Eşitlik İçin Kadın Platformu, iktidarın sunduğu iki maddelik Anayasa değişikliği teklifinin, kadınların hak ve özgürlük alanlarını ciddi şekilde daralttığını belirterek ‘hayır’ denilmesini istedi.
Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), 500’ü aşkın kurumun imzacısı olduğu Anayasa değişikliği teklifine “hayır” metnini kamuoyuna duyurmak ve tüm milletvekillerini bu değişikliğe kesin bir dille “hayır” demeye çağırmak için basın toplantısı gerçekleştirdi.
Anayasa değişikliği teklifinin, haklar ve özgürlükler alanını ciddi ve tehlikeli ölçülerde daraltma amacıyla tasarlandığını ve bu teklife açık ve net biçimde "hayır" denilmesi gerektiğini ifade eden EŞİK Sözcüsü Sevilay Çelenk, muhalefet partilerine çağrıda bulunarak “Kadınlar olmadan kadınların hayatları hakkında karar verilmesine izin vermeyeceğiz. Müzakerelere katılmayın. Komisyon görüşmelerine de Meclis oylamasına da katılmayı topluca reddedin. Bu ses duymazdan gelinirse bunun tarihsel bir sorumluluğu ve vebali olacağını da hatırlatmak istiyoruz” dedi.
Kadın ve LGBTİ örgütlerinin, emek ve meslek örgütlerinin de katılım sağladığı açıklamada konuşan EŞİK Sözcüsü Sevilay Çelenk, 9 Aralık’ta AKP, MHP, BBP’den 336 milletvekilinin imzasıyla TBMM Başkanlığına sunulan Anayasa değişikliği teklifinin, haklar ve özgürlükler alanını ciddi ve tehlikeli ölçülerde daraltma amacıyla tasarlandığını ve bu teklife açık ve net biçimde ‘hayır’ denilmesini önerdiklerini ifade etti.
“Kadını aile içi şiddet dahil olmak üzere her türlü şiddet karşısında savunmasız bırakarak Türkiye’yi dünya kadınlarının en büyük kazanımlarından biri olan İstanbul Sözleşmesi’ne taraf olmaktan çıkartan, Anayasa’yı ve yasaları her fırsatta ve defalarca ihlal eden, yasalara uymayan ve ülkeyi hukuk dışılığa sürükleyerek yargı bağımsızlığını yok eden bir iktidar, böyle giderayak, siyasi ömrünü tamamlamışken, Anayasa değişikliği teklifi yapamaz” diyen Çelenk, Anayasa değişikliği teklifi ile bir kez daha kadınların başörtülü ve başörtüsüz diye ayrıldığını; temel haklardan olan ve her türlü sahiplenilmesi gereken kılık kıyafet özgürlüğünün, Anayasa konusu yapılarak, bütün özgürlük iddialarının aksine daraltıldığını belirtti.
“AYRIMCILIKLAR KURUMSALLAŞTIRILIYOR”
Teklifte Anayasa 24. maddeyle ilgili değişiklik önerisinin mevcut Anayasacı 10. maddesine açıkça aykırı olduğunu ifade eden Çelenk, “Eşitlik ilkesini ihlal etmektedir, Anayasa eliyle ayrımcılıkları kurumsallaştırmaktadır. Çünkü bir dini inancın belli bir yorumuna dayalı kıyafetlere mutlak bir dokunulmazlık getirirken, diğer kıyafetlere ilişkin devletin keyfi de olsa her türlü kısıtlamayı yapabilmesinin önünü açmaktadır. Değişiklik teklifi bu anlamda laiklik ilkesine aykırıdır ve bu ilkenin güvenceye aldığı özgürlükleri tehdit etmektedir. Maddede, ‘dini inanç sebebiyle ve tercih ettiği kıyafet nedeniyle’ denmiş olması, konuyu ‘başörtüsü’ serbestisi ile ilişkili bir düzenleme olmanın da ötesine genişletmekte ve dini inanç nedeniyle olmayan diğer kıyafet seçimlerini hukuki korunmadan mahrum bırakmaktadır. Dahası, ‘dini inancı sebebiyle’ ‘kadının başını örtmesi’ gibi ibarelerle devletin belli bir dinin yorumlarıyla yapacağı düzenlemeler Anayasa’ya dahil edilmektedir. Oysa, Anayasa’nın ‘Başlangıç’ kısmında ‘laiklik’ ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı” ifadesi yer almaktadır” diye konuştu.
Değişiklik ile Anayasa'nın 41'inci maddesine ‘Aile, kadın ve erkekten oluşur’ tanımının getirildiğini söyleyen Çelenk, “Bu değişiklikle ilişkili gerekçedeki açıklamalar, LGBTİ+’ları açıkça ‘sapkın’ ilan eden bir nefret söylemi içeriyor. Burada, toplumun bir bölümü bakımından ayrımcı, düşmanlaştırıcı ve dışlayıcı bir söylem söz konusudur. Türk Medeni Kanunu’nda evliliğin kimler arasında olabileceği ve evlilik başvurusu ile ilişkili başlıktan itibaren, evlilik birliğinin kadın-erkek arasında kurulacağı açıkça tanımlanmışken, değişiklik teklifinde bu konunun Anayasal düzlemde LGBTİ+’larla ilişkilendirilmesi açıkça ideolojiktir ve siyasi iktidarın dilinin bir parçası olan nefret söyleminin sürdürülmesidir” dedi.
Muhalefete seslenen Çelenk şöyle konuştu:
“Anayasa değişikliği teklifini müzakere bile etmeyin çünkü;
Kadınların yaşamlarını doğrudan ilgilendiren bir konuda değişikliğe gidilirken hiçbir kadın örgütünün görüşü alınmamıştır. Görüş alınması bir yana kadın ve LGBTİ+ örgütler susturulmaya çalışılmaktadır. Esas öznelerini dışarıda bırakarak hazırlanmış olması, teklifi müzakere etmeyi reddetmek için tek başına yeterli bir sebeptir. Bu teklife ‘evet’ demek, Anayasa’yı defalarca ayaklar altına alan iktidarın hukuka saygısızlığını onaylamak anlamına gelir. Fiilen yok sayılmakta olan laiklik ve eşitlik ilkelerinin tamamen ortadan kaldırılmasına giden yolun taşlarını böyle bir iktidarla beraber döşemek demektir. Kadınlara ‘siyasi rehine’ olarak davranan iktidar bloğu ile aynı düzlemde siyaset yapmak, kadınları siyasal rehine olarak kullanmak ve can güvenlikleri de dahil olmak üzere tüm temel haklarına yönelik saldırıların önünü açmak demektir.”
“TEMEL HAKLAR REFERANDUM KONUSU YAPILAMAZ”
Çelenk, “Basında yer alan bir habere göre, Gelecek Partisi, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığını desteklemek için, AKP’nin başını çektiği iktidar bloğunun Anayasa değişikliğini destekleme şartını öne sürmektedir. Türkiye siyasal tarihine bir leke olarak geçecek bu şantaj haberlerine inanmak istemiyoruz. Kadınları siyasal pazarlıkların ve oy hesaplarının malzemesi yapmaktan vazgeçmeyen bu siyasi tavrı bir kez daha kınıyoruz. Başta CHP olmak üzere meclisteki tüm partileri ve milletvekillerini bu tuzaklara düşmemeye çağırıyoruz. Anayasacı fiilen uygulanmadığı, yargının sadece muhalifleri tutuklayıp hapse atarak korkutma ve yıldırma aracına dönüştürüldüğü bir ortamda Anayasa hiçbir şekilde konuşulamaz. Temel haklar referandum konusu yapılamaz. Din, inanç ve ibadet özgürlüğü, laiklik, eşitlik ve ailede eşitlik kavramları gibi temel haklar referandum ile tartışmaya açılamaz. Kadınların kıyafetine ilişkin düzenlemelerin yeri anayasalar değildir. Anayasalar insanların kılık kıyafeti ile uğraşmazlar. Eşitlikten ve laiklikten vazgeçmeyeceğiz” dedi.
“KADINLAR OLMADAN HAYATLARI HAKKINDA KARAR VERMEYİN”
5 Ocak’ta 6’lı masa tarafından yapılacak toplantıya katılarak kadınlar olarak taleplerini anlatmak için randevu istediklerini belirten Çelenk, “Daha önce kamuoyu önünde dile getirdiğimiz bu talebimizin altını bir kez daha çiziyoruz. Yanıt bekliyoruz. Kadınlar olmadan kadınların hayatları hakkında karar verilmesine izin vermeyeceğiz. Müzakerelere Katılmayın. Komisyon görüşmelerine de Meclis oylamasına da katılmayı topluca reddedin. Bu ses duymazdan gelinirse bunun tarihsel bir sorumluluğu ve vebali olacağını da hatırlatmak istiyoruz” sözleri ile açıklamasını tamamladı. (Ankara/EVRENSEL)