Enternasyonalist devrimci Ernesto Che Guevara Arjantin'in önemli şehirlerinden Rosario'da 14 Haziran Haziran 1928’de dünyaya geldi.
Bir mimarın oğlu olan Guevera,1953’te Buenos Aires’te tıp doktoru oldu. Bolivya’daki tarım reformu konusunda incelemelerde bulunan Guevera, 1954’te Guatemala’da Arbenz devrimci hükümetinin yanında yer aldı. Arbenz’in askeri bir darbeyle devrilmesinin ardından Meksika’ya geçen ‘Che’, burada Küba devriminin önderi Fidel ve kardeşi Raul Castro ile tanıştı. Daha sonra Granma gemisiyle Küba'ya hareket etti ve savaşın sonuna kadar en ön safta yerini aldı.
Kasım 1956’da Küba’daki devrimci mücadeleye Arjantinli enternasyonalist bir devrimci olarak katılan Che Guevera, Kasım 1959’da zaferi kazanan devrimci Küba birliklerin başında başkent Havana’ya girdi.
Devrim sonrasında Binbaşı Ernesto Che Guevara Havana'nın la Cabana Kalesi'nin komutanlığına getirildi.1959 yılında Küba vatandaşı ilan edildi. Bir süre sonra silah arkadaşı Aleida March ile evlendi. 7 Ekim 1959'da Milli Tarım Reformu Enstitüsü başkanlığına atandı. 26 Kasım'da da Küba Milli Bankası başkanlığına getirildi. Böylece Che ülkenin mali işlerini yüklenmiş oluyordu.
23 Şubat 1961'de Küba Devrim Hükümeti bir sanayi bakanlığı kurarak Che'yi bunun başına getirdi. Ancak Playa Giran çatışması sırasında, tekrar kale komutanlığı görevine getirildi. Daha sonra az gelişmiş ülkelere çeşitli seyahatlar yapan Che, sömürülen halkları ve emperyalistleri daha yakından tanıma fırsatı buldu. Bu durum Che'nin savaşçı yanının tekrar canlanmasına yol açtı.
Artık başka Latin Amerika ülkelerine gidip halkları örgütlemesi gerektiği kararını vermişti.1965 Eylül'ünde Afrikanın yoksul ülkesi Kongo'ya doğru yola çıktı. 3 Ekim 1965'de Fidel Castro, Che'nin ünlü veda mektubunu Küba Halkı'na okudu. Kongo'da beklediği devrimci gelişmeyi bulamayan Che yönünü Bolivya dağlarına çevirdi.
Amerika, Che’nin Bolivya’da olduğunu öğrenmiş ve Bolivya Ordusu’nu eğitmiştir. Che’nin yakalanabilmesi Amerikalı askerler, ajanlar ve diplomatların kesintisiz çalışmasıyla sağlanmış, bu uğurda büyük bir seferberlik başlatılmıştır. Che Guevara 9 Ekim 1967'de Vallegrande yakınlarındaki La Higuera'da, Quebrada del Yuro kanyonunda Simeón Cuba Sarabia ile birlikte devriye gezerken yakalanmıştır.
Bacağından ağır bir yara alan Che, Hieguras'da bir okula hapsedildi. Kimsenin karşısında eğilmedi. Ve 9 Ekim günü Barrientos'un kiralık katillerinden Mario Teran'ın dokuz kurşunuyla can verdi.
Ölümünden sonra, Che'nin bedeni Küba'ya teslim edilmedi ve elleri kesilerek bilinmeyen bir yere gömüldü. Ancak, 1997 yılında, Guevara'nın bedeninden kalanlar Vallegrande yakınındaki bir uçak pistinin altından çıkarıldı ve yapılan DNA testinin ardından Küba'ya teslim edildi.
Che Guevera,9 Ekim 1967'de Bolivya dağlarında öldürüldüğünde henüz 39 yaşındaydı. Ama Che Guevera enternasyonal bir devrimci olarak emperyalizme, faşizme ve her türden gericiliğe karşı direnen, bağımsızlık ve özgürlük için dövüşen işçilerin, emekçilerin ve devrimcilerin örnek aldığı ve mücadeleciğiyle de efsaneleşen devrimci bir önder olarak hep güncel mücadelenin bileşkesi oldu.