TTB ve THHP depremlerde yıkıma uğrayan 3 ilde asbest tespit edildiğini belirterek “İleriki dönemde halk sağlığı açısından asbeste bağlı kanser halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkacak” dedi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) ile Temiz Hava Hakkı Platformu (THHP) 6 Şubat 2023 Depremleri ardından yıkıma uğrayan 3 il ve ilçeden; Elbistan, Kahramanmaraş ve Adıyaman'da yaptıkları asbest tespit çalışmasının sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı. TTB MK Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, "Buradan şunu açıkça ifade etmek gerek. Türkiye'de ayrımcılığın bu çalışmada bize Alevi yerleşim yerlerinde daha fazla karşımıza çıktığını söyleyebiliriz. Yapılan çalışma bize gösteriyor ki ileriki dönemde halk sağlığı açısından asbeste bağlı kanser bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkacak. Bundan 20,40 hatta 50 yıl sonra akciğer, karın zarı, gırtlak ve yumurtalık kanserlerini göreceğiz. Bunun sorumlusunun kamuoyu olduğunu bir kez daha hatırlatalım" diye konuştu.
"Deprem Bölgesinde Üç Kentte Asbest Tespit Çalışması" adlı panelin kolaylaştırıcılığını TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut yaptı. Panelde TTB MK Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, TTB Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri Kolu (ODSH)'ndan Dr. Seçkin Kara, Türkiye Hava Hakkı Platformu (THHP)'ndan Dr. Ozan Devrim Yay ile Deniz Gümüşel, Adıyaman Tabip Odası Başkanı Dr. İsmail Tosun, Hatay Tabip Odası Başkanı Dr. Sevdar Yılmaz ile Kahramanmaraş Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Tiyekli konuşma yaptı. Örnekleme Yönteminin kullanıldığı çalışmada depremde yıkılan Elbistan, Kahramanmaraş ve Adıyaman'da Elektron mikroskobu ile asbest analizi yapıldı. Çalışmanın sonucuna göre Adıyaman'da 30 örnekten 2'sinde, Kahramanmaraş kent merkezinde 21 örnekten sekizinde, Elbistan kent merkezinden alınan 15 örnekten ikisinde asbestin türleri olan Krizotil, Antofilit ve Aktinolit'e rastlanıldı.
“İLERİKİ DÖNEMDE ASBESTE BAĞLI KANSER VAKALARINI GÖRECEĞİZ”
İlk olarak söz alan TTB MK Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, "TTB olarak yaşanan depremlerde yıkımın insan eliyle nasıl bir felakete dönüştürüldüğünü 9 aydır gözlüyoruz. Daha önce TTB olarak Deprem Koordinasyon Birimlerimizden Hatay'da hava kirliliğine dair bir çalışmayı paylaşmıştık. Havadaki partikül madde oranını ölçen bir cihaz ile yapmıştık bu çalışmayı. Elektrik kesintilerine rağmen havadaki partikül madde yoğunluğunun Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği ortalamanın 3 katına çıkarak 45'e ulaştığı sonucunu görmüştük. Yeni yaptığımız çalışmadan çıkan sonuçlara dair şunu rahatça söyleyebiliriz; Türkiye'de uzun yıllardır var olan ayrımcılığın Alevi yerleşim alanlarında çok daha fazla karşımıza çıktığını görüyoruz" dedi.
Kamu otoritesinin yapması gereken çalışmaları kendilerinin yaptığını ifade eden Dr. Fincancı, "Asbestin etkileri ile bundan 20,40 hatta 50 yıl sonra akciğer, karın zarı, gırtlak ve yumurtalık kanserleri ile yüzleşiyor olacağız. Bunun sorumlusunun kamuoyu olduğunu yeniden hatırlatalım" diye konuştu.
USULE UYGUN YIKIM YAPILMADIĞI İÇİN HAVAYA ASBEST KARIŞTI”
Elbistan, Adıyaman ve Maraş'ta yürütülen çalışmanın detaylarını THHP'den Dr. Ozan Devrim Yay anlattı. Yay, "Bölgede yıkıma halen devam ediliyor. Ve yaşam alanlarında hafriyatın açık halde bırakılmış. Çalışmanın yapıldığı kentte yüzeylerde gözle görülür düzeyde var olan ince toz tabakasının bize bir benzerinin havada olduğunu anlatıyor. Çalışmada gördük ki; yıkımın olduğu yerlerin yanı sıra yıkımın olmadığı alanlarda da asbeste rastladık. Analiz sonucuna göre Adıyaman'da 30 örneğin ikisinde, Kahramanmaraş'ta 21 örneğin sekizinde, Elbistan'da ise 15 örneğin ikisinde farklı türlerde asbest tespit edildi. Az çıkan sonuçlar o kent açısından riskin az olduğu olarak algılanmasın, az miktarda asbest dahi o ilin risk altında olduğunu gösteriyor. Çalışmalarda yıkımın ardından hafriyatın kaldırıldığı alanlarda dahi asbeste rastlandını da ifade etmek gerek. Şurası önemli; depremin ardından enkaz kaldırma çalışmaları sırasında yıkımın su ile bastırma ile yapıldığı çok az örneği görebildik. Yıkım su ile bastırılmadığı için asbest havaya karıştı. Ve halen hafriyatların yaşam alanlarına yakın yerlerde açıkta beklediğini ifade etmiştik. Bu da rüzgar asbestin taşınacağı anlamına geliyor" dedi.
“KORUYUCU KIYAFET VE MASKE İLE GÜNDE EN FAZLA 8 SAAT ÇALIŞILABİLİR”
Dr. Ozan Devrim Yay'ın ardından söz alan THHP'den Deniz Gümüşel'de şunları aktardı. "THHP olarak toplumsal hak ihlallerine dikkat çekmek için bu çalışmaları yürütüyoruz. Bu çalışmada hava kirliliğinin bir boyutunu, asbest kirliliğini vurgulamaya çalıştık. Türkiye'de aslında bir asbest mevzuatı var. Asbestin 2010 yılından bugüne madenciliği, işlenmesi, satışı yasaklanmış durumda. Ancak 2010 yılından önce yapılan yapılar ve özellikle ikinci el inşaat malzemelerinin kullanımının devam etmesi yeni yapılarda da asbest varlığının risk göstergesi" dedi. Yönetmeliğe göre asbestli yapıların uzmanları tarafından yıkılması gerektiğine dikkat çeken Gümüşel, "Yönetmelik koruyucu bir kıyafet, asbest miktarına göre özel bir maske ile günde en fazla 8 saat çalışabileceğini söylüyor. Belirli sınırlı değerler var. Biliyorsunuz Eylül ayında Çevre Mühendisleri Odası Hatay'da benzer bir çalışmayı yaptı. Ardından Hatay Valiliği'nin de bir çalışma yaptığı ortaya çıktı. Hatay Valiliği sınır değerlerin aşılmadığına dair bir açıklama yaptılar. Kamuoyunu yanlış yönlendiren, yanıltıcı bir bilgi içeren bir dezenformasyondu" diye konuştu. Konuşmasının devamında 3 Ekim 2023 itibariyle Avrupa Birliği'nin en geç 6 yıl içerisinde çalışanların çalışma ortamında maruz kaldığı havadaki asbest konsantrasyonunu 0,01 lif/santimetreküp'e indirmek durumunda kaldığını açıklayan Gümüşel, " AB ile kıyaslandığında Türkiye asbestle bir arada çalışma halinin tam 10 katına izin veriyor. Buna göre mevzuatın yeniden düzenlenmesine ihtiyaç var" dedi.
“DEPREMDE HAYATTA KALANLAR ASBESTE MARUZ BIRAKILIYOR”
ODSH Kolu'ndan Dr. Seçkin Kara da meselenin gözle de görünür toz olduğuna dikkat çekerek, tozun kansere neden olduğunu anlattı. "Mesele toz ve bu tozun bir kısmı kanser yapıyor. Kaşıntıdan nefes darlığına ve haftalar sonra ortaya çıkan nefes alma sorunlarına neden oluyor. Toz yıkımlar nedeniyle ortaya çıkıyor. Yıkımlarda su kullanılmadığı için bunu yaşıyoruz. Yıkımlar demirler karşılığında yapıldığı için bu görüntüleri görüyoruz. Firma binayı yıkıyor, hemen orada inşaatın içindeki demiri alıyor. Ve ortalıkta enkazı kalıyor. Deprem bölgesinde genel olarak temiz su bulmak oldukça sıkıntılıydı. Pekala buna müdahale edilebilirdi. Ancak bu yapılmadı." Dr. Kara'nın ardından söz alan Kahramanmaraş Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Tiyekli yapılan çalışma ile son dönemde yapılan evlerde de asbeste rastlandığını ifade etti. Dr. Tiyekli, "Rapor detaylı incelendiğinde yeni binalarda da asbeste rastladık. Yeni binalarda asbest yok, yönetmelik uygulanıyor inancının yanlış olduğunu gördük. Bugün depremde hayatta kalanlar asbeste maruz bırakılıyor. Kahramanmaraş asbest yönünden risk altında" dedi.
Asbeste dair alınması gereken önlemlerden bazıları: