ANKARA - Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşananlara ilişkin açıklama yapan Eğitim Sen, “Üniversitelere vurulan kelepçelere, atanan kayyumlara karşı herkesi demokratik mücadeleye davet ediyoruz” çağrısında bulundu.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), AKP'li Melih Bulu'nun Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanmasının ardından yaşanan protestolar ve polisin müdahalesine ilişkin yazılı açıklama yaptı.
“Üniversitelere vurulan kelepçelere, atanan kayyumlara karşı herkesi demokratik mücadeleye davet ediyoruz” başlığıyla yapılan açıklamada, “Rektörlerin üniversite bileşenlerince seçilmesi yerine, üniversiteye kayyum atanmasını tercih eden ve bu tercihinde ısrarcı olan siyasi iktidar, üniversitelerdeki demokratik, muhalif, eleştirel düşünceye karşı tavrını dün tüm açıklığıyla gözler önüne sermiştir. Bugün de erken saatlerde çok sayıda öğrenci gözaltına alınmıştır” ifadelerine yer verildi.
REJİMİNİN TAHAYYÜLÜ
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayip Erdoğan’ın 2018 yılında Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine yönelik, “Meydanı teröristlere bırakmayacağız” sözünün hatırlatıldığı açıklamada, “Dolayısıyla bugün öğrencilerin gözaltına alınması, siyasi iktidarın üniversitelerde özgür düşünceyi, bilimi, demokrasiyi, laikliği, barışı, eşitliği ve özgürlüğü savunan öğrencileri susturmak için yürüttüğü politikaların bir sonucu olarak görülmelidir. Türkiye üniversiteleri AKP elinde cübbeleri polis postallarıyla ezilen, kapılarına kelepçe vurulan, siyasi iktidar karşısında el pençe durmaya zorlanan, akademisyenleri ihraç edilen, emekçileri güvencesiz çalışmaya mahkum edilen, öğrencileri gözaltına alınan yerlere dönüştürülmüştür. İşte, tek adam rejiminin ve rektörlerinin üniversite tahayyülü budur” diye belirtildi.
DAYANIŞMA ÇAĞRISI
Açıklamanın devamı şöyle: “Eğitim Sen olarak, rejimin ve rejime sadakatle itaat eden rektörlerin üniversitelere biçtiği kaftanı, hep birlikte demokratik mücadele ile yırtabileceğimizi biliyoruz. Umudumuz arttıkça, korkuya hükmettiğini sananların iktidarlarını yitirme korkularına da daha fazla tanık oluyoruz. Bu nedenle herkesi, atanan kayyumu kabul etmeyen Boğaziçi Üniversitesi bileşenleriyle dayanışmaya, insan, toplum ve doğa yararına üniversite mücadelesine destek olmaya davet ediyoruz. Tüm örgütlü gücümüzle sesimizi çoğaltıyoruz. Karanlığınıza, şiddetinize, kayırmacılığınıza, dayatmalarınıza alışmıyoruz, itiraz ediyoruz. Öğrencilere şiddeti, üniversite kapılarına kelepçeyi, kampüse polis çağırmayı üniversiteyi yönetmek sanan kayyumları üniversitelerimizde istemiyoruz.”