaltındaki yazar ve yöneticilerin serbest bırakılmasını talep ederek Cumhuriyet'i teslim etmeyeceklerini söyledi.
Emre Kongar: Cumhuriyet Gazetesi, isim olarak değil ruh olarak da Türkiye Cumhuriyeti ile özdeştir. Türkiye Cumhuriyeti de Cumhuriyet Gazetesi de bir saldırı altındadır. Siyaset sosyolojisinde çok bilinen bir ilke var. Her halk layık olduğu iktidarla yönetilir. Laik, demokratik ve sosyal hukuk devletini hak ediyor bu halk. Onun için gazeteye ve cumhuriyet ilkelerine sahip çıkıyoruz.
Mine Kırıkkanat: Cumhuriyet’in kapısını kırdırdık burcunu vermeyeceğiz. Çünkü Cumhuriyet, Türkiye Cumhuriyeti'nin son kapısı, son kalan kurumu olarak ayakta kalmaya mecburdur. Cumhuriyeti teslim etmemek hepimizin görevidir. Andımız olsun cumhuriyeti vermeyeceğiz.
Erdal Atabek: Yönelen tehlikeler ve tehditler her zaman aklın sağduyunun ve aydınlanmanın haklı engellerine takılacaktır. Doğru olan ve teslim olmayan yenilmez. Bu tarihin temel kuralıdır.
Ali Sirmen: Çalışanıyla okuru arasında fark olmayan nadir gazetelerdendir Cumhuriyet. Türkiye Cumhuriyeti de Cumhuriyet de tehditle karşı karşıyadır. Dünyada hiçbir devrim bir kere kazanıldıktan sonra kulağının üstüne yatılarak korunamaz. Bütün devrimler her an savunulmakla ayakta durabilirler. Cumhuriyet uzun bir yürüyüştür hiç kimse kolay olduğunu iddia etmedi ama biz bu yürüyüşten kazanarak çıkacağız.
Erol Manisalı: Tarafımızı seçmek zorundayız. Aydınlığın mı, karanlığın mı yanındayız? Bu tercihi yapmalıyız.
Işıl Özgentürk: Gazetenin kapısından girdiğinde bir çocuktum. Dilerim ki çocukluk anılarımın geçtiği Cumhuriyet daha iyi günler görecek. Mücadelemiz hep birlikte, bizi yalnız bırakmayın. Biz de sizi yalnız bırakmayacağız.
Ataol Behramoğlu: Türkiye'de diktatörlük var. Diktatör ve diktatörlük 2023'te Türkiye Cumhuriyeti'nin ölümünü ilan etmeye hazırlanıyor. Cumhuriyet Gazetesi’nin yok edilmesi bu nedenle önemli. Kayyum atanırsa biz ona geçit vermeyeceğiz. Tomalarıyla gelsinler üstünüzden geçerek gidecekler teslim etmeyeceğiz.
Deniz Kavukçuoğlu: Susmayacağız, yılmayacağız, korkmayacağız. Hayat bizim için devam edecek. Kayyum tayini durumunda taşların üzerine yatıp o kayyumu bu binaya sokmayacağız. Bu birlik beraberlik bizi bir tutmaya devam edecek.
Selçuk Erez: Türkiye bu hale ülkeyi yönetenlerin eleştiriden korkması yüzünden geldi. Cumhuriyet'i bu yüzden kapatmaya çalışıyorlar. Eleştiriden nasibini almamışlar Türkiye'yi uçuruma götürür. Biz o çukura düşmeyeceğiz.
Özlem Güzel: Son kalenin nöbetçileriyiz hepimiz. Ortak değerlerimiz olduğu için kaygılarımız da ortak. Haksızın yanında olan kaleyi yıkmaya çalışıyorlar. Biz güçlüyüz bu kaleyi kaybetmeyeceğiz.
Mine Söğüt: Yaşananlar sürpriz değil. Çoğumuz çocukken bu gazete başımıza gelecekleri söylüyor bunun için kurbanlar veriyordu. Bu gazete, bu korkunç süreçte ne dediğini hep biliyor, sözünün arkasında duruyordu. Önemli olan ne olduğu değil, bizlerin, ne dediğinden emin olan insanların bunların karşısında ne yaptığıdır. Cumhuriyet'in ne yaptığı, destek verenlerin ne yaptığı belli. Bu duruşu sağlam bırakmalıyız. Korkmamak ve sağlam durmak zorundayız.
Ahmet Cemal: Bugüne kadar en çok sorduğum soru iş buraya nasıl geldi, devrimin yarıda kalmasına kim sebep oldu? Ortada kollektif bir kötülük varsa hiçbir birey masum değildir. Çoğunluk bilinci olmadan her şey yarıda kalır. Cumhuriyet bir faziletse asıl bunu bilmek gerek sorumluluk duygusuyla hareket etmek hepimizin boynunun borcudur.
Tayfun Atay: Cumhuriyet padişahım çok yaşa seslerinin ülkenin semasında yükseldiği, basın adına kraldan çok kralcılığın geçer akçe olduğu ortamda hala 'kral çıplak' diyebilmektir. Ötekinin, farklı olanın kendisinin sesini duyabildiği Türkiye'dir Cumhuriyet. Cumhuriyet'e yapılan her şey Cumhuriyet'e yapılmakta. Cumhuriyet, cumhuriyetin mazisi ve istikbalidir. İstikbali var etmek için biz burdayız. O yüzden burada Türkiye'nin mağduriyeti söz konusu. Cumhuriyet ve cumhuriyeti teslim etmemek için elimizden gelen her şeyi yapacağız.
Gülen Gül Altınsay: Futbol yazarıyım ama futbol yazmak da siyasetten kaçmayı mümkün kılmıyor. Türkiye'de özgürce yazı yazabildiğim tek gazete Cumhuriyet. Gazetecilik yaptıkları için gözaltına alınan arkadaşlarımızın bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz.
Arif Kızılyalı: Cumhuriyet, cumhuriyetçilerindir. Cumhuriyet spor için de idealdir.
Ayşe Emel Mesci: 18 yıl olmuş yazmaya başlayalı gazetede büyük sıkıntılara rağmen durmuyor mücadele ediyoruz.
Şükran Soner: Çağımıza yakışmayan çok kirli, çok kanlı iktidarların diktatörleştiği süreçte Türkiye'deyiz. Bize küresel saldırılar yetmedi askeri sivil darbelerle baskılarla gelişimin önüne geçmek istiyorlar. Bu kirli savaşın en güçlü aracı insan beynini satın alan medya gücü. Bu yüzden diktatörleşen iktidar erki küçük bir aykırı sesi tehdit olarak algılıyor. Okurun yaşattığı bir gazete örneği yok Türkiye'de. Cumhuriyet bir kale. Bu kaleyi teslim etmeme savaşımını birlikte veriyoruz.
Orhan Erinç: Cumhuriyet, editöryal bağımsızlığın uygulandığı tek gazetedir. Yöneticileri, yazarlarının söyledikleri üzerine bir şey ekleme ihtiyacı duymazlar. 63 yılında geldim gazeteye. Sonunda nöbet bana kaldı. Yayın politikasını anlamayanlar, bilmezden gelenler, bir de bilip de bilmezden gelenler var. Yayın politikamız Yunus Nadi'nin ilk sayıda yazdığı başyazısındaki kuralların uygulanmasını sürdürmektir. Bu kurallardan biri de “Cumhuriyet, Demokrasinin savunucusudur. Cumhuriyet yıkmak isteyen her kuvvete karşı mücadele edecektir. Gerçek demokrasi için bütün varlığıyla çalışacaktır. Cumhuriyet Vakfı bu amaç için kurulmuştur”. Bağımsız olan tek yayın organı olma niteliğini koruyan Cumhuriyet Gazetesi’nin yayınlarının yarattığı rahatsızlık sonunda Cumhuriyet'e de bir kumpas kurulmasını getirmiştir. Dayanışma için okurlara, sivil toplum örgütlerine, siyasi partilere teşekkür ediyorum. Cumhuriyet’i yayınlamak için elimizden gelen her olanağı kullanarak yayınımızı sürdürmeye çalışıyoruz. Bugünkü gazetede 'Soruşturma 3 günde çöktü' başlığı var. Çünkü soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısı FETÖCÜ denerek yargıtayda yargılanmakta. 70'lerde Fetullah Gülen'le ilgili araştırmaları yayınlamaya başlamıştır. Sadece yazılara ve haberlere, başlıklara dayanan soruşturmadır bu. Can Dündar ve Erdem Gül'ün tahliye dilmesine karar veren Anayasa Mahkemesi, tahliye kararının gerekçesinde sadece gazeteciliğe ilişkin bir suçlamanın olamayacağını söylemişti. O eksikliği gidermek için de bu soruşturmada vakfı da araya katmak gibi görüntü ortaya çıkarılıyor. Hukuk varsa bu uygulamanın çökeceğini düşünüyoruz.