Eğitim Sen, sosyal medyadan öğretmenlere ve velilere çağrı yayımladı. Çağrıda “Çocuklarımızı bu karanlığa ve bilinmezliğe teslim etmeyecek, yarınlarının güvencesi olacağız” denildi.
Eğitim-Sen tarafından öğretmen ve velilere yönelik yayınlanan çağrıda şöyle denildi:
DEĞERLİ ÖĞRETMEN ARKADAȘIM
her alanda içinden çıkılmaz hale geldiği, çözüm üretilmesinin ise güçleştiği günleri yaşamaktayız. Sorunlarımız ne kadar büyük, üzerimizde ki baskı ne kadar ağır olursa olsun, öğretmen bu topraklarda inatla ve ısrarla umudun ve aydınlık geleceğin taşıyıcısıdır. Öğretmen, köy çocuklarının gözlerindeki ışıltı, yardıma gereksinim duyana uzanan eldir. Haksızlığa, sömürüye ve baskıya karşı yok sayılanın sesi, ezilenin omuz başında yanında durandır. Karanlığa karşı aydınlığın, ölüme karşı yaşamın mümkün olduğunu gösterendir öğretmen. Sadece Türkiye’de değil, Dünyanın neresinde bir öğretmen varsa umuttur o öğrencisine.
Eğitim alanında yaşananların seni de rahatsız ettiğinin farkındayız. Sürekli değişen ve içeriği her değişiklikle bilimsellikten uzaklaşan, piyasacı, tekçi, cinsiyetçi öğretim programlarından artık sıkıldığını, sıkıldığımızı biliyoruz. İşe uygun olmayan eğitim yöneticilerinin okulları getirdiği durum ortada. Düşük ücretlerle pek çok sorunla baş ederek mesleğini yerine getirmeye çalışıyorsun. Eğitimi her kademe de yönetenlerin liyakat esasına göre değil de, iktidara yakın olanlardan seçilmesi yaşanan sorunları içerisinden çıkılmaz hale getiriyor. Sorunları sıralamaya devam etmeyeceğiz çünkü sen zaten onların farkındasın.
SEVGİLİ ÖĞRETMENİM
Tarihsel bir görev ve sorumluluk ile karşı karşıyasın.
Yukarıda sıralanan sorunlara biz örgütlü olarak çözüm üretebiliriz ancak öğrencilerimiz bizlerin yardımı ve sesi olmadan sorunlarını çözemez. Öğrencilerimizin karşı karşıya oldukları sorunları, oluşabilecek olumsuz sonuçları ve yaşanabilecek mağduriyetleri anlatmak, anlaşılmasını sağlamak durumundayız. Başta öğrencilerimizin velileri olmak üzere, tüm toplumsal kesimlerin eğitim alanında yaşananların öğrencilerimiz için oluşturacağı sonuçları fark etmesini sağlamamız gerekiyor.
Bu sene değişen Ortaöğretime Geçiș Sisteminin yaratacağı olumsuzlukları ısrarla anlatmamız gerekiyor. Okulların nitelikli ve niteliksiz olarak ayrılmasını doğru bulmadığımız ısrarla ifade etmeye devam etmeliyiz. Sınavla öğrenci alacak olan okulların nasıl belirlendiği halen açıklanmadı; yapılan açıklamalar bizleri tatmin etmedi. Sormaya devam etmeliyiz: Sınavla öğrenci alacak olan okulları nasıl belirlediniz? Öğrencilerimizin akademik eğitim almak istediği ortadayken, yönetmelik marifetiyle istemedikleri okul türlerine yönlendirilmesinin, biz eğitimciler tarafından doğru bulunmadığını, bu durumun öğrencilerin eğitim hakkını olumsuz etkilediğini yüksek sesle söylemek, sözümüzü çoğaltmak mesleğimizin bize yüklediği bir sorumluluk.
Sınavsız yerleşecek olan öğrencilerimizin yok sayıldığı, bu geçiș sistemini bizimde yok sayacağımızın bilinmesini her koşulda ifade etmekten geri durmamız gerekiyor. Öğrencilerimiz bilinmezlik içerisinde, kaygılandıran açıklamaları yapanları uyarmamız, tek bir öğrencimizin dahi zarar görmesini kabul etmeyeceğimizin bilinmesini her zeminde söylemek durumundayız.9 okul içerisinden yapılacak 5 tercihe, sıkıştırılmaya çalışıldıkları üç çembere çocuklarımızın sığmayacağını, sığmayacağımızı hep beraber söyleyelim. İstemedikleri okul türlerine gönderilmeye çalışan öğrencilerimizin, geleceksiz, yarınsız, mutsuz olmaması için şimdi söz sırası bizde.
ÖĞRETMENİM
Çocuklarımızın, öğrencilerimizin gözlerindeki ışığın sönmemesi, aydınlık yarınlara, eşit ve özgür bir Türkiye’de gülümseyebilmeleri için şimdi söz bizde. Çocuklarımızı bu karanlığa ve bilinmezliğe teslim etmeyecek, yarınlarının güvencesi olacağız.
............................................................................................
Değerli Velilerimiz,
Birlikte hareket etmediğimizde, sesimizi daha gür çıkarmadığımız taktirde çocuklarımızı telafisi mümkün olmayacak sorunlar bekliyor.
Aylardır, TEOG sonrası getirilecek yeni sisteme karşı kamuoyunu bilgilendirme faaliyetleri yürütüyor ve mücadele ediyoruz.
Ancak gerek yetkililerin gerekse Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın yaptığı açıklamalardan, yeni sistemde Bakanlığın ısrarcı olduğunu, uyarılarımızın ve itirazlarımızın gerektiği biçimde ele alınmadığını görüyoruz. Üstelik her fırsatta, TEOG yerine getirilen sistemin, üniversiteye giriş sınavı gibi olmadığını, dolayısıyla öğrencilerimizin ikinci bir şansının bulunmadığını, bu nedenle de öğrencilerimizin telafisinin mümkün olmayan bir sisteme mahkum edildiğini söyledik ve söylemeye de devam ediyoruz. Bizler biliyoruz ki sizlerle birlikte bu sistemi durdurabiliriz.
Çünkü bu sistem;
• Ayrıntılarda gizlenen ve çocuklarımızın, öğrencilerimizin tercihlerini fiilen boşa çıkaracak olan, onları istemedikleri okul türlerine gitmeye zorlayacak bir sistemdir.
• Okulları “nitelikli” ve “niteliksiz” diye ikiye ayıran, her çocuğun nitelikli eğitim hakkına sahip olduğunu yok sayan bir sistemdir.
• Çocuğunuzu evinize en yakın okula değil, Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerinin belirlediği okula gitmeye mahkum eden bir sistemdir.
• Onca emek ve fedakarlıkla yetiştirdiğiniz çocuğunuzun biraz daha iyi bir eğitim almasını istediğinizde karşınıza yüklü servis ücretleri, özel okul ücretleri çıkaracak bir sistemdir.
Kısaca hem çocuğunuzu hem de sizleri karanlık bir tablo beklemektedir. Ancak, sakın “Sınavlara çok az zaman kalmışken, yapılabilecek ne kaldı ki?” demeyin.
Hep birlikte ve yüksek sesle;
• Çocuklarınızın, öğrencilerimizin 9 okul arasından 5 okulu tercih etmeye zorlanmasına karşı çıkarak, istedikleri okula gidebilmesini,
• Çocuğunuzun istemediği bir okul türüne fiilen yönlendirilmesine karşı çıkarak her çocuğun değerli olduğunu ve daha iyi bir geleceği hak ettiğini, savunursak, çocuklarımızı ve öğrencilerimizi bu sorunlardan kurtarabiliriz. İnanın, çocuğunuzun sahipsiz olmadığını, böylesine ciddi bir konunun “oldu bittiye” getirilemeyeceğini ifade etmek, çocuklarımızın ve öğrencilerimizin bugününe, yarınına sahip çıkmak çok kolay.
Bizler, öğretmenler olarak kararlıyız! Çocuklarımızı, öğrencilerimizi bu karanlığa ve bilinmezliğe teslim etmeyecek, yarınlarının güvencesi olacağız. Aksi halde onların gözlerinin içine bakamayız.
Sizlere çağrımız, her türlü demokratik tepki ve talebinizi, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerine e-mail, fax, telefon gibi araçlarla iletebilir, Eğitim Sen olarak yapacağımız etkinliklerde sesimize ses katabilirsiniz.
El üstünde tuttuğumuz, üzerine titrediğimiz çocuklarımız için hiç değilse bu kadarını yapabiliriz, yapmak zorundayız. Birlikte başarabiliriz…