‘Yargı bağımsız değil diyor’
Karardaki seçme ve seçilme hakkı ile ilgili ihlalin de çok önemli olduğunu söyleyen Türmen, “Burada hem Demirtaş’ın seçilme hakkı ihlal edilmiştir. Hem de ona oy verenlerin seçme hakkı ihlal edilmiştir, hürriyetinden yoksun bırakılması nedeniyle. Ama bence kararın en enterasan tarafı 18. maddede bulunan ihlal. Bu ihlalde mahkeme kararın siyasal çerçevesini çiziyor. Burada ‘ulusal kanunlar Türkiye’deki muhalif sesleri bastırmak için kullanılmaktadır’ diyor. Tutuklamanın siyasi nedenlerle verilmiş bir karar olduğunu söylüyor. Cumhurbaşkanı’nın konuşmalarından bahsediliyor. ‘HDP bedel ödeyecektir’ gibi konuşmaların ‘yargı üzerinde bir etki yaratmıştır’ diyor. Yani burada yargının bağımsız olmadığına değiniyor. Tutuklanmasındaki amacın hukuki olmaktan çok siyasi olduğu söyleniyor” ifadelerini kullandı.
Türmen, “Kararın bir başka önemli tarafı o da 46. madde. AİHM ihlali tespit eder eme bu ihlalin ortadan kaldırılması için hükümetin ne yapması gerektiğini hükümete bırakır. Uygulamayı bakanlar komitesi denetler.
Ama bazı kararlarda AİHM kararın uygulanması için o hükümete ne yapması gerektiğini de söyler. Bu kararda da bunu yapmış. Bu hükümete Demirtaş’ı serbest bırakma yükümlülüğünü getiriyor” dedi.
Erdoğan’ın açıklmasını değerlendiren Türmen şöyle devam etti: “Sözleşmenin 46. maddesini okumak lazım. Bu madde der ki, AİHM’nin verdiği kararlar bağlayıcıdır. Devletler bu yerine getirmekle yükümlüdür. Eğer Türkiye bu kararı beni bağlamaz diyorsa sözleşmeden ayrılması doğru olur. Bu karar uygulanmadığı takdirde çok ciddi sonuçlar doğurur.”
‘AK’den dışlanırsınız’
Eski İstanbul Barosu Başkanı Avukat Turgut Kazan ise “Hukukçular olarak ‘AİHM’nin verdiği bir karar bizi bağlamaz’ diye düşünemeyiz. Ama hukuku yok sayıyorsanız onu dersiniz. Avrupa Konseyi’nden de dışlanırsınız” dedi.