ABD’nin Minneapolis kentinde 25 Mayıs 2020 tarihinde ırkçı bir polis tarafından boğularak katledilen George Floyd’a kürtçe şarkı yapıldı. Sözleri Ercan Şeker’e müziği Ali Papur’a ait olan şarkıyı Öznur ‘İZ’ isimli EP albümünde seslendirdi.
ŞARKIYI DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ!
Alman müzisyen ChristianWalter tarafından aranje edilen ve yine enstrümanların çoğu Walter tarafından çalınan şarkının texti Kürtçe, Türkçe, İngilizce ve Almanca dillerine çevrildi. Amerikanın geleneksel müzik tarzı olan Jazz formunda bestelenen şarkı 4 Kasım 2021 tarihinde Kerem Ulaş Dönmez ( Karoft ) prodüktörlüğünde Karoft Müzik prodüksiyon tarafından yayınlanmıştır.
Siyahilerin ve Kürtlerin kader birliğinden yola çıkılarak kaleme alınan şarkı sanatçı tarafından şöyle ifade edilıyor;
‘’Amerikalı polis Georg Floyd’un başını dizinin dibine koyup boğarken bir renge bir hayat kurban ediliyordu. O dizin olanca hıncı ile boynuna basılması anlık bir öfke değildi, tarih boyunca kendisini üstün gören ve biriktirilen ırkçılığın dışa vurumuydu şahit olduğumuz. Bunu bildiğim için ellerimi uzatıp caddeye değen başın altına koyup, nefesine nefes olmak istedim... İnleyen sesini dünyaya duyurmak... Çığlık çığlığa bağırmak…! Bütün dünyaya yeni bir hayat armağan etmek istedim. Sonra bir öfke seli olup, coşup ne kadar ırkçı var ise onu yok etmek istedim…! Ama olmadı... Georg gözlerini gözlerimize dikerek bizlere veda etti... İşte o an bu şarkı sözleri düştü yumruk olan avucumuzun içine...
Olmadı, kimse bir şey yapamadan asfalt nefesini içine çekti, gözleri tomur tomur yaşları cadde boyu bıraktı... İnsanlık tarihi kahretti... “
Şarkının kürtçe yazılması hikayesi ise müzisyen tarafından şu şekilde ifade edildi;
‘’Sonra plastik kutular takıldı vicdanıma.. Kutuların içine tıklım tıkış sıkıştırılmış insan kemikleri... Sanki o kemikler bir annenin karnında dokuz ay dirhem dirhem büyümemiş, annesinden hayatı küçük küçük, minik minik almamış gibi... Hiç bir iz yok... Hep ölmüşler gibi... Öylece kuru kemik yığını gibi, her birini küçüçük bir plastik kutunun içine koyup gömmüşler Kilyosyolunun altına... Oysa o annelerin gözleri her akşam televizyon ekranında, kulakları telefonda... Ne zaman ve nerede kara bir haber gelip dikilecek karşılarına diye kapılarını açık tutarlar... Sahipsiz diye gömmüşler kemikleri yolun altına... İşte o anda iki kıtayı birleştirdi vicdanımız...
George Floyd’un başı o asfalta her bastırıldığında yolun altındaki o kemikler büyük bir ağrı hissediyorlardı... George her nefessiz kaldığında o kemikler de nefessiz kalıyorlardı... George'un o sıcak soluğu asfaltı geçip kemiklere ulaştı belki...
Kendi dillerinde kendilerine değil, kıtalar ötesindeki George ağıt yakıyorlar. Oysa birlikte bir hayatı büyütmek varken ölümde birleşmişti iki halk... Kürtler ve Siyahiler... Öldürülen, mezarsız bırakılan, mezar taşları kırılan...
Ölüleri cadde ortalarında bırakılanlar... Diyarbakır'ın Dört Ayaklı Minaresinin altında başından vurulanlar... Çocuğunun cesedini buzdolabına saklayanlar... ‘’ Böylece iki farklikıtanın bu şarkıda birleştirildiği aktarıldı.
Sanatçı bu şarkının iyi sonuçlardoğurması için şu sekildetemenide bulunuyor;
“Kardeşlik ormanında yürümeli her insan. Rengi ile, dili ile, kültürü ile, sesi ile var olmalı...
Bunların içinden dökülüp geldi o dizeler ve o notalar... ‘’HevaleReş’’ bu kötülükler içinden doğdu bir kan çiçeği gibi...
İyiyi bulmak için... “
İZ albümünde ayrıca Gidiyorsun, Hay Hay ve Soluğum adında üç şarkı daha yer alıyor.