_{NECDET ÖZSAYGIN}

Düzce’nin JeanneD’arc’ı Alev Şahin direnişine sonuç alana kadar devam edecek kamu emekçisi.

Direniş mücadelesi, dayanışması bizlere öğreten kadın Alev Şahin Düzce’nin tarih sayfalarında hak ettiğin yeri alacaksın.

Haksız yere işinden edilen birçok insandan biri Alev Şahin. Hukuka uygunluğunu ve meşruiyetini kabul etmediğimiz KHK’lardan biri ile Mimar olarak çalıştığı Düzce Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ndeki işinden ihraç edildi. Ne yazık ki aşina olduğumuz üzere Kamu kurumlarında ki usulsüzlüklere göz yummayan çoğu kişinin başına gelebilecek karalama, dedikodu, şikayet süreçlerine maruz kaldı. Devlet aklının en ufak bir eleştiriyi dahi kendisine tehdit, eleştireni de düşman olarak kodladığı bir zamanda kurumlarda fırsattan istifade işletilen iftira ve karalama süreçleri bu kez çok farklı kesimlerden bir çok insanı aynı torba kararnamelerde toplayıp çalışma haklarının ellerinden alınmasına yetti. Alev Şahin salt vatandaşlık hakkından gelen güçle son süreçte meşru şu soruyu Düzce meydanından sordu; Beni neden ihraç ettiniz? Ve yine çok haklı şu talebini yükseltti; İşimi geri istiyorum.1000 günü aştı. Alev Şahin hala ilk gün başladığı yerde talebini dillendiriyor. Ancak; sorusunu cevaplayamayan talebini duymazdan gelenler ona özel eylem yasakları kararları aldırıp gözaltına aldırtıyorlar. Devlet nezdinde sorusunu yanıtlayabilecek, talebine karşılık verebilecek meşru bir irade görünmüyor ama Alev’in 1000 gündür sokakta tanıştığı, hayatına dokunduğunu insanlar bu talebin haklılığını dayanışmalarıyla duyuruyorlar. Alev Şahin’e ve haksız yere işinden ettiklerinize işlerini haklarını geri verin.Talepleri taleplerimizdir.

Düzce direnişi 1000 günü aşmış durumda. Bu direniş birbirinden haberi olmayan bir sürü güzel insanı bir araya getirmiştir. Düzce halkına umut olmuştur.1000 gündür yılmadan yorulmadan devam etmiştir. Gözaltılara, saldırılara maruz kalan direniş ne kadar haklı ve meşru olduğunu bu saldırılarda ve gözaltılarda bir kez daha göstermiştir. Düşman saldırıyorsa iyidir. Daha çok saldırıyorsa bu daha da iyidir. Zira bu onun sizden çok korktuğunu gösterir demiştir Mao Zedung. 1000 günde acımıza, öfkemizi, sevincimizi paylaştık. Ekmeğimizi böldük. Diz kırdık kardeş sofrasına. Düzenle olan çelişkilerimiz büyüdü. Sınıfsal farkındalığımız arttı. Düzce direnişi bizi bir dost kardeş arkadaş yaptı. Selam olsun 1000 gününde Düzce direnişi benim için bir okul haline döndü. Hep bildiğimiz ama örnekleriyle yaşayarak. Daha içselleştirdiğimiz kavramlara sahip olduk. Direnmenin, umudun, iradenin kararlılığın haksızlığa karşı gelmenin ve korkmadan, boyun eğmeden dimdik durmanın ve nasıl olduğunu öğrendik. Halkın aslında bu tür direnişlere aç olduğunu ve sahiplendiğini gördük. Hiç kopmayacak bir dostluk ve yoldaşlık ortamı oluştu. Bu kavramları ve dostluğu Düzce direnişçisi Alev Şahin sayesinde sahip olduk. ARTIK Düzce’de bir kişi değil onlarca kişi direniyor. Yaşasın direnişimiz.

Şimdi de mimar Alev Şahin’in  1000 günlük direnişinin hikayesini birde ondan dinleyelim:

1000 gün önce başlayan hikayemiz ‘’Yok olup gitmek’’ile var olup yaşamak arasında insan olmaya dair bir tercihti diyebiliriz. Tercihimiz adaletsizliğin alışılagelmiş sessizliğine karşı bir çığlık, haksızlığın zifiri karanlığına karşı bir ışık hukuksuzluğun yakıp kül eden yangınına karşı bir su damlası olma niteliğinde ki direnişimizin ta kendisidir.

Adaletsiz bırakılan bir insan ne yapar? sorusyla başlayıp sabırla ve inançla süren bir cevap arayışıdır. Kabul edip yaşamaya çalışmak daha zor geldiğinden karşısında durmayı seçtim. Kabul edip zulme uğrayanları evimden izlemek daha korkunç geldiğinden mücadele etmeyi seçtim.Kabul edip sağır,kör ve dilsiz numarası yapmak daha güç geldiğinden kelebeğin kanat sesi kadar çığlık iğne deliğinden geçecek kadar ışık karınca sırtında taşınacak yükte su damlası olmayı seçtim.6 Ocak 2017 tarih ve 679 sayılı KHK ile mimar olarak çalıştığım Düzce Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünde ki görevimden atılmamın ardından 30 Ocak 2017’den bu yana ekmek kavgası içinde olmamın sebebi budur.99 Düzce depreminde beton yığınları altında kalarak hayatını kaybedenlerin acısı tek bir insanın daha yüreğine düşmesin diye mimar olmaya karar vermiş biri olarak denetlediğim beton firması sahibinin intikamı ile görevimden alınıp hainlikle suçlanmayı yediremedim.

Rant ve kar uğruna halkın canını hiçe sayanlara karşı mücadele etmek için mimar olmaya karar vermiş biri olarak kalitesiz beton üreterek halkın canına kast edenlere göz yummadım. Haftanın ilk üç günü Durmazlar düğün salonu karşısında Perşembe günü ise, Düzce AKP il başkanlığı önünde Katil, hırsız, darbeci değilim işimi geri istiyorum talebiyle oturma eylemi yapmamın sebebi budur.

Adaletsizlik benim için çok kuvvetli bir karşı duruş sebebi olsa da kar, boran, yağmur, sıcak altında kalıp vazgeçmememin baskılar, yasaklar, gözaltılar yaşayıp boyun eğmemenin esas unsuru sizlersiniz.Tarihin bana yönelttiği kişisel bir soruyla başlayıp sizlerle birlikte değer kazanan hikayemiz 31 Ekim Perşembe itibariyle 1000 günü geride bıraktım.

O gün benim olduğu kadar sizinde 1000 günü var eden dost selamınız, güler yüzünüz 1000 günü yaratan elleriniz incelikle inşa eden emeğiniz 1000 günü baş eğmeden karşılayan direnciniz eksik olmasın. İyi ki varsınız! iyi ki o güçlü elleriniz ile sarıp sarmaladınız bu direnişi.İyi ki o kıymetli yüreklerinize alıp büyüttünüz bu dayanışmayı.Halkın ellerinin birleşmesinden halkın dayanışmasının gücünden korkanlar 1000.günümüzde sizlerle keseceğimiz bir pastayı uçuracağımız kırmızı balonları öylesine dert edinmiş olmalı ki Düzce merkezini yüzlerce polisle kuşatmıştı.Valiliğin adıma ve direnişimin 1000.gününe özel yasak kararı almış olmasının ardında sizin bir araya gelmenize duyulan korku yatmaktadır.”