CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası çok sayıda vatandaşı yitirmenin acısını yaşarken, darbe girişiminin uluslararası kaynakları ve boyutları üzerinde ciddi tartışmalar yürütüldüğünü belirtti.

ABD'nin darbe girişimleri üzerinden siyasete yön vermeye çalıştığını belirten Erdem, “Amerika’da bugüne kadar niçin hiç darbe girişimi olmadı; çünkü Amerika’da Amerikan Büyükelçiliği yok! Aynı şekilde, darbe girişimi olan ülkelere bakın, nerdeyse yüzde 99’u Amerikan konsepti üzerine uluslararası siyasetini kurmuş ülkelerdir.” dedi.

Erdem sözlerine şöyle devam etti:

“Amerika’nın TSK’yı tasfiye sürecine kronolojik olarak bakılması gerekiyor. Önce 94-98 yılları arasında özel harp dairesi yapıldı, bunun hemen akabinde Org. Karadayı Amerikan’ın bölgede tehdit olduğunu söylemeye başladı. Süreç böyle ilerlerken 2002 yılında TSK içerisindeki Amerikan karşıtlığının yükselişe geçtiği yönünde Amerikan STK’lar ve düşünce merkezleri sert yazılar yazmaya başladı. 2002’de MilleniumTatbikatı’yla üç tarafı denizlerle çevrili ve güneyinde,iki parçalı bir ada olan ülkede bir deprem olduğu kurgusuyla ordunun yönetime el koyduğu ve ülkeye Amerikan ordusunun hava ve kara harekatı yaptığı kurgulandı. Tatbikattan sonra herkesin bildiği meşhur bir hadise ortaya çıktı ve Abdullah Gül’le ColinPowell arasındaki 9 maddelik anlaşma yaptı. Bu anlaşmanın sızan maddelerinden birisi TSK’nın Irak’tan çekilmesi yönündeydi. Bu anlaşmanın ardından TSK askerlerinin başına çuval geçirildi. Kısaca sistematik olarak ordu içerisindeki onların ifadesiyle Amerikan karşıtları tasfiye edilmeye başladı ve Ergenekon, Balyoz, Casusluk Davaları gibi kumpaslar kuruldu. Wikileaks belgelerinde orduya operasyon yapan emniyet amirlerinin ABD Büyükelçiliklerine gidip brifing vermeye başladığı ortaya çıktı. Tüm bu operasyonların arkasında Amerika var.”

“O gün operasyonu kandıranlar ve kandırılanlar birlikte yaptı. O operasyonlarla ordudaki Amerikan karşıtları tasfiye edildi ve şu an darbeci olarak yargılananların yükseltildiği dönemleri yaşadık. Ergenekon ve Balyoz’la açığa alınanların yerine bugün darbe girişiminde bulunanlar getirildi. O dönem düzmece belgelerle ve sahte belgelerle darbe yapacaklar yalanıyla o insanlar tutuklandı. Dün Türk askerinin kafasına çuval geçirilmesi gibi bugün de 15 Temmuz gecesi Türk askerinin kafasına Amerika adına tekrar çuval geçirilmiştir. 15 Temmuz akşamı kimse ABD’li think-tank kuruluşlarının, haber kanallarının, Stratfor’un CIA’yle ilişkisini gözardı edemez. O gece Stratfor, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uçak koordinatlarını anlık verdi. TV’lerde dizilerde kitaplarının reklamı yapılan CIA’in eski başkan yardımcısı Graham Fuller, Gülen’in darbeci olduğuna inanmadığına dair yazılar yazdı.”

Dışişleri Komisyonu üyesi olarak gerçekleştirdiği Paris ziyaretinde ciddi sıkıntılara tanık olduğunu ifade eden Erdem şunları söyledi:

“Şu ana kadar 15 Temmuz darbe girişimini kınayan Batılı ülke oldu mu? Ne yazık ki olmadı. Ben Dışişleri Komisyonu olarak Paris’e gittiğimde şu acı manzarayla karşılaştım. Senato başkanı bile bu girişiminin tiyatro olduğuna inanıyordu. Milletvekilleri ve düşünce kuruluşları da bu kanaati paylaşıyordu. O düşünce kuruluşlarının başındaki isimler, ‘Eren Bey, yıllar önce sizin hükûmet burada faaliyet yapan cemaatin ülke adına faaliyet yaptığını söylemişti. Sizin hükûmetinizin referansıyla biz cemaatle lobi faaliyeti yürüttük.’dedi. Hangi akılla lobi faaliyetlerini cemaate teslim ettiniz. Bu strateji artık çökmüş bir stratejidir. Türkiye adına sadece büyükelçilikler ve büyükelçilikler nezdindeki kadrolar lobi faaliyeti yapabilir.”

İncirlik Üssü’nün ivedilikle kapatılması gerektiğini belirten Erdem, “Bugün askeri liseleri kapatıyoruz, kışlaları kapatıyoruz, üniversiteleri kapatıyoruz. Bir hastalık vücuda yayılıyorsa, siz o tümörü tedavi etmek yerine, o tümörün yayıldığı organları iyileştirmeye çalışıyorsanız başaramazsınız. Türkiye’de tümörün kaynağı İncirlik’tir, Kürecik’tir. Biz Amerikan emperyalizminin kozmik odasına girmediğimiz sürece Türkiye’deki gladyo yapılanmasının köklerini kurutma imkânına sahip olamayız. Bu cesaret, kararlılık ve samimiyet işidir. Elimizde güzel bir fırsat var, kutuplaşmanın minimize edileceği bir uzlaşma hattı söz konusudur. Bu hattı doğru kullanmamız lazım. 66 yılda 6 darbe yaşamış bir ülkede yaşıyorsak bunun kökenine inmek gerekmektedir. Bu işin üssü de İncirlik ve Kürecik gibi üslerdir. Hükûmete buradan çok ciddi bir çağrı yapıyorum: Gelin İncirlik Üssü’nü Amerikan kullanımına kapatalım. İncirlik’te nükleer bombalar olduğu iddia ediliyor, bu bombaların ucu Orta Doğu halklarına çevrilmiştir. Aynı şekilde bu üslerde darbe girişimini yapan uçakların tankları dolduruldu. Amerikalı generaller darbeci meslektaşlarınıntutuklu olmasından rahatsızlar. Amerika önce Türkiye’ye biçtiği rolle ilgili kendi biçtiği rolle ilgili kendi muhakemesini yapsın. Rahmetli Ecevit, Türkiye’de kontrgerilla faaliyetleri yapılıyor demişti, kim yapıyor bu faaliyetleri Amerika. Biz artık bölge ülkeleriyle daha güçlü ilişkiler kurarak, bu girişimlere karşı bölgesel ittifaklar ve dayanışma hatları kurmalıyız. Avrasya’nın önem ve mahiyetini doğru tanımlamalıyız.
Bu dönem başkanlık tartışılacak bir dönem değil. Sistemin kodlarıyla oynandığı sürece kaostan kaosa sürüklenecek bir ülke olacağız. Topçu Kışlası diyenler bu akla hizmet etmektedir. Şu anda tam olarak toplumun bütünleşmesi gerekirken ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı konuşan herkes emperyalizmin bize biçtiği rolü gerçekleştirmeye çalışır. ” dedi.