Beykent Üniversitesi Büyükçekmece Kampüs İnşaatında çalışan işçilerin haklarının gasp edildiği gerekçesi başlattıkları direnişi yerinde inceleyen İHD Çalışma Yaşamı Komisyonu hazırladığı raporu basın ile paylaştı.
NECDET ÖZSAYGIN
Beykent Üniversitesi Büyükçekmece Kampüs İnşaatında Adem Çelik Şirketler Grubu’na bağlı olarak çalışan işçilere yönelik hak gasplarına ilişkin yerinde yapılan inceleme ve mülakatlar sonucunda hazırlanan RAPOR, bu hak gasplarına karşı direnişte olan işçilerin de katılımı ile basın ve kamuoyu ile paylaştı. İHD heyeti raporunda "-Direnişte olan inşaat işçilerinin tüm haklarının eksiksiz ödenmesi, işçilerle bir an evvel diyaloğa geçilerek mağduriyetlerinin giderilmesi için İşveren ve Çalışma Bakanlığı başta olmak üzere tüm yetkili kurumları sorumluluğa ve göreve çağırıyoruz" görüşüne de yer verdi.
Bugün düzenlenen basın toplantısında okunan rapor'da su görüşler yer aldı:
Gözlem ve İnceleme Raporu
A- Giriş
Ağır işsizlik ve yoksulluk tehdidi altındaki işçilerin işe başlarken hukuka aykırı olarak kendilerine dayatılan koşullara razı olmak zorunda kaldıkları, esnek veya belirli süreli iş sözleşmeleri ile çalıştırılmaları ve hak ettikleri ücretlerin ödenmemesi noktasında yaşanan ağır mağduriyetlerin bu tabloyu daha da ağırlaştırdığı bilinmektedir.
Beykent Üniversitesi kampüs inşaatında işçilerin yaşadıkları sorunlar da aşağıda bu çerçevede değerlendirilmiştir.
B- Ziyaretin amacı
Beykent Üniversitesi Büyükçekmece yerleşkesi inşaatında Adem Çelik Şirketler Grubu bünyesinde çalışmakta iken haksız gerekçelerle ve hakları verilmeden işten atıldıkları iddiasıyla yaptıkları eylemlerle kamuoyunda bilinen ve derneğimizin bu konu ile ilgilenmesi noktasında başvuru yapan işçilerin iddialarını yerinde incelemek, üniversite ve şirket yetkilileri ile görüşmeler yaparak rapor hazırlamak ve sorunun çözümüne katkıda bulunmak amacı ile heyet oluşumu sağlanmıştır. Üniversite yetkilileri ile görüşülememiş olduğundan raporumuz, Şirket hukuk müşaviri olduğunu söyleyen ancak ismini vermeyen bir yetkili ve eylemdeki işçilerin beyanlarına ve gözlemlerimize dayanmaktadır.
C- Heyetin Oluşumu
Heyet; Çalışma Yaşamı Komisyonu üyeleri, Yönetim Kurulu üyesi ve Marmara Bölge Temsilcisinin katılımından oluşmuştur.
D- Genel bilgi
Beykent Üniversitesi Büyükçekmece Kampüsü binalarının tadilatı için Adem Çelik Şirketler Grubu bünyesinde işe alınan işçiler ile işveren arasında; işçilerin hak ettikleri fazla mesai, bayram ve hafta tatili ücretleri ile yol ve yemek ücreti gibi sosyal haklarının verilmemesi ve haksız işten çıkarılmaları nedeniyle ortaya çıkan sorunlar yaklaşık bir yıldır devam etmektedir. Son olarak 26 Kasım 2019 günü işten çıkarılan
19 işçi ile beraber 28 İnşaat İş Sendikası üyesi işçinin haklarını alabilmek için başlattıkları eylem heyetimizin 26.12.2019 saat 14.00 te gerçekleştirdiği ziyareti sırasında halen devam etmekteydi. ( İşçilerin, raporumuzu yayınladığımız günden bir gün önce 1 Ocak 2020 günü, başka hak arama yolları ile mücadelelerini sürdüreceklerini açıklayarak şirket önündeki eylemlerine son verdikleri bilgisine ulaşılmıştır.)
E- Yapılan Görüşmeler
a- İki işçi temsilcisi ile yapılan görüşmede edinilen bilgilere göre;
Beykent Üniversitesi’nin Beylikdüzü’nde bulunan Avalon Şantiyesinde kampüs binalarının tadilatını yapmakta olan Adem Çelik Şirketler Grubu bünyesinde çalışanların haklarının işveren tarafından gasp edilmesine dair sorunlar bir yılı aşkın zamandır devam etmektedir.
Son olarak; ilki 30 Ekim ve ikincisi 26 Kasım’da işlerine haksız yere son verilen, İnşaat İş Sendikası üyesi toplam 28 işçi sendikanın da desteği ile, kazanılmış parasal haklarının ödenmesi talebi ile direniş eylemi başlatmıştır.
Görüşmelerde; Halen 125 kadar işçinin Avalon şantiyesinde inşaat işlerinde çalışmaya devam ettiği ancak 11 Kasım’da direnişin başlaması ve bu haberin kamuoyunda duyulması ardından, işyerine denetim yapılması ihtimali nedeniyle işyerinde kaçak olarak çalıştırılan 85 kadar Türkmenistan, Afganistan ve Suriye’li göçmen işçinin işten çıkarıldığı,
İşçilerin, şirket inşaat sahasında elektrik işlerini yapmakta oldukları, 30 Ekimde çıkarılan 13 işçinin, iş azalması gerekçesiyle işten çıkarılmış olmasına rağmen resmi belgelerde gerekçe olarak, İş Kanununda işverene, işçinin Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller nedeniyle iş sözleşmesini (haklı nedenle ve derhal) sona erdirme hakkı veren 25/2. maddesi kapsamında iş akitlerinin fesh edildiğinin yazılması ( Bu fesih türü sonucunda işçi herhangi bir tazminata hak kazanamayacağı gibi iş güvencesi hükümlerinden ve işsizlik ödeneğinden de yararlanamamaktadır. 25. Maddeye dayanılarak iş akitlerinin fesh edildiğinin yazılması nedeniyle işçilerin sadece üçünün işsizlik maaşı alabildiği,
İşverenle yapılan ilk görüşmelerde, işçi alacaklarının ödeneceğine dair sözler verildiği ancak bu sözlerin tutulmadığı ve bu nedenle eylemlerine başladıkları,
Olayı kamuoyuna duyurdukları, Savcılığa, CİMER e suç duyurusunda bulunduklarını, yargıya ve arabuluculuk kurumuna başvurmadıklarını, başvurulsa dahi üç yıl kadar süren bir yargı sürecinin caydırıcı olduğunu, bunun da ayrıca mağduriyet yarattığını,
Eylemlilik sürecinde çeşitli baskılara maruz bırakıldıklarını; 23 Kasım günü oturma eylemi yapan 24 işçinin topluca gözaltına alındığını, sonraki günlerde sendika temsilcisinin de gözaltına alındığını,
Eylemde kullandıkları ses cihazına, gürültü yapıyor diye polis tarafından el konulduğunu,
Patron Adem Çelik in aracını kullanan şoförün 26 Kasım günü aracı işçilerin üzerine sürdüğünü,
Eyleme sendika ve dernekler gibi emek örgütlerinden, devrimci sosyalist demokratik siyasi gruplardan ve kurumlardan dayanışma amaçlı destek ziyaretleri yapılmakla birlikte, maddi katkıların düzensiz ve yetersiz olduğunu,
Beykent Üniversitesi yerleşkesinde öğrenim gören öğrencilerin işçilerin eylemine destek vermeleri durumunda baskıya ve burslarının kesileceği yolunda tehdide maruz bırakıldıkları,
İşverenin işçileri ve direnişi çevreye “terörist” olarak tanıtarak desteği kesmeye çalıştığı, ancak 34 gündür devam eden bu eylemlerin, haklarını alacakları güne kadar devam edeceği ifade edilmiştir.
b- İşveren temsilcisi (Şirketin hukuk müşaviri olduğu söylenen bu kişi adını vermekten imtina etmiştir) ile yapılan görüşmede;
İşçilerin hak taleplerinin haksız olduğu , bu nedenle bu talepleri kabul etmedikleri, işçilerle “Belirli süreli iş sözleşmesi” yaptıklarını, sözleşmelerin süresi dolduğu için işlerine son verildiği, kendileriyle görüşen bir işçiye ödeme yapıldığı,
Daha önce de sendika yöneticileri ile bu konuda görüşme yaptıkları, ayrıca işçilerin yargıya başvurarak hak talep edebileceklerini,
İşçilerin üzerine araç sürülmesi olayının yanlış aktarıldığını,
İşçilerin otopark girişini kapatması nedeniyle şoförün geçmek için üzerlerine aracı sürdüğü, ifade edilmiştir.
c- Sendika avukatı Av. Ali Eşki’nin hukuki değerlendirmesi;
İnşaat işi yapan bir şirketin üzerine aldığı inşaatı bitirdikten sonra başka iş alabildiği ve aynı işçileri çalıştırabildiği için, iş; sürekli bir iştir. Hal böyle iken işçilerin “belirli süreli” akitlerle çalıştırılması işverenin tazminat yükünden kaçmak için başvurduğu bir yoldur. Burada yasanın işverene sunduğu bu imkanın kötüniyetli kullanımından söz edilebilir.
Sonuç
Devam eden ve rapora konu sorunlar özelinde ;
-Direnişte olan inşaat işçilerinin tüm haklarının eksiksiz ödenmesi,
-işçilerle bir an evvel diyaloğa geçilerek mağduriyetlerinin giderilmesi için İşveren ve Çalışma Bakanlığı başta olmak üzere tüm yetkili kurumları sorumluluğa ve göreve çağırıyoruz.