YKS sonuçlarını değerlendiren Eğitim Sen, "Sınav sonuçlarına dair yayınlanan istatistikler, eğitimdeki ağır tahribatı gözler önüne serdi" dedi
Eğitim Sen, bir gecede değiştirilen ve bu yıl ilk defa yapılan Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın (YKS) sonuçlarına ilişkin “Yayınlanan istatistikler, eğitimdeki ağır tahribatı gözler önüne serdi” dedi.
Adayların sorulara verdikleri yanıtlar değerlendirildiğinde ise eğitim sisteminin çöktüğünün daha net görüldüğü ifade edilen açıklamada şöyle denildi:
“Türkçe testinde soruların en az yarısını doğru yanıtlayabilen adayların oranı yüzde 45’tir. Soruların en az yarısını doğru yanıtlayabilen adayların fen bilimleri testindeki oranı yüzde 11; sosyal bilimler testinde yüde 24; temel matematik testinde ise yüzde 11’dir. Kısaca eğitim sistemimiz, öğrencilerine sadece temel yeterlilik düzeyinde değil, Türkçe, fen bilimleri, matematik ve sosyal bilimler alanında da kazandırmayı hedeflediği noktadan çok uzaktır. Öyle ki sınava giren adayların toplamda matematikte 40 sorudan 3,9; fizikte 14 sorudan 0,4; kimyada 13 sorudan 1,1; biyolojide 13 sorudan 1,6 soruya ortalama doğru yanıt verdiği düşünülecek olursa, eğitim sisteminin iflas ettiğini söylemek işten bile değildir!”
‘Eğitimde eşitsizlik gizlenmektedir’
Geçmiş yıllarda yayınlanan istatistiklerde, Türkiye’de coğrafi bölgeler arasındaki ekonomik, kültürel, toplumsal eşitsizliğin sınavların “başarı” dağılımlarına da yansıdığının altı çizilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bu yıl yayınlanan istatistiklerde ise bölgesel dağılımın yer almaması eğitimdeki eşitsizliğin görülmesini engellemektedir. Haliyle yukarıda ifade ettiğimiz ağır tahribatın bu yanı gizlenmekte, eğitimdeki en temel sorunlardan birisi yok sayılmaktadır.”
YKS’de alınan sonuçların, adayların ve öğrencilerin değil, eğitim politikalarının başarısızlığını gösterdiği dile getirilen Eğitim Sen açıklamasında “Bu tablo, siyasi iktidarın öğrencinin ilgi, yetenek ve yaratıcılığını geliştirmek yerine, kendisine sadakatle itaat edecek nesiller yaratma arzusunun sonucudur! Okullaşma politikasından, öğretim programlarını oluşturmaya; öğretmen yetiştirme sisteminden, öğretmenlerin hak gasplarına; demokratik ve evrensel değerlerin yok sayılmasından, siyasi iktidarın yürüttüğü toplum mühendisliğine; devlet okullarına kaynak aktarılmazken, özel okullara öğrenci başına verilen binlerce TL’lik teşviklere kadar çok sayıda faktör bu tablonun oluşmasını sağlamıştır. Kaygımız, bu karanlık tablonun daha da derinleşeceğidir. Bu karanlıktan çıkışın tek yolu, demokratik bir siyasi atmosferin sağlanması ve eğitimin kamusal, parasız, bilimsel, laik, nitelikli ve anadilinde örgütlenmesinin hedeflenmesidir” denildi.