Güncel

Ekoloji Birliği Kadın Meclisi: Yaşasın 8 Mart Kadın Dayanışması

Ekoloji Birliği Kadın Meclisi, 8 Mart dolayısıyla bugün bir basın açıklaması yapıldı. 8 Mart günü için yapılan basın açıklaması yanı sıra Ekoloji Birliği Kadın Meclisi’nin de kuruluş bildirgesi basın ve kamuoyuna açıklandı..

9 Mart 2021 Saat: 09:16
Ekoloji Birliği Kadın Meclisi: Yaşasın 8 Mart Kadın Dayanışması
Ekoloji Birliği Kadın Meclisi: Yaşasın 8 Mart Kadın Dayanışması

Ekoloji Birliği Kadın Meclisi tarafından “8 Mart Dünya Kadınlarının Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü” dolayısıyla bugün bir basın açıklaması yapıldı. “Yaşasın 8 Mart Kadın Dayanışması” başlığı altında yapılan açıklamada, Ekoloji Birliği’nin son meclis toplantısında birlik içinde oluşturulmasına karar verilen ‘Kadın Meclisi’nin de, günün taşıdığı anlam ve önem nedeniyle yine 8 Mart gününde oluşturulduğuna dikkat çekildi. 

Bugünde ayrıca 8 Mart günü için yapılan basın açıklaması yanı sıra Ekoloji Birliği Kadın Meclisi olarak “Kuruluş Bildirgesi” de kamuoyu ve basına açıklandı. EB Kadın Meclisi’ tarafından “8 Mart Dünya Kadınlarının Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü” dolayısıyla yapılan açıklama ise şöyle:

Ekoloji Birliği Kadın Meclisi tarafından 8 Mart Dünya Kadınlarının Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla bugün bir basın açıklaması yapıldı. 8 Mart günü için yapılan basın açıklaması yanı sıra Ekoloji Birliği Kadın Meclisi’nin de kuruluş bildirgesi basın ve kamuoyuna açıklandı.

YAŞASIN 8 MART! YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI!

Kadınların erkekler ile eşit haklara sahip olma isteğiyle başlattıkları mücadele çok eskilere dayanır. Çok sayıda kadın bu uğurda can vermiştir.

415 yılında İskenderiye’de erkeklerin işlerine karıştığı gerekçesi ile “şeytan” ve “dinsiz” olarak yaftalanıp öldürülen Hypatia… Ortaçağ karanlığında büyücü oldukları iddia edilerek yakılan yüzlerce kadın… Fransız Devrimi sonrasında 1791’de “Kadın ve Yurttaşlık Hakları Bildirges”ni yayınlayan ve kadınların haklarını savunduğu için Fransız Devrimcileri tarafından 1793’de giyotin ile idam edilen Olympe de Gouge… Amerika’da 1857 yılında New York kentinde tekstil sektöründe eşit ücret için mücadeleleri sırasında yakılan kadınlar… 1900’lü yılların başında kadınlara oy hakkı için mücadele eden süfrajetlerden seslerini duyurabilmek için kendini kralın atının önüne atan ve yaşamını yitiren Emily Davison… 1981’de Dominik’te öldürülen Mirabel Kardeşler… Daha niceleri… Çok eski tarihlerden bu yana kadınların hak mücadelesi yaşamları pahasına büyüyerek devam ediyor.

Yüzyıllardır süregelen kadınların eşitlik, özgürlük ve hak mücadelesinin en önemli simgesi olan 8 Mart Dünya Kadınlarının Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü’nde, bugüne kadar direnerek elde ettiğimiz kazanımlarımızın haklı onurunu taşımaktayız. Adaleti gibi tarih yazımı da erkek olan bu topraklarda, biz kadınlar, yok sayılan tarihimizi, kız kardeşlerimiz Nezihe Muhiddin, Suat Derviş, Emiye Semiye Önasya gibi isimlerin verdiği mücadeleleri ve kazanımları da sahipleniyoruz.

 

8 Mart, topluma dayatılmış cinsiyete dayalı ayrımcılığa; sosyal, kamusal ve ekonomik alanda erkeğin iktidarını yücelten ve kadını edilgen kılan, kadın emeğini görmezden gelen, kadına karşı her türlü şiddeti meşrulaştıran eril zihniyete karşı çıkışımızı daha da yükselttiğimiz ve omuz omuza verdiğimiz bir gündür.

Ataerkil (patriyarkal) kapitalist sistem ekolojik krize yol açarak, aynı zamanda, yaşamı daha fazla tüketim ve büyüme üzerine inşa ederek, emek, doğa ve özellikle kadın üzerindeki tahakkümünü gün geçtikçe arttırıyor. Ekonomik politikalarıyla kadını tüketimin öznesi haline getirmeye çalışıyor.

Oysa tohumunu koruyan, yenebilir bitkiler toplayan, şifacılık yapan, geleneksel üretim bilgilerini biriktiren ve bu bilgileri nesilden nesile aktaran kadınlardır. Artan pilavından çorba yapan, artık parça kumaşlardan kırk yama yapan, yağ tenekesine çiçek diken, bir karış toprağı bile olsa soğanını sarmısağını diken, yazın ürettikleri ürünleri kışa hazırlayan, kısacası yaşamı kurgulayan kadınlardır.

Ülkemizde her gün en az üç kadın öldürülüyor. Bu durum artık bir cinskırım. Meclis ve ilgili tüm kurumlar acilen görevini yapmalı ve kadin cinayetlerinin önlenmesi için İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasanın gereklerini yerine getirilmelidir.

Ataerkil kapitalizm, yaşama dair güzel olan her şeyi tahrip etmekte, yaşam alanlarımıza saldırmaktadır. Bu saldırılar karşısında yaşamı en çok etkilenen kadınlar ve çocuklardır. Kadınlar olarak dün olduğu gibi bugün de yaşam alanlarımıza, köylerimize, havamıza, suyumuza, toprağımıza ve geleceğimize sahip çıkacağız. Tüm baskılara, engellemelere, gözaltı ve tutuklamalara karşı direnişin en ön saflarında yer almaya devam edeceğiz. Birkaç gündür 8 Mart etkinliklerinde kadınlara yapılan saldırıları şiddetle kınıyoruz.

HES’lere, JES’lere, termik santrallere, vahşi madenciliğe karşı doğayı, börtü böceği, kurdu kuşu, sincabı ve yaşam alanlarını korumak için direnen kadınları selamlıyoruz. Bu mücadelede emeği geçen ve yakın tarihlerde kaybettiğimiz Perihan Bulat’ı, Hatice Barlas ablamızı daha nice kadını saygıyla anıyoruz.

Eşit ve özgür bir yaşam için direnmekten, doğayı ve yaşamı savunmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.
Yaşam, havama, suyuma, toprağıma dokunma diyerek mücadele eden kadınlarla güzelleşecek.

DÜNYAYI KADINLAR KURTARACAK!

YORUMLAR

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Net Haber Ajansı Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız