Emek Partisi (EMEP) Adana İl Örgütü, 'Krizi yaratanlar patronlar ve onların düzenidir' diyerek krizden çıkış önerilerini sıraladı.
Emek Partisi (EMEP) Adana İl Örgütü “Krizle kemer sıkarak değil alım gücü artırılarak mücadele edilebilir” dedi. EMEP, krizden çıkış yolu olarak gösterilen ücretlerin düşürülmesi, işten atmalar gibi uygulamaların çözüm olmadığını ve krizi daha da derinleştireceğini vurguladı. Açıklamada krizin yükünün işçi ve emekçilere yıkılmasının amaçlandığına dikkat çekildi.
Emek Partisi Adana İl Örgütü, krizden çıkış yolu olarak şu önerilerde bulundu:
· İşçilerin almış oldukları konut ve ihtiyaç kredileri sıfırlansın.
· Toplu işten atmalar yasaklansın.
· İşçi ve memur ücretlerine yeni enflasyon oranında zam yapılsın.
· Kamu istihdamı artırılsın. Toplum Yararına Çalışanlar, İŞKUR kapsamında çalışanlar ve taşeron işçiler kadroya alınsın.
· Hükümet, bütün ihaleleri eski kur üzerinden Türk lirasına çevirsin.
· Vergideki adaletsizliğe son verilsin. Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınsın.
Emek Partisi Adana İl Örgütü yaptığı basın açıklamasında “Kriz var, aynı gemideyiz” diyorlar. Aynı gemide falan değiliz biz. Bu nasıl aynı gemi ki? Birileri yatlarda saltanat sürüyor, birileriyse kayıklarda açlıkla pençeleşiyor. Krizi işçiler yaratmadı, krizi yaratanlar patronlar ve onların düzenidir. Bedelini de onlar ödemelidir” dedi.
PATRONLAR CEVAP VERSİN…
EMEP İl örgütü, “Israrla aynı gemide olduğumuzu söyleyen patronlar “Krizin yükünü üstlenecekler mi? Her yıl kârlarını katlayan patronlar bu yıl kârsız çalışacak mı? TÜSİAD, MÜSİAD, TOBB kârlarından vazgeçecek mi? Patron örgütleri bu sorulara cevap versin.” dedi.
KRİZİN İŞÇİ SINIFINA FATURA EDİLMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ
EMEP'in açıklaması şöyle devam ediyor:
"Krizden çıkış yolu olarak ücretleri geriletmeyi, enflasyon ile yoksullaştırmayı, güvencesiz çalıştırmayı, daha fazla özelleştirmeyi dayatıyorlar. Sermayeyi/bankaları kurtarma hesabı yapıyorlar. Enflasyon ile halktan alıp zengine vermeyi hedefliyorlar.
İşçi sınıfı üzerindeki vergi yükünü artırmak istiyorlar.
Krizin bedelini işçiler yıllardır ödemektedir. Düşük ücretler nedeniyle ancak borçla yaşayabilen ve banka kredilerine bağımlı bir işçi sınıfı yarattılar.
KRİZ KEMER SIKARAK DEĞİL ALIM GÜCÜ ARTIRILARAK ÖNLENİR.
Bir borç krizi olarak karşımıza çıkan ekonomik krizin, işsizlik ve yoksullaşma olarak işçi sınıfına fatura edilmesine izin vermeyeceğiz! Türkiye’nin emperyalizme, uluslararası finans kapitale bağımlılığına son verecek tek güç bu bağımlılıktan hiçbir çıkarı olmayan işçi sınıfıdır. Krizle kemer sıkarak değil alım gücü artırılarak mücadele edilebilir."