Fatma Morsümbül’ün Hüseyin’e ulaşma düşünün takipçisi olmaya devam edeceğiz!
Haber/Foto: Kerim Eren
Cumartesi anneleri hakikat ve adalet talebiyle 650. kez Galatasaray meydanında buluştu. Anneler, 12 Eylül askeri darbesinin ardından 18 Eylül 1980 akşamı Bingöl'de gözaltına alınarak kaybedilen Lisesi’nde öğrencisi Hüseyin Morsümbül'ün akıbetini sordu.
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon tarafından yapılan açıklamada şunlar ifade edildi: Bu güne kadar hakikat ve adalet arayışımızda başvurabileceğimiz bütün hukuksal yolları kullandık ama sonuç alamadık. Bize yaşatılanların hesabını hukuk yoluyla sormamız adli ve siyasi irade tarafından engellendi.Bu yüzden 650 haftadır “Türkiye’de hukuk, yurttaşın haklarını korumadaki güvence olmaktan tamamen uzak!” diyoruz.
Bugün 37 yıllık bir hukuksuzluk unutulmasın diye buluştuk. Bugün 26 Aralık 2016 tarihinde aramızdan ayrılan mücadele arkadaşımız Fatma Morsümbül’ün; “Kemiklerini bulsam gömmeyip sırtımda taşıyacağım” dediği oğlu Hüseyin’in akıbetini sormak için buradayız. 12 Eylül askeri darbesinin ardından 18 Eylül 1980 akşamı Morsümbül ailesinin Bingöl’deki evi asker ve polisler tarafından basıldı. Bingöl Lisesi’nde öğrenci olan çocukları Hüseyin gözaltına alınarak Bingöl Askeri Tugay Komutanlığı’na götürüldü.
Onu soran ailesine Hüseyin’in yüksek güvenlik önlemleri ile korunan taburdan kaçtığı söylendi. Oğullarını arayan anne ve baba gözaltına alındı. Baba Hanefi Morsümbül ağır işkence gördü.
Anne Fatma ve baba Hanefi Morsümbül askeri savcılığa giderek ifade verdi. Olup bitenleri savcıya anlattı ve sorumlular hakkında şikâyetçi oldu. Ama Hüseyin’in kaybedilmesiyle ilgili hiçbir işlem yapılmadı. Olaydan 4 yıl kadar sonra o dönem Bingöl Askeri Tugay’da asker olduğunu, vicdan azabı çektiğini söyleyen bir kişi Morsümbül ailesine telefonla ulaştı. Hüseyin'in işkencede öldürüldüğünü ve battaniyeye sarılarak taburdan götürüldüğünü söyledi.
İHD avukatlarının 2011 yılında yaptığı suç duyurusu ile Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı yeni bir soruşturma başlattı. Hüseyin Morsümbül’ün gözaltında kaybedildiği dönemde görevli dokuz personelin listesi, adresleri ve irtibat bilgileri savcılığa ulaştı.
Soruşturma kapsamında savcıya ifade veren dönemin Bingöl İl Merkez Jandarma Bölük Komutanı Durmuş Kıvrak; “18-23 Eylül tarihlerinde mazeret izni kullandığını, izin dönüşü masasında isimsiz bir ihbar mektubu bulduğunu, mektupta Hüseyin Morsümbül isimli şahsın gözaltına alındığı, gözaltında astsubaylar tarafından dövülerek öldürüldüğü, alay komutanı ve astsubaylar tarafından arabaya konularak götürüldüğü yazılıydı” dedi.
Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmayı derinleştirmek yerine, yaşam hakkına yönelik olan suçun zaman aşımına tabi olmadığını ama olayın üzerinden 35 yıl geçmesi nedeniyle delil toplanmasının hukuken ve fiilen çok güç olduğu ve dava açmayı gerektirecek yeterli delil elde edilemediği gerekçesi ile 20 Ekim 2015 tarihinde ‘ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar’ verdi. Bu Karar için Bingöl Sulh Ceza Hakimliği’ne itiraz edildi. Yapılan itiraz henüz sonuçlanmadı.
Yıllardır söylüyoruz, söylemeye devam edeceğiz: Hüseyin Morsümbül'ün kaybedilmesinden başta dönemin Bingöl İl Merkez Jandarma Bölük Komutanı Durmuş Kıvrak ve Bingöl İl Alay Komutanı Beşir Akın sorumludur. Hüseyin Morsümbül'ün kaybedilmesinden 12 Eylül cuntasının tüm aktörleri sorumludur. 37 yıldır devam eden 12 Eylül zihniyetine son verilmesini istiyoruz!
Hüseyin Morsümbül’ün akıbetinin açıklanmasını istiyoruz!Hüseyin Morsümbül’ü kaybeden, akıbetini soruşturmayarak karanlıkta bırakan tüm asker ve sivil görevlilerin, evrensel hukuka uygun olarak yargılanıp cezalandırılmasını istiyoruz!Hüseyin Morsümbül için adalet istiyoruz! Fatma Morsümbül’ün Hüseyin’e ulaşma düşünün takipçisi olmaya devam edeceğiz!