Dersim Emek ve Demokrasi Platformu, Seyit Rıza meydanında "Doğa" mitingi düzenledi. Bir araya gelen binler Dersim'de madenlere geçit vermeyeceklerini haykırdı.
SULTAN ESEN
"Yaşam alanlarımızı savunacağız, biz kazanacağız" yazılı pankart ve "Biz kazanacağız" dövizleriyle Sanat sokağında buluşan binler, Seyit Rıza Meydanı'na davul ve zurna eşliğinde yürüdü.
Yürüyüş sırasında sık sık halay çeken kitlenin coşkusu göz doldururken, kadın ve gençlerin yoğun katılımı dikkat çekti.
Mitinge emek ve meslek örgütleri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Dersim Milletvekili Alican Önlü, HDP Ekoloji Komisyonu Eş Sözcüleri Menekşe Kızıldere, Naci Sönmez, Özgür Kadın Hareketi (TJA), Demokratik Alevi Dernekleri (DAD), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), HDP Bingöl İlçe Örgütleri, Bölge illerinden ekoloji aktivistleri, CHP Dersim İl Örgütü ve çok sayıda çevre örgütü katıldı.
Tertip komitesi adına söz alan Kenan Çetin, kapitalist talan ve yağma düzeninin yaşam alanlarında katliamlar yaptığını söyledi. Doğanın altı ve üstünün şirketlere peşkeş çekildiğini belirten Çetin, "Karadeniz de başlatılan HES ve doğa talanına karşı Karadeniz halkının ölümüne vermiş olduğu mücadeleye rağmen hala Artvin Yusufeli'de birçok yerde doğa kıyımı devam ediyor. Ormanlar ve dereler ekosistem; flora ve canlı yaşam yok ediliyor. Yine Kaz dağlarında ve İliç'te altın arama çalışmaları bölge halkı için ciddi bir tehlike; halk adeta zehir soluyup zehir içiyor. Ege'de yaşam ağacı ve geçim kaynağı olan zeytin ağaçları maden ve betonlaştırma uğruna kesilerek yok ediliyor. Brezilya'dan gelen asbestli gemi Sao Paulo'ya karşı çevre örgütleri başarısı ve ülke girişine izin verilmemesi hepimize örnektir. Tarihi bir kent olan Hasankeyif, Pertek ilçemiz gibi onlarca köyümüz baraj altında bırakıldı. Doğa katliamı aylardır Şırnak, Hozat Ovacık'ta katledilen ormanlarla devam ediyor. Dersim doğası, yeraltı ve yerüstü kaynakları uzun zamandır saldırılarla karşı karşıya. Barajlar, HES'ler, Altın ve 4-Gurup madenlere dair, açılan sahaların 13'ü Pülümür, 14'ü Ovacık, Merkez 4, diğer ilçeler ise daha az olmak üzere toplamında 40'a yakın saha yaban hayatına, suya, havaya, kutsal mekanlarımıza, küçükbaş hayvanımızın ve arılarımızın alanlarına toplamda 2 bin ailemizin geçimine saldırılıyor" dedi.
Dersim topraklarının önemli bir kısmının maden ruhsatlı ya da maden alanı olması için arama çalışması kapsamında olduğuna dikkat çeken Çetin, ayrıca başta Hozat–Ovacık olmak üzere orman kesimlerinin arttığını kaydetti. Çetin, buradaki yegane amacın asimilasyon olduğunu ifade etti. '38 soykırımı ile 80'li-90'lı yıllarda köy boşaltmalarla, barajlarla, darbelerle, göçlerle bunun daha önce denediğini hatırlatan Çetin, Dersimlilerin bu saldırılara karşı dimdik durduğunu belirtti.
İZİN VERMEYECEĞİZ, BİZ KAZANACAĞIZ, DOĞA KAZANACAK
Çetin, "Dersim coğrafyası ekolojik öneme sahip bir bölümü Mili Park olan alanlar dahil tehlike altında; su kaynakları buzul göler yok edilecek. Kullanılacak dinamitler sismik hareketleri ve depremi artıracak. Burada yürütülecek altın, kurşun, çinko, gümüş madencilik projesi bütün Mezopotamya'yı Fırat Havzası'nı zehirleyecek. Bölgede yaban hayat sahası oldukça geniş ve bitki çeşitliliği oldukça fazla, madencilik projeleri ve orman kesimi ile ekosistem tamamen bitirilecek. Daha önce olduğu gibi tek vücut olup bu maden projelerine, orman kesimine karşı ağaca, doğaya, bütün canlılara, hayata sahip çıkacağız. Ülkenin her yerini, Karadeniz'den tutun, Hasankeyf, Salda, İliç, Akkuya'ya kadar çevre katliamına dönüştürdüler. İzin vermeyeceğiz. Biz kazanacağız. Doğa kazanacak" ifadelerini kullandı.
'DAHA CESUR EYLEMLERİMİZİ BİRLEŞTİRMELİYİZ'
Sermaye ve onun her türden işbirlikçilerine ve onların zuhur eden politikalarına karşı örgütlü gücü yükseltmek zorunda olduklarını vurgulayan Çetin, "Unutmayalım ki; üstünde yaşadığımız doğa bizlerin ve tüm canlıların yaşam alanları olup; kurdun kuşun hakkı için, yarınlara olan borcumuzu ödemek için, geride yaşanılacak bir dünya bırakmak için daha cesur, daha güçlü bir çığlıkta eylemlerimizi birleştirmeliyiz. Hayat sadece bizim yaşadığımız zaman ve mekanla sınırlı değil yarına taşıyacaklarımızla da ilgilidir" dedi.
SÖNMEZ: EKOLOJİ MÜCADELESİ 21. YÜZYILIN KAPİTALİZME KARŞI EN DİNAMİK NOKTASIDIR
Söz alan HDP Ekoloji Komisyonu Sözcüsü Naci Sönmez, "Biz ne Dersim'i ne Fatsa'yı ne Kazdağları'nı ne Cudi'yi asla ve asla emperyalist şirketlerin ve Türkiye'deki siyasi merkezlerin rant merkezi haline getirmeyeceğiz. Ekoloji mücadelesi 21. yüzyılın kapitalizme karşı mücadeledeki en önemli dinamik noktasıdır. Bugün eğer Türkiye'de kapitalizme karşı mücadeleyi yükselteceksek; yoksulların, ezilenlerin, emekçilerin iktidarını kuracaksak, emin olun yegane merkezi artık sömürgeciliğe karşı da mücadelenin adresi ekolojik varlıklarımıza, yaşam alanlarımıza sahip çıkmaktır" dedi.
ESEN: İLİÇ'TE ARTIK KUŞLAR BİLE UÇMUYOR
Ekoloji Birliği adına söz alan Hatun Esen yıkımların, talanların hız kazandığını kaydetti. Dersim'de geçmişte ormanların yakıldığını şimdi ise ormanların kesilerek yok edilmek istendiğini belirten Esen, kesilen bir meşenin ahının Akbelen'de kökünden çekilen zeytin ağacında hissedildiğini, Dersim'de vurulan bir hayvanın acısının Cerrahtepe'den hissedildiğini söyledi. "Biz ekolojistler yan yana, omuz omuza her yerde mücadele vermeliyiz" diyen Esen, şöyle devam etti: "Özellikle maden şirketleriyle kol kola gezen işbirlikçilere seslenmek istiyoruz sizlerin aldığı para size zehir olacak. En yakın örneğini İliç'te gördük. İliç'te artık kuşlar bile uçmuyor."
Miting skeç oyunun sahne almasıyla sona ererken, kitle halaya durdu.