Didar Şensoy Animasyon Kolektifi İHD İstanbul Şubesi bünyesinde çalışmalarına yeni başlayan bir oluşum.
İSTANBUL
Didar Şensoy Animasyon Kolektifi olarak biraraya gelmelerinin amacını ise, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi başta olmak üzere BM, ILO ve tüm uluslararası sözleşmelerle ortaya konan temel insan hak ve özgürlüklerini tanıtmak, bu belgelerdeki maddeleri animasyon ve çeşitli ürünlerle anlatmak olarak tanımlıyor. Uluslararası sözleşmelerin bazı maddelerini sesli ve yazılı şekilde youtube sayfamızdan yayımlamaya başlayan Kolektif, son olarak Cezaevlerindeki hasta mahpuslara dikkat çekmek için SERUM diye bir animasyon film yaptılar.
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi bünyesinde çalışmalarını sürdüren bu oluşumun üyeleri amaçlarını ve SERUM’u anlattılar…
VİDEO İÇİN TIKLAYINIZ
Nedir Didar Şensoy Animasyon Kolektifi ve amacı nedir?
Evet Didar Şensoy Animasyon Kolektifi İHD İstanbul Şubesi bünyesinde çalışmalarına yeni başlayan bir oluşum. Zamanla dernek bünyesinde bir komisyon olarak çalışmaya evriltmeyi ve diğer komisyonlarımızın yürüttüğü bütün çalışmaların tanıtımına ürettiğimiz ürünlerle katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Animasyon kolektifi olarak biraraya gelmemizin amacı ise İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi başta olmak üzere BM, ILO ve tüm uluslararası sözleşmelerle ortaya konan temel insan hak ve özgürlüklerini tanıtmak, bu belgelerdeki maddeleri animasyon ve çeşitli ürünlerle anlatabilmektir. İnsan Hakları Derneği olarak yaşadığımız ülkedeki hak ihlallerini komisyonlar üzerinden izlemeye ve bunları kamuoyuna duyurmaya, duyarlılık yaratmaya çalışıyoruz. Bu çalışmaların daha geniş bir kesime ulaşabilmesi için de internet ortamında üretebileceğimiz her türlü görsel çalışmanın önemli olduğunu düşünüyoruz.
Didar Şensoy Animasyon Kolektifi’nin çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz?
Derneğimizin her Cumartesi bir hasta mahpusun yaşadıklarını duyurarak yaptığı F oturumları için birkaç görsel deneme yaptık ve paylaştık. Az önce sözünü ettiğimiz Uluslararası sözleşmelerin bazı maddelerini sesli ve yazılı şekilde youtube sayfamızdan yayımlamaya başladık. Son olarak SERUM adlı kısa animasyon filmimizi youtube sayfamızdan yayımladık. Ve İKSV 39. Ulusal Film Festivali için kısa film kategorisinde başvuruda bulunduk.
SERUM diye bir animasyon filmi hazırladınız…Nedir SERUM?
SERUM filmi, hapishane komisyonu olarak yürüttüğümüz çalışmaların bir parçası olarak hasta mahpusların yaşadığı durumla ilgili duyarlılık yaratma amacıyla ortaya çıktı. Hak ihlalleri deyince genellikle çoğu insan bunu basit bir şekilde düşünebiliyor. Birkaç örnekle anlatacak olursak;
Dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, bir soru önergesine verdiği cevapta 2009 ve Ekim 2017 tarihleri arasında 2300 kişinin hapishanelerde hayatını yitirdiğini söylemiştir.
Geçtiğimiz günlerde açıklanan İSİG Meclisi İş Cinayetleri raporunda 2019’un ilk 10 ayında 1477 işçinin yaşamını yitirdiğini belirtmekte.
“SERUM hapishanelerde hasta tutukluların ölümüne göz yumulmasını anlatıyor”
SERUM filmi özel olarak hapishanelerdeki yaşam hakkı ve tedavi hakkı ihlallerine dikkat çekmek için hazırlandı. Animasyonda; hapishanede akciğer kanseri olan bir mahpusun cenazesi Adli Tıp kurumuna getirilir. Bundan etkilenen serumlardan biri, pencereden uçarak hapishanedeki hücrelere gider. Hasta mahpuslardan birini besler. Sonra yanına aldığı 4 serumla gelir. Diğer serumlarla geldiğinde ilk gittiği mahpusa gider duygusal bir bağ geliştirir. Fakat adalet terazisinin saldırısıyla bu serum şişesi parçalanır, bir mahpus daha hayatını kaybeder.
“Adalet sisteminin kendisinin aslında sorunun temeli”
Birinci serum şişesi 4 tane daha seruma aslında konuyu anlatarak duyarlı olmaya çağırmıştır. Hasta mahpusun hayatını kaybetmesine adalet terazisinin tedaviyi engellemesi ve dışarıyla bağını kesmesi neden olmuştur. Elinde kılıncıyla adalet terazisi imgesini belki iyi verememiş olabiliriz. Burada anlatmak istediğimiz adalet sisteminin kendisinin aslında sorunun temeli olduğudur. Adli Tıp raporlarıyla belgelenen, hapishanede kalamayacak durumda olan çok sayıda mahpus yine Adli makamlarca serbest bırakılmamaktadır. Bunu işlemeye çalıştık.
Türkiye hapishaneleri insanlık dışı her türlü işkence ve kötü muamelenin yaşandığı ve bunlara karşı siyasi mahpusların özellikle 80’li yıllardan bu yana verdikleri direniş ve mücadele ile anılır. Siyasi mahpuslar bu insanlık dışı uygulamalara karşı Süresiz Açlık Grevleri ve Ölüm Orucu eylemleriyle karşı durmaya çalıştılar. Bu insanlardan çoğu yaşamını yitirirken onlarcası da bedenlerinde kalıcı hasar bırakan Wernicke Korsakoff Sendromu ile yaşıyorlar. Özellikle 19 Aralık 2000’ de yapılan operasyonları dışarıdan izlemenin ve bir şey yapamamanın, çaresizliğin yarattığı ağır travmatik etkiyi halen güçlü bir şekilde yaşıyorum diyebilirim. Zorla bağlanan serumlar... Damarlardan sökülüp atılan serumlar... Mahpusları besleyen serumlar... Serum... animasyondaki serum karekterinin ortaya çıkışı bu bellekten geliyor galiba.
VİDEO İÇİN TIKLAYINIZ