Onlar atık kanalizasyon suyundan hemen her sektörde kullanılacak boya, yine atıklarda oluşan çok dayanıklı bir beton türü; aynı zamanda depreme tam dayanıklı bir ev yapmayı başardılar.
NURGÜL PAÇARO
Atık kanalizasyon suyundan boya, yine atıklarda oluşan çok dayanıklı bir beton ve depreme dayanıklı evin yanısıra, katkılardan oluşan el dezenfektanı ile yine hemen her sektördü kullanılabilecek yüzey temizleme deterjanı ürettiler.
Biri İrem Koludönmez, biri Ramazan Kazım İstanbullu…
Yaşları henüz 20 bile değil…
Ama onlar, günümüzün harika çocuklarından..
Yaptıkları, ürettikleri ve başardıkları ürün ve hizmetler; akıllara durgunluk verecek seviyede…
Sanat tarihçisi ve restorasyon uzmanı Erol Kaya’nın; tarihi araştırmaları sırasında ulaştığı bazı tarihi tarif ve deneyimlerden edindiği bilgiler; İrem Koludönmez ve Ramazan Kazım İstanbullu’nun elinde, kelimenin tam manasıyla bir mucizeye döndü…
Ne mi yaptılar?
Bir kere onlar tam bir doğa dostu pırlanta gibi iki genç yetenek…
Doğada, sokakta, orada ve burada atıklara asla tahammülleri yok…
Ama atıkların da tamamen atılmasına gönülleri razı gelmiyor; zira o atıklar maharetli ellerinde mucize gibi bir ürün ya da hizmete dönüşebiliyor…
Bir kere öncelikle; her türlü plastik ve benzeri atıkla dolgu malzemesi olarak kullandıkları ve normalinden on iki kat daha dayanıklı bir beton üretmeyi başardılar…
Bu beton hem dayanıklı, hem mukavemet gücü çok kuvvetli; hem de her türlü haşarat, böcek ve benzeri canlının üremesini önleyecek bir özel yapıda…
YETENEKLİ ÇOCUKLAR DEPREME MEYDAN OKUYAN EV YAPMAYI BAŞARDI Biri İrem Koludönmez, biri Ramazan Kazım İstanbullu… Yaşları henüz 20 bile değil… Ama onlar, günümüzün harika çocuklarından.. Yaptıkları, ürettikleri ve başardıkları ürün ve hizmetler; akıllara durgunluk verecek seviyede… Sanat tarihçisi ve restorasyon uzmanı Erol Kaya’nın; tarihi araştırmaları sırasında ulaştığı bazı tarihi tarif ve deneyimlerden edindiği bilgiler; İrem Koludönmez ve Ramazan Kazım İstanbullu’nun elinde, kelimenin tam manasıyla bir mucizeye döndü… Ne mi yaptılar? Bir kere onlar tam bir doğa dostu pırlanta gibi iki genç yetenek… Doğada, sokakta, orada ve burada atıklara asla tahammülleri yok… Ama atıkların da tamamen atılmasına gönülleri razı gelmiyor; zira o atıklar maharetli ellerinde mucize gibi bir ürün ya da hizmete dönüşebiliyor… Bir kere öncelikle; her türlü plastik ve benzeri atıkla dolgu malzemesi olarak kullandıkları ve normalinden on iki kat daha dayanıklı bir beton üretmeyi başardılar… Bu beton hem dayanıklı, hem mukavemet gücü çok kuvvetli; hem de her türlü haşarat, böcek ve benzeri canlının üremesini önleyecek bir özel yapıda… Sonra tabii en önemlisi; çok değişik bir sistemle gerçekleştirdikleri bir de deprem evi var ki; bu ev; depremin sürekli gündemde olduğu şu günlerde; tüm insanlık için adeta kurtarıcı miteliğinde… Bırakın 8’i, 9 şiddetinde bir depreme bile dayanıklı bu evler… Çok özel bir temel sistemi ile, yaklaşık altı saatte kurulabilen deprem evlerinin; 10 metrekarelik bir kurulumu için, sadece 22 bin TL maliyet yetiyor ve hayat kurtarıyor… Yüksek bir binada bile kurulu olsa; üzerine yüklenebilecek 200 tonluk bir basınca bile dayanıyor ve içine sığınanalrı hayatta tutuyor… İrem ve Kazım’ın yaptıkları bununlu sınırlı değil… Yine çok özel bir dokuma ve işleme tekniği ile bir elbise tasarlamışlar; yakın mesafemde kurşun bile geçirmezken; doğada kurt, pit-bull, yılan ve akrep dahi saldırsa; elbiseyi aşamıyor; tam donanımlı bir koruma sağlıyor… Mesela, yine tamamen doğal katkı maddelerinden muhteşem bir el dezenfektanı yapmışlar; normal dezenfektanlar gibi eli yıpratmadığı gibi, aksine bakımını da sağlıyor… Bunun yanı sıra; minimal seviyede petrol türevli bir de sanayisel temizlik deterjanı üretmişler ki; tekstilden otomotive ve gemi sanayiine kadar her erde kullanılabliyor… Hatta bir de Kurbağalıdere suyundan yani kanalizasyon suyundan, tam su bazlı ve dayanıklı boya imal etmeyi başarmışlar; her sektörde kullanılabilecek ve tabii ki normalin en az yüzde 75 daha ucuzuna maliyeti ile… Evet, onlar; biri İrem Koludönmez, biri Ramazan Kazım İstanbullu; çok daha verimli bir gelecek için söz konusu projelerinin yetkililerce keşfedilmesini ve bunun aktif üretime ve paraya dönüşerek, hem ülke, hem bireysel ekonomiye katkı sağlayacağı günü bekliyor… |