ünya Kadın Konferansına ilişkin ETHA'ya değerlendirmede bulunan delegeler, kadın özgürlük mücadelesini yürütürken kapitalizm ve emperyalizmin hedef alınması gerektiğinin altını çizdi.
3. Dünya Kadın Konferansı (DKK) 4-9 Eylül tarihlerinde Tunus'ta gerçekleştirildi. 42 ülkeden 460 delegenin katıldığı konferansta buluşan kadınlar ve LGBTİ+'lar, konferansta yan yana gelmenin yarattığı etkiye işaret etti.
DKK hazırlık ve oranizasyon komitesi koordinatörü Amira Dellech, Türkiye'den katılan TOMİS üyesi Dilbent Türker, Kemerun'dan katılan Michelle ajansımıza konferansa ilişkin değerlendirmelerini aktardı.
DELLECH: SAHİP OLMAMIZ GEREKEN HAKLARIMIZ İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ
Dünya Kadın Konferansı'nın hazırlık ve organizasyon komitesi koordinatörü Amira Dellech, konferansın Tunuslu ve tüm dünya kadınlarının ne kadar güçlü ve militan olduklarını göstermek için çok iyi bir fırsat olduğunu belirtti. Tek ses ve yumruk olduklarını dile getiren Dellech, "Tüm dünya kadınları olarak çok güçlüyüz, direnişçiyiz ve her zaman mücadeleyi sürdüreceğiz" dedi. Tunus'ta çok fazla örgüt ve organizasyon olduğunu söyleyen Dellech, "Her örgüt kendi çapında kendisini ve kadın örgütlenmesini geliştirmeye, sorunları çözmeye çalışıyor. Ne acıdır ki, hala 2022'de kadın haklarını ve kadın özgürlüğünü konuşuyoruz. Özgür değiliz, ama güçlüyüz. Aslında sahip olmamız gereken haklarımızı talep ediyoruz, bunun için mücadele etmek zorunda kalıyoruz" ifadelerini kullandı.
'HAKLARIMIZI KORUYAN YASALAR VAR AMA İLERLEME KAYDEDİLMEDİ'
Tunuslu kadınların günlük ve politik yaşamlarına işaret eden Dellech, Tunuslu kadınların nispeten şanslı olduğunu dile getirdi ve şöyle devam etti: "Çünkü haklarımızı koruyan birkaç yasa var. Tunus birçok ülkeden önce bu yasaları onayladı. Ancak, buna rağmen, hala ilerleme sağlanamadı. Örneğin, hicap giymek zorunlu değil. Araba kullanmak serbest, eğitim ve meslek seçiminde kadınlar özgür. Ama geleneksel yaşam tarzı ve bakış açısından kaynaklı, bazen istediği seçimi yasa da olmasına rağmen, pratikte hayata geçiremiyor. Başka zorunlu seçenekleri tercih etmek zorunda kalıyor. Gelenekler, aile ve dini etkilerden kaynaklı kadınların yaşamı sınırlandırılıyor. Aynı zamanda kadınlar kırsal alanda yaşıyorsa ve şehirde bir iş alanı tercih ediyorsa, ulaşım gibi olanaksızlıklardan kaynaklı gerçekleştiremiyor. Kadınlar bir amacını gerçekleştirmek istiyorsa, bu yaşananlara karşı güçlü durup, amacına ulaşabilir. Mesela doktordan mimara çok değişik meslek gruplarında kadınlar yer alıyor. Çok farklı alanlarda Tunuslu kadınlar bunu gösteriyorlar ve göstermeli. Bu konferansın amaçlarından biri de, zor çalışma koşullarında olan kadınların sorunlarını dile getirmekti. Sadece çalışan işçi-emekçi kadınların sorunları var diyemeyiz. Akademisyen kadınların da kadın olmaktan kaynaklı sorunları var."
'KİMSE BİZİM ADIMIZA KARAR VEREMEZ'
İş yaşamında kadın ile erkek ücret eşitliği sağlanmadığını dile getiren Dellech, sendikal örgütlülük düzeyine ilişkin şunları söyledi: "Sendikal örgütlenmeler içerisinde elbette çok sayıda kadın var ve aktifler de. Bütün kadınlara buradan seslenmek istiyorum. Güçlüyüz, militanız, her şeyi yapabiliriz, kimse bizim adımıza geleceğimiz için karar veremez. Bugün hepimiz birlikteyiz ve geleceğe dair kendi kararlarımızı alacağız."
TÜRKER: ENTERNASYONAL İŞÇİ DAYANIŞMASI OLUŞACAK
Türkiye'den katılan Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası (TOMİS) yöneticisi Dilbent Türker, İstanbul'da katıldığı direnişleri ve kazanımlarını DKK'da anlattı. Konferansa katılan işçi kadınların deneyimlerinden öğrenmek ve yeni mücadele perspektifleri oluşturmak için katıldığını söyleyen Türker, enternasyonal işçi dayanışmasının önemine işaret etti.
'SINIF MÜCADELESİ TEMEL SORUN'
Konferansta kapitalizmin saldırılarına karşı örgütlü mücadeleye ve enternasyonal bir mücadeleye vurgu yapıldığını belirten Türker, yerel ve özel taleplerden çıkıp uluslararası sınıf mücadelesini tartışmak gerektiğini söyledi, "Bunun dışındaki öneri ve anlayışlar bizi kurtaramaz ya da sınırlı kalır. Kadın özgürlük mücadelesi ve ulusal kurtuluş mücadelesi sınıf mücadelesinin temel sorunlarıdır. Sınıf mücadelesi perspektifiyle çözüm olur. Biz sendikal faaliyetlerimizi bu şekilde yürütüyor ve bütünlüklü olarak yaklaşıyoruz" dedi.
'EMEKÇİ KADINLARI KATMAK İÇİN DAHA FAZLA MÜCADELE EDECEĞİZ'
Türker, "Konferansta katılımcıların çoğunun çözümü devrim ve sosyalizmde görmesi beni heyecanlandırdı ve artık sınırlarımızı aşıp dünyada bu anlayışı yaygınlaştırmak, sosyalizme evirmek önemli. Küçük reformist kazanımlarla kapitalizmi yıkamayız" dedi. İlk kez böyle bir konferansa katıldığını dile getiren Türker, daha sonra örgütlenecek konferansa daha fazla genç işçi kadının katılması için mücadele edeceğini söyledi.
YUMLİ: BURADAN ÇIKACAK DİNAMİK KADIN ÖZGÜRLÜK HAREKETİNİ GÜÇLENDİRECEK
Sosyalist Kadınlar Birliği (SKB) üyesi Ayşe Yumli de konferansın kendisinde yarattığı heyecanı şöyle anlattı: "Salonun içerisinde, atölyelerde, akşam etkinliklerinde, ara molalarında, yaptığımız sohbetlerde ve gözlerimiz ellerimizin temas ettiği her alanda büyük bir coşkuyla geçirdik konferansı. Benin açımdan çok anlamlıydı. Her renkten kadın, Kamerun'dan Filistin'e, Afganistan'dan İran'a, Meksika'dan Arjantin'e, Türkiye'den Kürdistan'a dünyanın birçok yerinden kadınlar olarak bir aradaydık. Biz atölyelerde çok zengin tartışmalar yürüttük. Kürsüde söz aldık. Atölye sonuçlarıyla ve önergelerimizle dönemin kararlarını aldık. Beş yılda bir yapılan bu tür konferanslar kadın özgürlük mücadelesinin çeşitli sorunlarını görmek, daha küresel çapta kadın hareketinin dinamiklerini, sorunlarını, taleplerini görmek bakımından önemli bir yerde duruyor. İnanıyoruz ki buradan çıkacak olan kararlar, bu dinamik kadın özgürlük hareketini güçlendirecek."
MİCHELLE: BİLGİ VE DENEYİM ALIŞVERİŞİNDEYİZ
Kamerun'un bağımsızlık mücadelesi veren ulusal parti üyesi, aynı zamanda bir gençlik örgütü ve bir kadın örgütünün de lideri olan konferans delegesi Michelle, "Başından beri buradayım. Çünkü ülkemdeki sorunlara dikkat çekme fırsatına sahip olmak benim için çok önemli. Çünkü hala kadınların haklarıyla ilgili, şiddetle ilgili, ülkede ve kıtada da devam eden krizlerle ilgili birçok sorunun olduğu bir seviyedeyiz. Belirli sayıda zafer kazanmış ve mücadeleye devam eden kadınlarız. Burada kadınlarla tanışmak önemli. Böylece kadınların kendi bağlamlarında işleri nasıl yaptıklarını, sorunlarına nasıl çözüm ürettiklerini ve kullanabileceğimiz en iyi uygulamaların neler olduğunu görmek için bilgi ve deneyim alışverişindeyiz. Kendi özelimizde en iyi hangi yöntemin daha uygulayabilir olduğu fikrini ediniyorum" dedi.
'DİĞER ÜLKELERLE KENDİ ÜLKEM ARASINDA BAĞ KURDUM'
Kamerun'da kapitalizme ve faşizme ve aslında emperyalizme sadık olan iktidarla savaştıklarının altını çizen Michelle, "Bu konferansta bulunma amacım, aslında şu anda emperyalizmin sadık kolu olan hükümetimizle gördüğümüzden çok daha büyük bir şeyle savaştığımızı anladığımızdan emin olmaktır. Bu konferansta bulunma amacım zaten bildiğim dünya emperyalizminin aktörleri arasındaki bağlantıyı kurmak ve diğer ülkelerin dünyada nasıl konuşlandırıldığını daha anlamak içindir. Olanaklarınız yoksa hiçbir şey yapamazsınız deniliyor. Fakat ben burada tabandan gelen kadınlarla yani tüm sosyal sınıflardan gelen kadınlarla birlikteyim. İşçi olan kadınlar ifade etikleri mücadeleleriyle dile getirdikleri sorunlarıyla bana enerjimi ve gücümü kazandırdı" dedi.
'MÜCADELECİYİZ'
Michelle, Kamerun'da yürüttükleri mücadeleyi de şöyle aktardı: "Biz kadınların sorunlarını hükümetin gündemine getiriyoruz. Bugün neoliberal politikaları uygulayan bir hükümetimiz var. Ekonomik meseleleri gündeme getirmek ya da ekonomik ortaklık anlaşmaları imzalayan, yatırımcıları geri getirmek için mücadele eden bir devletimiz var. Büyük devletlerin dünya ekonomisinin kontrolü ele geçirmesine izin vermemek önemli. Bizler kendi gücümüz oranında savaşların küçük çiftçiler üzerinde yarattığı sonuçları dile getiriyoruz. Ukrayna savaşının buğday üzerindeki etkisini anlatıyoruz. Ekonomik doku bozuluyor. Bizlerin çok gücü yok ama mücadeleciyiz. Biz insanlara, bir devletin amacının öncelikle halkın refahını sağlayacak politikaları merkezine alması gerektiğini ve aslan payını büyük dünya ekonomisine bırakmamanın önemli olduğunu hatırlatmak için mücadele ediyoruz."
'GENÇ KADINLARI EĞİTMEK İSTİYORUZ'
"Kadınlar için her şey" adındaki projeleri kapsamında eğitim hakkına yeterli düzeyde erişemeyen kırsaldaki gençleri eğittiklerini anlatan Michelle, "Haklarını öğrenmesini ve savunmasını sağlıyoruz. Kadınlar ve gençler örgütlenmeye başlıyor. Küçük işletmeler ve oluşumlar için yardımcı oluyoruz. İslam dininin yaygın olduğu bölgede kızlar babalarını aşıp çalışmalarımıza gelemiyor. Bu nedenle geleneksel topluluk tartışmaları düzenlediğimiz ve gençleri toplumsal cinsiyete dayalı şiddete karşı argümanlar üretmeleri ve toplum önünde konuşmaları için yaptığımız eğitim çalışmalarımız var. Ancak kızların bu konuya erişimi genellikle olmadığından, toplumsal cinsiyete duyarlı liderliği öğrenmeye çalışan tüm erkeklere yönelik eğitimler ekledik ve onları kadın hakları ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet konusunda doğrudan erkeklerle bu konu hakkında konuşmaları için eğitiyoruz. Oradaki tüm genç kadınları eğitmek istiyoruz çünkü yeni nesil bu konuda daha duyarlı. Ocak ayındaki son başarılı projemiz sırasında imamın sekreteri ile bağlantı kurduk ve birlikte çalıştık. Cuma günü yapılan vaazda imam özel olarak kadına yönelik erkek şiddeti konulu bir konuşma yaptı. Bir toplantıda bin erkeğe hitap etti ve şiddet uygulamamaları konusunda konuştu. Bu çok ilginç bir deneyim oldu" diye aktardı.
'KADIN LİDERLER YARATMAK İSTİYORUZ'
Aynı zamanda kadın liderler yaratma çalışmaları yaptıklarını aktaran Michelle, "Gün içinde farklı konularda formasyonlarımız var. Akşamları farklı ülkelerdeki kadın liderleri konuk ediyoruz. Kamerun yada başka ülkede kadın liderler gelip tecrübelerini paylaşıyor. Kamerun'da ve başka yerlerde güçlü olan ve sadece deneyimlerini paylaşan kadınlardan oluşan bir ağımız var. Kamerun'da az sayıda kadın lider var. Genç kadınların kamuda ve politikada yönetici olması için çaba sarf ediyoruz. Ayrıca Kamerun'un tüm bölgelerinde ve dolayısıyla komünlerde geç kadınların kişisel ve akademik hedeflerinde yardımcı oluyoruz. Yetkililer düzeyinde iki ya da üç kadınımız var, kadınların büyük bir kısmı halen siyasetle ilgilenmiyor ve içinde değil. Ama gün geçtikçe gençlik daha fazla ilgi duyuyor. Yeni bir nesil gelişiyor. Yeni projemizde geç kadınların seçimlerde aday olmasını sağlamak sosyalist perspektifle toplumsal sorunlara yaklaşmasını öğretmek ve mücadeleye aktif katması için uğraş veriyoruz" diye konuştu.
'DÜNYA KADINLARIN SORUNLARINA ÇÖZÜM BULUNMALI'
Son olarak Fransa delegesi Yeni Kadın'dan Kıymet, konferansın kendisini çok fazla şey öğrettiğini belirterek, bazı ülke delegelerinin sunumlarında yaşananlardan çok etkilendiğini söyledi. Konferanstan beklentisinin tüm dünya kadınlarının sorunlarına çözüm bulunması olduğunu aktararak, bunun örgütlenemeden geçtiğini belirtti.
(Etha)