İnsanın sevdiği canı orada bırakıp dönmesi çok zor demiştim cenaze günü, oysa yazmak daha da bir zormuş anladım.
KERİM EREN
Ah benim maviş annem deyip devamını yazamamıştım. İnsanın sevdiği canı orada bırakıp dönmesi çok zor demiştim cenaze günü, oysa yazmak daha da bir zormuş anladım.
Elmas anne Kemal amcanın yanına gidince gökyüzü bile mavisini kaybetti, kötü, çirkin bir griye dönüştü. Bayramlar da anlamsızlaştı. Her bayram değişik bir rengini götürdüğüm mine çiçeklerini görmeye artık dayanamam sanıyorum. Gülerek, severek, özenle hazırladığı zeytinyağlı yaprak dolmaları da olmayacak, yedirirken 'fıstıklarını iyi say bakalım' da demeyecek artık, Elmas anne ile sonsuzluğa karıştı onlarda...
Mezar başında zorlukla da olsa konuşmalar yapıldı sanırım yüreğin dayanması en zor olanını İkbal yaptı. Ağlayabilenler şanslıydı, acıları dağıldı, dayanma güçleri arttı az da olsa. Ya gözyaşını içine akıtanlar, onlar aslında sürekli kimselere göstermeden 'dayan yüreğim dayan' diyerek gözyaşı akıtamadan ağlıyorlar.
Dostum Yüksel'de tam böyle bir anı yakalamış, anneye veda konuşması yapan İkbal ile beni kaydetmiş.
Daha sonra herkes çekilip bizim de ayrılma zamanımız geldiğinde, sessizce ve kimselere göstermeden yüreklerimizden birer parçayı anneyi örten toprağa karıştırıp bırakarak yürüyüp bu keyifsiz ve çekilmez yaşama döndük.
Sonra mı, gerisi hayat...
Yüksel UYGUN