Dilek Dayar’ın kuzeni Gülbahar Kavcu tarafından okunan basın açıklamasına DİSK, Kırkyama Kadın Dayanışması, Dev Turizm-İş, Dev Yapı-İş,  İnşaat-İş, Genç İşçi Derneği, SODAP, Devrimci Anarşist Faaliyet, Sosyalist Emekçiler Partisi  ile HDP milletvekilleri Erkan Baş ve Hüda Kaya da katılarak destek verdi.

‘Dilek’i unutmayacağız, İş Cinayetinin Hesabını Soracağız, İş Cinayetlerini Durduracağız’ pankartı önünde yapılan açıklamada,  “ Dilek Dayar 26 Temmuz 2018’de İstanbul Sirkeci postanesinde yaşanan iş cinayetinde hayatını kaybetmiştir. Adım Restorasyon İnşaat Şirketine ihale edilen iş kapsamında restoratör olarak çalışmakta idi. Gerekli iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınmaması sebebiyle dosyaya konu iş cinayeti meydana gelmiş ve meslek hayatının başında bir mühendis feci şekilde hayatını kaybetmiştir” denildi.

KUSURLU OLANLAR BELİRLENMİŞTİR

Soruşturma dosyası kapsamı ve alınan bilirkişi raporunda gerekli işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri alınmış olsaydı bu kazanın yaşanmayacağının, henüz 23 yaşında bir kadın mühendis hayatını kaybetmeyeceğinin açık ve net olarak görüldüğü ifade edilen açıklamada,  şirketin bir ortağının asli kusurlu, diğer ortağının tali kusurlu sayılmasına rağmen serbest bırakılmasının yanlış olduğu vurgulandı.

6331 sayılı yasa açık bir biçimde işveren ve işveren vekillerine; en sarsak, en tedbirsiz işçinin dahi kaza yapmasını engelleyecek her türlü tedbirin alınmasını, alınan tedbirlerin denetlenmesini, alınan tedbirlerin yeterli olmadığının görülmesi halinde geliştirilmesini emredildiği hatırlatılan açıklamada, “Arkadaşımızın hayatına mal olan ihmaller zinciri göstermiştir ki gerek şirket sahipleri gerekse ihale veren ana kurum olarak   K. Grup ve PTT yönetimi bu kazanın yaşanmasını engellemek adına hiç bir önlem almamışlardır. Bu sebeple İK’nın serbest bırakılması ve diğer sorumluların soruşturmaya dahil edilmemesi kabul edilemez.” denildi.

Açıklamada devamla şu görüşlere yer verildi:

Dosya kapsamı göstermişti ki, iskele aralıkları çalışanların güvenliğini ihlal etmektedir, Kazanın asıl sebebi iskelenin yasa ve yönetmeliklere uygun bir biçimde kurulmamış olmasıdır.İskelenin kurulumu, denetlenmemiş olması ve risk analizinin eksik olması göstermiştir ki bu cinayet göz göre göre işlenmiştir. Buna rağmen dosyada etkin bir soruşturma yürütülmemektedir. İş güvenliğine ve iskelenin kurulumuna yönelik soruduğumuz onlarca sorunun cevabı dosyada yoktur. Deliller tam toplanmamıştır. Dosyada mevcut olarak halen toplanmamış bir çok delil vardır ve bu deliller toplanmadığı halde sorumluların serbest bırakılması ve tüm sorumluların tutuklanmamış olması CMK 100 MADDE kapsamında ağır bir yasa ihlalidir.

YARIN DİLEK’İN DOĞUM GÜNÜ

Dilek’in yarın doğum günü idi. İş cinayetlerinde cezasızlık uygulanmasa ve etkin yaptırımlar uygulansaydı bugün Dilek ve daha birçok işçi arkadaşımız aramızda olacaktı. Biliyoruz ki, iş cinayetlerinde sevk maddesi taksirle ölüme sebebiyet vermek olarak kaldıkça bu cezasızlığın sonu gelmeyecek. Yargının sermayenin her türlü işlem ve eylemini meşrulaştırmasına karşı haklarımızı savunmaya ve mücadeleye devam edeceğiz.

ETKİN BİR SORUŞTURMA İSTİYORUZ

Etkin bir soruşturmanın ilk adımı olarak yasada öngörülen cezaların artırılması için mücadelemizi sürdüreceğiz.

Neden buradayız. Çünkü sesimizi arkadaki beton bariyerlerle engelli, yüksek güvenlikli adalet sarayında savcılara hakimlere duyuramıyoruz. Soruşturma makamı ile etkin bir soruşturma yürütülmesi için görüşemiyoruz, delillerimizi doğrudan muhataplarına iletemiyoruz. Taleplerimize etkin, hızlı cevap alamadığımız gibi, bilgiye erişimimiz her geçen gün zorlaşıyor. Biz adalet isteyen ve ne koşulda olursa olsun istemeye devam edecek aileler, emek örgüleri ve avukatlar olarak soruşturma makamına sesleniyoruz.

Kazanın asıl sebebi bir çok ihlalle beraber en temelde iskelenin yasa ve yönetmeliklere uygun bir biçimde kurulmamış ve denetlenmemiş olması iken, eksikte olsa bilirkişi raporunda bu husus açıklığa kavuşmuşken neden bir şüpheli serbest bırakılıyor ve diğer şüpheliler asli kusurlu sayılmasına rağmen tutuklanmıyor.

Bu vahim hatalardan dönülmesi ve adil etkin bir soruşturma yapılması zorunluluktur. Bu sadece bizlere değil tüm topluma karşı bir borçtur ve adli makamlarda gerçeğe ulaşma hususunda taraftır. Cezasızlık son bulana kadar, başka Dilek’lerin hayatını elinden alan  ihmaller son bulana kadar mücadeleye devam edeceğiz.”