İstanbul Dayanışması tarafından yapılan açıklamada, Kazdağları için yaptıkları Ankara yürüyüşü'nün iki kez engellendiğini ve gözaltna alındıklarını ifade ederek, mücadeleye devam edeceklerini açıkladı.
İSTANBUL
İstanbul Dayanışması tarafından yapılan açıklamada, Kazdağları için yaptıkları Ankara Yürüyüşü'nün iki kez engellendiğini ve gözaltna alındıklarını ifade ederek, tüm engellemelere rağmen Kazdağları'na sahip çıkmaya devam edeceklerini açıkladı. Kararlılıklarını bir kez daha dile getiren İstanbul Dayanışması "Onlar ormandan gidene kadar bizler Kazdağlarını terk etmiyoruz, 12 Ekim’de Kazdağları İstanbul Dayanışması olarak Çanakkale’ye direniş alanına, 26 Ekim’de Ankara’daki mitinge gidiyoruz. Kazanana kadar “Her Yer Kaz Dağları, Her Yer Direniş” demeye devam edeceğiz!"dedi.
İstanbul Dayanışması ayrıca, 13 Ekim’de Alamos Gold’un Türkiyedeki iştirakı Doğu Biga madenciliğin ruhsatının yenilenmemesi çağrısında bulundu.
İstanbul Dayanışması tarafından yapılan basın açıklamasında şöyle denildi:
Kaz Dağları’nda altın çıkarmak adına yürütülen faaliyetlerin Kaz Dağları başta olmak üzere tüm ekolojik sistem üzerinde yaratacağı hasara dikkat çekmek ve 13 Ekim’de Alamos Gold’un Türkiyedeki iştirakı Doğu Biga madenciliğin ruhsatının yenilenmemesini talebi ile 5 Ekim günü İstanbul’dan başlattığımız “Kaz Dağları ve Gelecek Yürüyüşü” kolluk kuvvetlerince engellendi. Polislerin “yasa benim yetki de ben de” demesiyle gözaltına alınıp savcının kusura bakmayın demesiyle de hızlıca bırakıldık. Bu engellemeler hukuksuzdur bu yüzden yürüyüşümüze devam edeceğiz dedik.
"Anayasal hakkımız engelleniyor"
Anayasal hakkımızı kullanmak üzere valiliğe bildirimde bulunduğumuzda aldığımız yanıt hiçbir açıklama yapılmadan “uygun görülmemiştir” oldu. Biz kararın anayasaya uygun olmadığını izin istemediğimizi sadece bildirdiğimizi dile getirerek 10 Ekim’de yürüyüşümüze kaldığımız yerden devam etmek üzere toplandık. Fakat yeniden polisin hukuksuz engellemesiyle karşı karşıya kaldık, gözaltına alındık. Bu sefer savcıyı bile görmeden serbest bırakıldık.
"Geleceğimizin zehirlenmesine izin vermeyeceğiz"
Valiliğe soruyoruz; Kazdağlarında sadece birilerinin rantı uğruna binlerce ağacı kesmek; toprağı ve yeraltı sularını siyanürle zehirlemek; geleceğimizi yok etmek uygundur da bizlerin bu katliamı engellemek için barışçıl bir şekilde yürümesi mi uygun değildir.
Bu hukuksuz yasaklamalar ve gözaltılarla bizlerin iradesini kırmak istemektedirler. Fakat bizler biliyoruz ki Kazdağlarındaki katliamı durdurabilirsek yapılmak istenen birçok doğa katliamının da önüne geçeceğiz. Biz bugün Kazdağlarına sahip çıkarsak Alakır’a, Salda’ya, Munzur’a, Cerattepe’ye, Hasankeyf’e, ODTÜ’ye, Kuzey Ormanları’na, Murat Dağı’na, Amazon’a sahip çıkmış olacağız, yani geleceğimize sahip çıkmış olacağız. Bu nedenle de Kazdağlarına sahip çıkmaya devam edeceğiz!
Sırf sermaye parasına para katsın diye artık doğamız katledilsin istemiyoruz. Bu katliamlardan karlı çıkan insanların sayısı bir avuç iken doğası katledilen, geleceği elinden alınan insanların sayısının Türkiye’de milyonlar Dünya’da milyarlar olduğunu biliyoruz. Yok edebileceğimiz bir Dünyamız daha yok. O yüzden herkesi bu tarihi göreve ortak olmaya Kazdağlarına ve geleceğimize sahip çıkmaya davet ediyoruz.
“Her Yer Kaz Dağları, Her Yer Direniş”
Onlar ormandan gidene kadar bizler Kazdağlarını terk etmiyoruz, 12 Ekim’de Kazdağları İstanbul Dayanışması olarak Çanakkale’ye direniş alanına, 26 Ekim’de Ankara’daki mitinge gidiyoruz. Kazanana kadar “Her Yer Kaz Dağları, Her Yer Direniş” demeye devam edeceğiz! Bulunduğumuz her yerde paranın yeşiline karşı doğanın yeşilini, hayatı ve geleceği savunacağız!"