KESK’in “İnsanca Yaşam, Demokratik bir ülke istiyoruz” talebiyle birçok ilde düzenlediği mitinglerin finali İzmir’de binlerce emekçinin katılımıyla gerçekleşti.
İZMİR
KESK’in “İnsanca Yaşam, Demokratik bir ülke istiyoruz” talebiyle birçok ilde düzenlediği mitinglerin finali İzmir’de binlerce emekçinin katılımıyla gerçekleşti. Gündoğdu Meydanı’ndan seslenen emekçiler, saray değil emekçiye bütçe istedi.
Pirha'nın haberine göre, Cumhuriyet Meydanı’na toplanan emekçiler, ‘Halk için bütçe’, ‘Savaşa değil emekçiye bütçe’ ‘Savaşa hayır, barış hemen şimdi’ sloganları ile Gündoğdu Meydanı’na doğru yürüdü. Katılım gösteren kurumlar arasında Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Kütahya, Aydın, Manisa, Balıkesir ve Denizli Ege bölge şubeleri, Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Birleşik Maden İş, Emekli Sen, Haber Sen, Tarım Orkam Sen, Yapı Yol Sen gibi pek çok sendika üyesi katıldı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü ve Eş başkanları, İzmir Milletvekili Serpil Kemal, Emek Partisi (EMEP) İzmir İl Örgütü, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) İzmir İl Örgütü, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Sol Parti ve Toplumsal Özgürlük Partisi İzmir İl Örgütü gibi pek çok siyasi parti de miting alanında yer aldı.
Sendikaların pankartlarına ‘Halk için Bütçe’, ‘Saraya Değil Emekçiye Bütçe’, ‘Vergide Adalet İstiyoruz’, ‘Krizi Biz Çıkarmadık, bedelini biz ödemeyeceğiz’ gibi talepler yansırken, kanun hükmünde kararnamelerle ihraç edilen emekçiler de ‘Geri Döneceğiz’ talepleriyle alanda yer aldı.
Mitingin açılış konuşmasını Eğitim Sen İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Hasan Ali Kılıç yaptı. Kılıç, konuşmasında, “Kuyucaklı Yusuf’un, Börklüce Mustafa’nın, Torlak Kemal’in yoldaşları, zalime, zulme karşı efe, işgale karşı eşkıya, gericiliğe karşı bilimin ışığı olanlar, demokrasi beşiği bu topraklarda direniş mayası ile yoğrulanlar, ülkemin güzel insanları hoş geldiniz, sefa Getirdiniz” diyerek emekçilerin insanca yaşam talebiyle bir araya geldiğini belirtti.
“DÖNEMİN YEZİTLERİ KÖLE GÖRÜYOR BİZİ”
“Bu dönemin Yezitleri, Dehakları kendilerini devletin sahibi, bizleri de köle olarak görüyor” diyen Kılıç, iktidarın hak hukuk dinlemeden pek çok alanda keyfi uygulamalar yaşattığını belirtti. Anayasanın tamamen ortadan kaldırıldığını vurgulan Kılıç, “Aşiret devletine döndük. Askeri vesayet diyorlardı, şimdi en alasından kendi vesayetlerini kurdular. Kendilerinden olmayana bir tas suyu, bir lokma ekmeği dahi çok görüyorlar” dedi.
“TALEPLERİMİZ ONLARIN İNSAFINA KALMAZ”
Kılıç, emekçilerin kimseden hakkı olmayan bir şeyi talep etmediğini vurgu yaparak , “Taleplerimiz de ne onların insafına kalmış ne de mülkiyetlerinde olan şeylerdir. Vergimizi veriyor muyuz? Veriyoruz! Dolaylı vergilerde dünyada rekor düzeyde anında ödüyor muyuz? Ödüyoruz! Dünyanın en pahalı benzinini biz alıyor muyuz? Alıyoruz! Askerlik vakti gelince marş marş deyip alıp götürüyor musun? Götürüyorsun! Geçmediğimiz yolun, tünelin, köprünün parasını bile alıyor musun? Alıyorsun!” diye konuştu.
“KHK’LAR BİTENE KADAR ALANLARDA OLACAĞIZ”
Binlerce emekçinin işinden edilmesine neden olan KHK’lere de değinen Kılıç, “15-20 sene okuyup türlü türlü sınavlardan, güvenlik soruşturmalarından, arşiv araştırmalarından, bin bir badireden sonra girdiğimiz işten bir satırlık yazıyla ihraç edildik. Sonra da dalga geçercesine üyelerini kendilerinin atadıkları komisyondan adalet beklememizi istediler. Ne sizden merhamet bekliyoruz, ne de talimatınızla işleyen organlardan bir beklentimiz, bir talebimiz var. Bizler “hak verilmez alınır” diyen bir geleneğin içinden gelenleriz. Bizler, “Yok öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak. Unutma; aynı gökyüzü altında, bir direniştir yaşamak.” diyen Nazım Hikmet’in yoldaşlarıyız. Bizler, İkram Mihyazların, Necati Aydınların, Zübeyr Akkoçların, Aziz Yuralların hevalleriyiz. 130 haftadır alanlardayız. Tek bir KESK’li dahi dışarıda kalmayıncaya kadar gerekirse bir 130 hafta, bir 130 hafta daha alanlarda oluruz” ifadelerini kullandı.
Kılıç, konuşmasını “Haksızlığa, zulme, adaletsizliğe, yolsuzluğa ve yoksulluğa, krize, güvencesizliğe, zamlara, keyfiliğe, kadın kırımına, çocuklara yönelik istismara, gericiliğe, emeklileri devlete yük gören köhnemiş yalaka zihniyete isyanımız her gün biraz daha büyüyor. Büyüyor içimizdeki yangın. Büyüyor direnişimiz. Gelin bu direniş ateşini hep birlikte harlandıralım. Gelin kendilerini vazgeçilmez, zulümlerini bitimsiz zannedenlere hep birlikte bir dur diyelim” sözleriyle sonlandırdı.
“GELECEĞE UMUTLARIMIZI KARARTMAK İSTİYORLAR”
Kılıç’ın ardından söz alan KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen, Türkiye’nin adım adım ekonomik, siyasal, toplumsal bunalıma içine itildiğine dikkat çekti.
“Bir avuç mutlu azınlığın dışında kalan herkesin, hepimizin geleceğe ilişkin umutları karartılmak isteniyor” diyen Gezen, AKP ekonomi politik tercihlerinin ülkeyi her gün biraz daha fazla uçuruma sürüklediğini ifade etti. Gezen, “Yeni yıla yine rekor kıran işsizlik oranlarıyla, yüksek enflasyonla, hayat pahalılığıyla girdik. Ülkemizi uluslararası mali sermayenin yağmasına açanlar, ucuz iş gücü cenneti yaratanlar emekçiler için ise cehennemin taşlarını döşediler” diye belirtti.
“ÇARŞI PAZAR EL YAKIYOR”
Gezen, KHK’larla on binlerce kamu emekçisinin işinden, ekmeğinden edildiğini hatırlatarak, “Ağaç kökü yesinler dedikleri KHK’lilerin seyahat, eğitim hakkını gasp ettiler, banka hesabı açmayı dahi yasakladılar. Seçme ve seçilme hakları gasp edildi, halkın iradesini yok sayarak atadıkları kayyumlar eliyle emekçiler işlerinden edildi” dedi.
Borçlanmaya, dış finansmana, ranta, spekülasyona, betonlaşmaya dayalı ekonomik modelin çöktüğünü vurgulayan Gezen, krizin faturasını emekçilerin ve halkların sırtına yıkılmak istendiğini belirtti. Gezen sözlerini şöyle sürdürdü;
“Son bir yıl içinde elektriğe yüzde 45, doğalgaza yüzde 44, peynir, süt, yoğurt gibi süt ürünlerine yüzde 35, çaya yüzde 32, köprü geçiş ücretlerine yüzde 47, toplu taşıma ve ulaşıma, tütün ürünlerine ve bebek mamasına yüzde 40, bebek bezine yüzde 35, akaryakıta yüzde 22 zam yapıldı. Son iki yıl içinde ise elektriğe yapılan zam oranı yüzde 75’i, doğalgaza yapılan zam oranı ise yüzde 65’i geçti. Yılın daha ilk haftasında Osmangazi ve Yavuz Sultan Selim Köprülerinin geçiş ücretlerine yüzde 14 zam yapıldı. İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere büyük şehirlerde ekmeğin fiyatı son sekiz ayda yüzde 50 zamlandı. Çarşı, pazar el yakıyor.”
Emekçilerin ücretlerinden kesilen vergilerle oluşturulan bütçeden iktidarın 2020 vergi adaletsizliğini derinleştirmeye devam ettiğini belirten Gezen, “Bizim yarattığımız kaynakları, ihtiyaçlarımızı ve taleplerimizi karşılamak yerine vergi afları, alınmaktan vazgeçilen vergi tutarları ve teşviklerle sermayedarlara peşkeş çekiyor. Güvenlik ve savunma sanayi harcamaları adı altında silahlanmaya, savaş politikalarına aktarıyor. Yatırım yok, üretim yok, istihdam, iş güvencesi yok, insanca yaşanacak bir ücret yok. Toplumsal cinsiyet eşitliği körü bu bütçede bir tek bu bütçeyi oluşturanlara pay yok” dedi.
“AKP TALEPLERİMİZİN ÜSTÜNÜ ÖRTMEK İÇİN SAVAŞA SARILIYOR”
AKP artık ülkeyi yönetemediğinin altını çizen Gezen, ekonomik, toplumsal, siyasal krizini aşmak için ise baskı, şiddet ve savaş politikalarına başvurmaktan çekinmediğini vurguladı. AKP’nin Yeni Osmanlıcılık hayalleriyle girdiği Ortadoğu’da paylaşım savaşlarından pay kapmak, içeride ise kendi ömrünü uzatıp emekçilerin asıl gündemini perdelemek için Libya tezkeresine sarıldığını ifade eden Gezen, “Milliyetçi, gerici, şoven politikalarla bizleri birbirimizin düşmanı haline getirerek bu ülkenin asıl gündemini, işsizliği, yoksulluğu, güvencesizliği, geçim derdini, hayat pahalılığını, KHKleri, hukuksuzlukları konuşulamaz hale getirmeye çalışıyor” şeklinde konuştu.
Emekçilerden alınan kaynaklarla yandaşa sermayeye, savaşa aktarılmasına dayalı, istihdam ve üretim yaratmayan, toplumsal cinsiyet körü bu bütçeyi kabul etmeyeceklerini vurgulayan Gezen, taleplerini şu şekilde sıraladı;