Emeğin Gücü Derneği Genel Başkanı Mustafa Adnan Akyol, “İnşaat işçisi sermaye sınıfı için hiç bir değeri olmayan, sadece iş gücü kullanılıp atılabilecek bir meta gözüyle değerlendirilmektedir” dedi.
Emeğin Gücü Derneği Genel Başkanı Mustafa Adnan Akyol, “Korona virüs sürecinde sağlık ve temel hizmet alanları dışında ara vermeksizin çalışan tek sektör inşaat sektörüdür. İnşaat işçisi sermaye sınıfı için hiç bir değeri olmayan, sadece iş gücü kullanılıp atılabilecek bir meta gözüyle değerlendirilmektedir” dedi.
Emeğin Gücü Derneği Genel Başkanı Mustafa Adnan Akyol yazılı bir açıklama yaparak koronavirüs üsrecinde çalışan inşaat işçilerinin durumuna dikkat çekti. Akyol, “İnşaat işçisinin geçimi ve özellikle yaşamının sermaye sınıfı ve patronlar için hiç bir değeri yoktur” değerlendirmesinde bulundu.
“EĞİTİM VE SAĞLIK TİCARİLEŞTİRİLDİ”
Pirha'nın haberine göre, Koronavirüs salgın sürecinde krizin tüm yükünü inşaat işçilerine yüklemeye çalıştıklarını belirten Akyol açıklamasının devamında şunlar dile getirildi:
“Ülkemizde sanayi, tarım ve hayvancılığın bitirildiği, Kamu mallarının ve Kamu İktisadi Teşekkülleri – KİT’lerin özelleştirilerek sermaye sınıfına ve yabancı sermaye güçlerine peşkeş çekildiği son 18 yılda Türkiye ekonomisini hareketli tutmak için ranta dayalı inşaat sektörü temel sektör olarak belirlenmiştir. İnşaat sektörü ve ona bağlı yan sektörlerin hareketlendirilmesi ile ülkede ekonomik yaşamı sürdüreceklerini zannetmişlerdir. Burada bir parantez açmak istiyorum. Eğitim ve Sağlık gibi devletin hizmeti olması gereken sektörler özelleştirilmiş, birer ticarethaneye dönüştürülmüş ve yüksek rantlar elde edilen alanlara dönüştürülmüştür. Bütün elde edilen kaynaklar askeri sanayinin geliştirilmesine aktarılmış ve yaratılan savaş ve çatışmalar ülke ekonomisine çok büyük maddi yaralar açmışlardır. Bütün bu kaynakları özelleştirmeler ve yabancı sermaye girişi dışında inşaat sektöründen elde ettikleri gelirlerle gerçekleştirmişlerdir. İnşaat sektörü sermaye sınıfı ve iktidar için bu kadar önemlidir. Ve asıl şimdi, bu kadar önem verdikleri, sayesinde rant yoluyla servetlerine servet katmalarına yol açan inşaat sektöründe çalışan işçiler yarattıkları bütün krizin yükünü sırtlansın istiyorlar. Sağlık emekçilerinin olağanüstü mücadelesini birinci sırada tutarak, Koronavirüs salgını sürecinde ekonomik krizin ve virüs krizinin tüm yükünü inşaat işçilerine yüklemeye çalışıyorlar.”
“İNŞAAT İŞÇİSİ YAŞAMININ PATRONLAR İÇİN BİR DEĞERİ YOKTUR”
Korona virüs sürecinde sağlık ve temel hizmet alanları dışında ara vermeksizin çalışan tek sektörün inşaat sektörü olduğunu kaydeden Akyol, “İnşaat işçisi sermaye sınıfı için hiç bir değeri olmayan, sadece iş gücü kullanılıp atılabilecek bir meta gözüyle değerlendirilmektedir. İnşaat işçisinin geçimi ve özellikle yaşamının sermaye sınıfı ve patronlar için hiç bir değeri yoktur. Korona koşullarında inşaat işçisi için “ölürlerse ölsünler, biz her zaman inşaatta çalışacak işçi buluruz” mantığıyla bakıyorlar” dedi.
“ÇALIŞMA BAKANLIĞI İŞÇİLER NEZDİNDE YOK HÜKMÜNDEDİR”
Korona salgını öncesinde de sağlıksız çalışma, barınma ve beslenme gibi en kötü koşullarda inşaat işçilerinin çalıştığını belirten Akyol, konuşmasına şöyle devam etti:
“Çalışma Bakanlığı patronların bakanlığıdır, işçilerin nezdinde yok hükmündedir. Bu çarpık düzeninizde inşaat işçileri sizden hiç bir şey bekleyemeyeceğini biliyorlar. Defalarca söylediğimiz gerçeğin tekrar altını çizmek zorundayız. İnşaat işçilerinin SGK’ları gerçek ücretlerinden düşük yaptırılmaktadır, hem vergi kaçırılmakta hem de işçilerin emekliliği ve gelecekleri çalınmaktadır. Bu gerçekler Çalışma Bakanlığınca bilinmektedir ve görmezlikten gelinmektedir. Salgın sürecinde işçilerin sağlıkları hiçe sayılmış ölümüne çalışmaya zorlanmıştır. “Üç aylık işten çıkarma yasağı” yalanıyla 25. ve 29. Maddeler yasak kapsamı dışında tutulmuş karantinadaki işçileri bile ya bu maddelerden işten çıkarmaya yâda ücretsiz izine ayırmaya devam ediliyor. İşçilerin ücretli izin hakları gasp edilmiştir. Böylelikle bir yandan işsizlik oranı düşük gösteriliyor diğer yandan da patronlara olanak sağlanıyor. Bu sorunun tek çözümü var: Salgın sürecinde, tüm işçi ve emekçiler için olduğu gibi inşaat işçileri için de ÜCRETLİ İZİN talep ediyoruz. İktidar tüm ülkede Mayıs sonuna kadar ücretli resmi tatil ilan etmelidir.”
“ÇALIŞMA BAKANLIĞI HAKKINDA SUÇ DUYURUSU”
İşçilerin Çalışma Bakanlığı hakkında suç duyurusunda bulunacağını kaydeden Akyol, “Şantiyeler denetlensin, sigorta ve vergi kaçakları tespit edilsin ve işçilerin emekliliğinden çalınanlar dahil tüm usulsüzlükler önlesin. Patronlara yüksek cezalar kesilsin. Yaratılan bu kaynaklar işçiler için ücretli izin olarak kullanılsın. Siz hemen harekete geçmezseniz biz tek tek tüm şantiyeler hakkında hukuki ve cezai suç duyurusunda bulunacağız” dedi.