Meclis’te yemin ederken, Barış Anneleri, Cumartesi Anneleri, Beyaz Tülbentliler ve tüm kadınların gözünün önünden geçtiğini dile getiren Güven, önümüzdeki süreçte daha demokratik bir yaşam için çalışacağını söyledi.
ANKARA-Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkâri Milletvekili Leyla Güven, seçilmesinin üzerinden geçen 1 yılın ardından Meclis Genel Kurulu’nda yemin ederek, yasama çalışmalarına başladı. Güven, Genel Kurul sonrası Meclis’te sorularımızı yanıtladı. PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki mutlak tecridin kaldırılması amacıyla 200 gün açlık grevinde kalan Güven, sağlığının iyi yöne gittiğini söyledi. Güven, “Ben cezaevindeki arkadaşlara göre daha şanslıyım, doktor gibi olanaklara daha kolay ulaşabiliyorum” diyerek, cezaevindeki açlık grevcilerinin tedavi konusundaki sorunlara dikkat çekti.
‘Başarma umudu’
“Açlık grevine başarma umuduyla yola çıkmıştık” diyen Güven, “Ben cezaevindeyken Hakkari halkının iradesiyle seçildim. Cezaevinde de böyle bir eyleme karar verdim. Tecridin artık Kürt halkı tarafından kabul edilmeyecek bir yaklaşım olduğunu, ortadan kaldırılması gereken bir hukuksuzluk olduğunu ifade ettim ve eyleme başladım. Tabi bu eylem sırasında hem cezaevlerinden hem de dünyanın birçok yerinden arkadaşlarım da bu talebe dahil oldular. Çünkü bu milyonların talebiydi. ‘Umut zaferden değerlidir’ demiştir, Sayın Öcalan. Fakat her halükarda sonuçta ölümcül bir yoldu. Bu yolda belki de geri dönülmez bir durumda yaşanabilirdi. Onun için ben bir gün Meclis’e tekrar gelebileceğimi, yemin edeceğimi çok öngörememiştim” diye ifade etti. Parlamentoyu “Demokratik siyasetin daha aktif yürütülmesi ve anlaşır şekilde icra edilmesi açısından bir zemin” olarak tanımlayan Güven, bu nedenle Meclis’te arkadaşlarıyla birlikte çalışmalarını yürüteceğini ifade etti.
‘Sesimizi duyurabildik’
Güven, açlık grevi eyleminin kendisi açısından öğretici olduğunu, “Bu eylemde ben yoldaşlığın arkadaşlığın, birbiri için canını feda etmeye hazır olan binlerin varlığını bir kez daha hissettim” dedi. Güven eylem sürecinde yaşananlara ilişkin de şunları belirtti: “Binlerce arkadaşım bu yoluculukta beni yalnız bırakmadı. Bu yolda içimizi burkan, sevincimizi buruklaştıran en önemli şey 9 arkadaşımızın fedai eylemleri oldu. Onlar aslında biz ölmeyelim diye yaşamlarını ortaya koydular. Onları tekrar saygıyla anmak istiyorum. 30 arkadaşımız ölüm orucuna başladı. Bunların hepsi çok anlamlıydı, çok derin mesajlar içeriyordu. Çünkü dünyaya bir mesaj vermek istedik. ‘Sayın Öcalan şahsında aslında bütün Kürt halkı tecrittedir’ demek istedik. Sanırım büyük ölçüde sesimizi duyurabildik. Bu da en çok 9 arkadaşın öncülüğünde oldu.”
‘Demokratik yaşam’
Güven, açlık grevi eylemleri sürecinde kadınların üstlendiği misyonu özellikle vurguladı. “Yemin ederken, bütün kadınlar; başta Barış Anneleri, Cumartesi Anneleri ve Beyaz Tülbentliler gözümün önünden geçti” diyen Güven, ekledi: “Polis şiddetine ve hukuksuzluklara rağmen Beyaz Tülbentliler ve kadınlar alanları terk etmediler. Ben bu yolda bu birlikteliği aslında tarihe yazılacak, tarihsel bir olgu olarak değerlendiriyorum, çok önemsiyorum. Evet, biz başardık, büyük ölçüde başardık ama mücadele bitmedi. Bundan sonra da mücadelemize daha demokratik bir yaşam yaratabilmek için her alanda devam edeceğiz.”
Diren Yurtsever/Ankara-MA