Gezi Davası ile ilgili verdiği ifadelerde Gezi Direnişi'nin birçok bileşenini hedef gösteren Murat Papuç, mahkemeye ikinci ifadesini verdi.
24 Aralık’ta görülen duruşmaya tanık olarak çağrılan Murat Papuç, can güvenliğinin olmadığı iddiasıyla avukatların ve izleyicilerin olmadığı bir duruşmada ifade vermek istediğini talep etmişti.
ArtıGerçek’ten Rıfat Doğan’ın haberine göre, Papuç duruşmanın ikinci gününde avukatların alınmadığı duruşmada İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’ne verdiği ifadede bir kez daha Gezi eylemlerini ve Osman Kavala’yı hedef aldı. Mahkeme başkanının “Sen de mi çevre duyarlılığı kapsamında Gezi eylemlerine katıldın?” sorusuna Papuç, “Hayır, çevre duyarlılığı değil, ben bir siyasi partinin içindeydim. Dolaysıyla o zamanki karar dolaysıyla alana çıktık, fakat ondan sonra devam etmedim. Şunun için; bana bilgiler geldi, ben partinin bölge sorumlusuydum, sadece İstanbul değil” yanıtını verdi.
“Eylemleri Osman diye bir emekli general organize etti”
Hakimin “Hangi parti bu” sorusuna karşılık olarak “Türkiye Komünist Partisi” diyen Papuç’un ifadenin devamında Gezi Parkı eylemlerini Seferberlik Tetkik Kurulu’na bağladı:
“O bölgedeki Marmara’daki 7-8 tane il bana bağlıydı, dolayısıyla bir ayaklanmanın nasıl kurgulandığını biliyorum, Seferberlik Tetkik Kurulu’nda. Bunun nasıl engelleneceğini biliyorum, bir türlü şehirde Seferberlik Tetkik Kurulu kökenli subayların bu gibi harekete öncülük yaptığını fark ettim ve bunların hepsi de bir parti üyesiydi. Hiçbir ideolojisi olmayan. Hak ve Özgürlük Partisi. Osman diye bir emekli generalin kurduğu bir partinin il temsilcileri bunu organize ettiler. Dolayısıyla 3-5 gün 10 gün sonra bütün şehirlerde birbirine yapılan bir organizasyon bildiğiniz bir yapı yapıyor bunu, bunu bir örgüt destekliyor, bunu istihbarat eski bir emir veriyor fakat şuraya kadar bağlayarak söyleyeceğim, sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada ayaklanmalar oluyor, operasyon oluyor, kalkışma oluyor.”
Mehmet Ali Alabora’nın “Mi Minör” oyunuyla ilgili hakimin “Bir bilgin var mı?” sorusuna “Mehmet Ali Alabora’nın ülkede temsili bir diktatör başbakanı oynadığı, gençlerin sosyal medyada örgütlenerek bu temsili diktatör olduğu iddia edilen başbakanın devrilmesi için çalışmalar yaptığını iddia etmiş” dedi.
Profesyonel gaz maskelerini polislere teslim ettim
Papuç, ifadesinin ilerleyen bölümlerinde Gezi Parkı eylemleri sırasında kendisinin de bulunduğu yere profesyonel bir gaz maskesi kutusunun geldiğini, bunu Terörle Mücadele’ye teslim ettiğini ve elinde bununla ilgili tutanak olduğunu ileri sürdü. Papuç ifadesinin devamında ise bu gaz maskesinin Türkiye’de üretilmediğini ve bu maskelerin dağıtımının Osman Kavala’ya ait Cezayir Restoranı’nda yapıldığını iddia etti. Papuç, hakimin “Bu bilgin neye dayanıyor” sorusuna ise “Toplantıdan gelen ve kutuyu getiren kişiler var, dosyada adını verdim. Onları da vurguladım zaten” yanıtını verdi.
Hakimin “Cezayir Restorantta alınan maskeleri ‘ben iade ettim dedin, teslim ettim’ dedin, Bu teslimi kime sağlamıştın?” sorusuna karşılık Papuç’un yanıtındaki “Terörle Mücadele’deki, daha önceki savcımız hemen ona vermemi istedi ve aynı gün de iddianame kabul edildi zaten” ifadeleri dikkat çekti.
“FETÖ’cüler Cezayir Lokantası’na geliyor”
Papuç’un ifadesinde Cezayir Restoranı’nda yapılan toplantılarda “FETÖ”cülerin de bulunduğunu iddia ederek şunları söyledi:
“Gezi olayları, toplumsal kalkışma, bu infial gittiği zaman bu güvenlik şirketleri toplantısını nerede yapıyor efendim. ISIS diye uluslararası vakıf, toplantısını Cezayir Lokantası’nda yapıyor. MOSAD’lı eski istihbarat çalışanları, özel güvenlik şirketindeyiz diyorlar, gelip Türkiye’deki özel güvenlik şirketleriyle toplantılarını Cezayir Lokantası’nda yapıyorlar. FETÖ’cüler orada…”
Anadolu Kültür’ün Gezi ile alakası yok
Hakimin “Gezi olayları bağlamındaki Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür Vakfı’nı kast ederek bu iki vakıf arasında bir bilginiz var mı, aktarılan bir fon, para herhangi bir şey var mıydı?” sorusuna “Gezi’ye direkt değil” yanıtını veren Papuç devamında “Fakat burada öncülük yapan ve toplantılarının yapıldığı Anadolu Kültür Vakfı ve her yeri zaten kendileri de itiraf ediyorlar ve buraya kaynak geliyor. Bunlara karşılık akademik ve çalışma değişimleriyle birbirlerini destekliyorlar zaten” iddiasında bulundu.
“Gezi olayları belli bir evrime gittikten hazırlanmış yapı insiyatif aldı”
“Başka tam Gezi olaylarıyla ilgili olarak Gezi’nin bu organizatörlüğü, finansörlüğü bağlamında başka bilgi ve görgünüz nedir?” sorusuna karşılık Papuç, şunları öne sürdü:
“Bir ülke işgal edildiğinde eğer o ülkedeki milis güçler nasıl yapılacağıyla ilgili bir organizasyon gördüm. Yabancı istihbarat örgütlerinin güdümüne girmiş yapı olarak gördüğümüzde bu organizasyonun raslantı olmayacağı, daha doğrusu başından değil, yani Gezi çıkmadan değil, Gezi olayları belli bir evrime gittikten sonra bunu hazırlanmış yapının insiyatif almasıyla ilgili bir durum.”
“Teknik olarak nasıl yürüdüğü ile ilgili bilgim yok”
Hakimin “Gezi’nin yaygınlaştırılıp derinleştirilmesine dönük çalışmalar kapsamındaki bilginiz ve görgünüz nedir?” sorusuna ise Papuç, “İfadede aktardığım kadarıyla biraz önce söylediğim yüzeysellliğinde” yanıtını verdi.
Taksim Dayanışması ile grup ilişkisini, bu grupla olan ilişkisine dair bilgisi olup olmadığı şeklindeki hakimin sorusuna Papuç “Taksim Platformu ve diğer işte dayanışma daha çok böyle çevre duyarlılığı olan mühendislik ve mimarlar üzerinden kurulmuş bir yapılanmaydı” yanıtını verdi.
Hakimin “Taksim Platformu’nun kurulması, ardından Occupy işgal, İstanbul İşgal isimli facebook ve Twitter sayfalarının açılması iddiası var iddianamede, bununla ilgili bilginiz var mı” sorusuna yanıt veren Papuç “Açık kaynaklarda olduğu, ilgim kadar var ama teknik olarak nasıl yürüdüğü ile ilgili bilgim yok” dedi.