Eğitim Sen 2018 yılının eğitim dönemini değerlendiren bir rapor yayınladı.
Eğitim Sen, Türkiye’de siyasal iktidarın en fazla müdahale ettiği alan olan eğitimde yaşanan temel sorunlara yönelik çözümsüzlük politikalarının sürdürüldüğü 2018 yılını değerlendirdi.
Raporda 2018’de eğitim ve yükseköğretim alanında yaşanan ağır sorunlar ve saldırıların, başta öğrenciler, eğitim ve bilim emekçileri ile veliler olmak üzere, toplumun geniş kesimlerini her zamankinden daha çok etkilediği belirtildi. 2018 yılında eğitim sisteminin iktidar eliyle nasıl tehlikeli bir uçuruma doğru sürüklediği, iktidar eliyle kamusal eğitim adım adım tasfiye edilirken, özel öğretimin ve dini eğitim veren okulların doğrudan teşvik edildiği, eğitimde yaşanan ticarileşme ve dinselleştirmeye dayanan uygulamaların nasıl yaygınlaştığı bütün yönleriyle gözlemlendi. Ülkede yaşanan “piyasa merkezli” ve yoğun “inanç sömürüsüne” dayanan adımlar, eğitimde yaşanan nitelik kaybının temel nedenleri olarak öne çıktı.
Kamuda ve eğitimde siyasi ve idari kararlarla hayata geçirilen hukuksuz ihraçlar sorununa çözüm üretilmemesi, sendikal faaliyetler nedeniyle yaşanan sürgünlerin devam etmesi, öğrencilerin yarış atı gibi sınavdan sınava koşturulması, öğretmen atamalarında mülakata dayalı sözleşmeli istihdamın kalıcı hale getirilmesi, ücretli öğretmenliğin sürmesi, eğitimin zaten sorunlu olan niteliğinin daha da kötüleşmesine neden oldu.
Milli Eğitim Bakanlığı, yıllardır yaptığı değişikliklerle eğitim sistemini yapboz tahtasına çevirirken, 2018’de özellikle yeni müfredat ve TEOG üzerinden yürütülen tartışmalarda görüldüğü gibi, öğrenci ve velilerin kafasını karıştırmak dışında eğitimde somut ve çözüme dayalı politikalar geliştirmek yerine, eğitimde yaşanan kaosu derinleştirecek adımlar atmayı tercih etti.
Yükseköğretim alanında neler yaşandı?
2018 yılı, üniversiteleri hedef tahtasına çeviren düzenlemelerin hızla devam ettiği, köklü üniversitelerin bölündüğü, yeni rejime sadakat gösterilerinde rektörlerin zirveyi zorladığı bir yıl oldu. Akademik özgürlüklerin, özgür üniversitelerin, bilimsel bilginin, hakikat arayışının, düşünce ve ifade özgürlüğünün adı, muktedirlerin hamasi nutuklarında kendisine yer buldu.
‘Birlikte mücadeleye çağırıyoruz’
Açıklama Eğitim Sen’in kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitim hakkı için birlikte mücadeleye çağrısı ile son buldu:
Eğitim sisteminde yıllardır yaşanan ve katlanarak artan sorunların 2018 yılında artarak devam ettiği görülmüştür. Eğitimde yaşanan yapısal sorunlar karşısında MEB’in somut ve çözüme dayalı politikalar geliştirmek gibi bir amacının olmadığını görülmüştür.
Okullarda yaşanan yoğun dinselleşme ve eğitimi ticarileştirme uygulamaları okullarımızı eğitim yuvası olmaktan hızla uzaklaştırmıştır. Ayrım yapmaksızın herkesin eğitimin hakkından, eşit koşullarda parasız olarak yararlanması için mücadele etmek, kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitim hakkını reddeden her türlü adım ve uygulamaya karşı mücadele etmek 2019 yılında da önceliğimiz olacaktır.
Eğitim Sen olarak ülkenin ve çocuklarının geleceğinden endişen eden herkesi kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitim hakkı için birlikte mücadeleye çağırıyoruz.