"Kod 29 kaldırılsın" talebiyle yapılan Ankara yürüyüşünün ardından gerçekleşen söyleşilerin 5.si, Sinbo direnişinin 216. gününde Gebze'de gerçekleşti. Söyleşi 14 günlük Ankara yürüyüşünde yaşananları anlatan sinevizyon gösterimi ile başladı.
Sinevizyon gösteriminin ardından Gebze İşçilerin Birliği Derneği adına açılış konuşması yapıldı. Açılış konuşmasında işçilerin ve toplumun her kesiminin yaşadığı sorunların yoğunlaştığına, pandemi dönemi ile sorunların derinleştiğine, kısa çalışma, ücretsiz izin ve Kod 29'un çalışma yaşamında yarattığı hak gasplarına değinildi. Artan sorunlar ve biriken tepkiler ile işçilerin bir arayış içerisinde olduğu belirtilerek Sinbo direnişinin ve Ankara yürüyüşünün deneyimi üzerinden mücadelenin güncel ihtiyaçları üzerinden ortak bir tartışma yapma çağrısı yapıldı.
Açılıştan sonra Ankara yürüyüşçüsü Sinbo direnişçisi Dilbent Türker konuştu. Türker, fabrikada başlayan örgütlenme çalışmasından direniş sürecindeki deneyimleri anlatarak devrimci sınıf sendikacılığı çizgisinde bir mücadele hattı örmenin mücadeleye kazanımlar kattığını vurguladı. Sinbo patronunun sendika düşmanı tutumu, fabrikadaki öncü işçilere dönük saldırıları, direnişin fabrika içerisindeki sendikalaşmaya ve çalışma koşullarına etkisi ifade edildi.
İkinci sunum Ankara yürüyüşçüsü TOMİS İstanbul temsilcisi Onur Eyidoğan tarafından yapıldı. Eyidoğan ilk olarak 14 gün boyunca Ankara yürüyüşünde karşı karşıya kaldıkları yasakları, engellemeleri, yapılan eylemleri ve kararlı duruşları ile ortaya konulan mücadele çizgisini anlattı. Yürüyüşlerinin temel hedefinin "Kod 29 kaldırılsın" talebinin yaygınlaştırılmak, yürüyüş hattında işçi ve emekçilerle ortak sorunları tartışarak mücadeleyi ortaklaştırmak, Çalışma Bakanlığı'nın kimin tarafında olduğunu teşhir etmek olarak tarifledi.
Ücretsiz izin ve Kod 29'a karşı yapılan iki direniş anlatıldı ve direnişin taleplerinin fabrikanın ötesine taşınarak yürütüldüğü belirtilerek taleplerin siyasallaşmasının önemi vurgulandı. Direniş Okulu deneyimi aktarıldı. Direnişleri ve mücadeleyi ortaklaştırmak için yürüttükleri çalışmalar ve toplantılar anlatıldı.
Sunumların ardından Alba direnişçisi Ender Konar, Alba'daki sorunlar, yürütülen mücadele, işten atılma süreçleri ve direnişleri üzerine bir anlatım yaptı. Yakın bir zamanda Alba'dakine benzer bir sorunla gündeme gelen Farplas örneği üzerine konuşuldu. Kadın işçilerin yaşadığı taciz, mobbing, fiziki şiddet üzerine örneklerle anlatımlar yapılarak bu sorunlar karşısında konulacak eylemli tepkilerin ve örgütlenmenin gerekliliği üzerine sohbet edildi.
Sendikal bürokrasi ve buna karşı mücadele üzerine ortak bir tartışma yapıldı. Sendikal örgütlenme sırasında, direniş sürecinde, ortak bir mücadele yürütmede ve işçi sınıfının bilincini ileri taşımada sendikal bürokrasinin yarattığı engeller üzerine konuşuldu. Taban örgütlenmesinin ve "söz-yetki-karar"ın işçilerde olmasının gerekliliği ile TOMİS'in çizgisini yaygınlaştırmanın önemi belirtildi.
Metal, petrokimya, hizmet sektöründen işçilerin katıldığı söyleşi, mücadeleyi ortak zeminlerde yürütme hedefi ile sonlandırıldı.