İşçi Emekçi Birliği(İEB) işçileri açlık sınırındaki ücretlere itiraz eden işçilerin kazanımlarını kalıcı hale getirmek için yan yana gelmeye, birlikte mücadele etmeye, bağımsız komiteler ve meclisler, birlikler kurmaya çağırdı.
İşçi Emekçi Birliği tarafından 'Ek zam talepleri için mücadele yükseliyor. İtiraz ediyoruz, sefalet ücretlerini kabul etmiyoruz' başlığı ile işçi emekçilere yöneliik yayınladığı bildiride 'İşçi, emekçilerin birleşik, kitlesel mücadelesini büyütmek adına sevindirici olan eylemlerin kazanması için başta emek örgütleri olmak üzere tüm kesimleri eylemli sürece katkı sunmaya, sermayenin ve siyasi iktidarın yarattığı boğucu atmosfere karşı işçi, emekçilerin direnişini büyütmeye çağırıyoruz' dedi.
İEB bidirisinde şu görüşlere yer verdi:
Sabahtan akşama canı çıkana kadar çalışan işçilerin canına tak ettiği günlerden geçiyoruz.
Neden mi?
Açlık sınırının altında kalan bir asgari ücret ve çalışanların %70’ inin asgari ücretli olduğu bir ülkede yaşıyoruz.
Baskı, mobbingin hiç eksilmediği, insanlık onuruna aykırı çalışma koşullarının hakim olduğu bir ülkede yaşıyoruz.
Seçimler biter bitmez saldırılarını hızlandıran siyasi iktidar, işçi, emekçileri sermayenin kölesi yapmak için baskı ve zorbalıkta sınır tanımıyor. Yerli ve yabancı sermayedarların daha fazla kazanması için elinden geleni ardına koymayanlar, ülkeyi ucuz iş gücü cennetine çevirdiler.
Bu düzene mahkum değiliz!
Hayatta kalmanın dahi zorlaştığı bugünlerde birçok kentten ve farklı işkollarından eylem dalgası yayılıyor. Ücretlerin iyileştirilmesi, ek zam hakları için mücadele eden işçiler itiraz ediyor, sefalete hayır diye haykırıyor. Metal, tekstil, petrokimya, hastane, inşaat gibi birçok işkolunda mücadele eden işçiler susmuyor, boyun eğmiyor, hakkını almak için harekete geçiyor. Koç Üniversitesi hastanesi işçileri, İstanbul, İzmir’de bulunan il ve ilçe belediyelerinde çalışan işçiler, Plasmek Makine işçileri hayat pahalılığı karşısında eriyen ücretlerinin iyileştirilmesi için iş durdurdu. Açlık sınırının altındaki asgari ücreti, göstermelik ücret artışlarını kabul etmiyorlar. Çöp haline gelmiş toplu iş sözleşmelerinin gerçek dışı enflasyon oranlarını kabul etmiyorlar.
Tüm dünyada işçi-emekçiler dayanılmaz hale gelen çalışma ve yaşam koşullarına itirazlarını yükseltiyor. Bu dünyadaki tüm zenginlikleri yaratan işçi sınıfının üretimden gelen gücünü kullandığı her an, fabrikalar duruyor, metro, otobüsler çalışmıyor, belediye, hastane hizmetleri yapılamıyor. Hayat duruyor.
Sendikaların açıkladığı yoksulluk sınırının dahi 37 bin lirayı geçtiği bir ülkede sermayenin ne kadar verebileceği değil, insanca yaşamaya yetecek bir ücret için mücadele eden işçilerin mücadelesi haklı ve meşrudur. İnsanca yaşamaya yeten ücret ve çalışma koşulları elde etmek için tek yol sermayenin düzenine karşı örgütlenmek ve üretimden gelen gücü kullanmaktan geçer.
Sendikalı olsun ya da olmasın, açlık sınırındaki ücretlere itiraz eden işçilerin kazanımlarını kalıcı hale getirmek için yan yana gelelim, birlikte mücadele edelim, bağımsız komitelerimizi, meclislerimizi, birliklerimizi kuralım.
İşçi, emekçilerin birleşik, kitlesel mücadelesini büyütmek adına sevindirici olan eylemlerin kazanması için başta emek örgütleri olmak üzere tüm kesimleri eylemli sürece katkı sunmaya, sermayenin ve siyasi iktidarın yarattığı boğucu atmosfere karşı işçi, emekçilerin direnişini büyütmeye çağırıyoruz.'