İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, Türkiye’de son günlerde sıklaşan hak ihlalleri ve antidemokratik uygulamalara ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, koronavirüs (Kovid–19) salgınıyla yaşam savaşı veren dünya halklarının, zor süreci birlik, dayanışma ve özveri ile atlatmaya çalıştığı belirtilerek, insanlığın karşı karşıya kaldığı bu tehdide karşı devletlerin yapması gereken, toplumun yaşamını kolaylaştırması olduğu kaydedildi.  

Son günlerde ülke gündeminde yer alan birtakım üzüntü verici olaylar emek ve demokrasi örgütleri olarak söz konusu uygulamaların yanlışlığına dikkat çektiklerini belirten açıklamada, “Son olarak Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek’in cenazesine yönelik tutum ve inananlarınca ibadethane olarak görülen Cemevi’ne yönelik polis saldırısı vicdanları yaralamıştır. Ardınca cenazenin defin sürecinde görülen nefret söylemleri ve oluşan tutum, endişe verici olduğu kadar iktidarın yaklaşımında göremediğimiz hoşgörünün gerekliliğini bir kez daha ortaya koymuştur. Bu tutum ırkçı yönelimlerin açığa çıkmasına neden olduğu gibi, toplumun birliktelik duygusunu da zedelemiştir” denildi.   

TOPLUMSAL UZLAŞI KORUNMALI 

Muş, Van, Bingöl, Hakkâri ve Şırnak’ta mezarlıklara yapılan tahribat anlaşılmaz olduğu vurgulanan açıklamada, tahribatların kimseye yarar sağlamayacak ve endişe yaratacak benzeri bir müdahale olduğu belirtildi. Yaşamını yitirmiş bir yakınının mezarı başında kendi inançları doğrultusunda görevini yapmak isteyen yakınlarının tüm itirazlarına ve oluşturulan kamuoyuna rağmen mezarlıkların tahrip edilmesi insani, vicdani ve hukuki olmadığı vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Geçtiğimiz günlerde basına yansıyan Mardin’in Nusaybin ilçesinde bir site bahçesinde meydana geldiği anlaşılan olayda görevli bir polis memurunun havaya ateş açarak küçük bir çocuğa müdahale etmesi de korkularımızın haklılığının göstergelerindendir. Yukarıda ifade ettiğimiz gibi; olması gereken, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde karşılığını bulan insan onurunun korunmasıdır. Altında imzası bulunan bir devlet ciddiyeti ve bilinciyle iktidardan beklediğimiz; özgürlük, adalet ve barışın sağlanmasındaki kararlaşmaya sahip çıkılmasıdır. Toplumsal uzlaşıyı ve birlikteliği öncelikle koruması gereken iktidar sahiplerini teskin edici, hoşgörülü ve insan haklarına saygılı olmaya çağırıyoruz” denildi.