Güncel

‘Gezi hava, su, oksijendi; Berkin’le gurur duyuyoruz, bize kocaman bir aile bıraktı’

Yolculuk gazetesinden Buse Söğütlü, Haziran direnişi sırasında Okmeydanı’nda polisin attığı gaz fişeği ile kafasından yaralanarak 269 gün sonra yaşamını yitiren Berkin Elvan’ın ailesinin evine konuk oldu

5 Haziran 2019 Saat: 00:29
‘Gezi hava, su, oksijendi; Berkin’le gurur duyuyoruz, bize kocaman bir aile bıraktı’
‘Gezi hava, su, oksijendi; Berkin’le gurur duyuyoruz, bize kocaman bir aile bıraktı’

Buse Söğütlü/GazeteYolculuk

Haziran direnişi sürerken İstanbul Okmeydanı’nda da eylemler oluyor, polis, mahalle halkına yönelik sert saldırılarda bulunuyordu. Tarihler 6 Haziran 2013’ü gösterdiğinde Haziran direnişinin simgelerinden Berkin Elvan, polisin attığı gaz fişeğinin kafasına isabet ettirilmesi sonucu ağır yaralandı. 269 gün boyunca yaşam savaşı veren Berkin Elvan; 15 yaşında, 15 kilo bir delikanlı olarak 11 Mart 2014’te yaşama veda etti.

Elvan’ın hayatını kaybettiğinin haberinin alınmasının ardından binlerce yurttaş önce Okmeydanı’na, Elvan ailesinin evinin önüne geldi. Gülsüm Elvan’ın haykırışlarıyla binlerin sloganları birbirine karışıyordu.

12 Mart’te Şişli Feriköy Mezarlığı’nda milyonlarla defnedilen Berkin Elvan, Haziran milyonlarının ve eşitlik, özgürlük ve adalet mücadelesi verenlerin ortak değeri olmuştu. Cenaze töreni sırasında Şişli’deki milyonlarca insana polis sert şekilde saldırdı. Daha sonra, yaklaşık 3 milyon insanın katıldığı cenaze töreni, “Berkin Elvan’ın cenazesine katılmak” gerekçeli ceza davalarına dönüşecekti.

Katillerin yargılandığı davada ise gaz fişeğini atarak Berkin’in ölümüne neden olan polisin Fatih Dalgalı olduğu belirlenmesine, Berkin’in vurulmasından sonra gaz atmaya devam edildiğine ilişkin raporlar olmasına rağmen hiç kimse tutuklanmadı. SEGBİS yöntemiyle duruşmaya bağlanan tüm tanıklar ise “Fatih abi”lerini görüntülerde tespit edemediklerini, hiçbir şey hatırlamadıklarını söyledi.

Haziran direnişinin 6’ncı yıldönümü vesilesiyle evlatlarını kaybeden Elvan ailesinin evine konuk olduk. Elvan ailesi, Haziran direnişinin “ekmek, su, oksijen” gibi olduğunu ancak çok ağır bir kayıp verdiklerini, bu sebeple de ömürlerinin sonuna kadar eksik, yarım olarak devam edeceklerini vurguladı.

‘Gezi; su, ekmek, oksijen, yaşam demek’

En zor sorudan başlayalım, Berkin Elvan’ı bize anlatır mısınız? Nasıl bir çocuktu?

Berkin daha 13,5 yaşındaydı vurulduğunda. Kendi benliği tam oturmamıştı, ergenlik çağındaydı. Hayvansever ve duyarlı bir çocuktu. Çok çalışkandı. Tabii ki çocukların hem yaramazlığı hem sevecenliği olabilir. O bir çocuktu.

Etrafına duyarlı, hayvansever ve çok da çalışkan bir çocuktu.

Siz Haziran direnişini nasıl hatırlıyorsunuz?

Biz olayları basından gördük. Biz de dışarıdan manevi desteğimizi veriyorduk. Akşamları işten eve geldiğim zaman sokaklarda eylemler oluyordu. Eşim ve çocuklarımla bu eylemlere katılıyorduk. Hep birlikte bir gün Gezi Parkı’na gitmiştik. Harikaydı.

Siyasi iktidarın o güne kadar yaptığı haksızlık ve hukuksuzlukların birikmesi sonucu meydana gelen bir oluşum. İnsanlar her şeye açtı ve tüm özgürlükleri ellerinden alınmıştı. Gezi bence, ekmekti, nefesti, suydu ve yaşamdı. Ama siyasi iktidarın işine gelmediğinden dolayı insanları bir şekilde biber gazıyla, tomasıyla hedef aldı. Benim çocuğumu gaz silahıyla vurdular, Ethem’i tabancayla vurdular; Abdocan’ı, Ahmet Atakan’ı yine öyle… Devletin baskısıyla bizim çocuklarımız aramızdan ayrıldı.

Gezi; su, ekmek, oksijen, yaşam demek. Böyle tarif edebilirim size.

‘Çocuğumuzla gurur duyuyoruz, bize çok büyük bir aile bıraktı’

Berkin Elvan, 11 Mart’ta yaşamını yitirdikten sonra cenazesi oldu; dava süreci oldu. Berkin vurulduğu günden bugüne siz nasıl bir süreç geçirdiniz?

Bizim bir tarafımız yok. Benim ailemin bir tarafı hep eksik. Bu bizim ömrümüzün sonuna kadar böyle eksik devam edecek. Bunun telafisi yok, geri gelecek bir şey yok, beklenti yok, umut yok. Benim ailem yarım yaşayan bir aile. Bu, hayata küseceğimiz anlamına gelmiyor. Biz dört elle yaşama sarılacağız.

Berkin hastanedeyken olsun, hastaneden sonra olsun bize Berkin’in verdiği çok şey var. Bizim milyonlarca Berkin’imiz var. Milyonlarca ailemiz var, dünyada herkes Berkin’i biliyor. Berkin’i sahiplenen herkes benim ailemdir. Çocuğumuzla gurur duyuyoruz, bize çok büyük bir aile bıraktı.

Berkin unutulmayacak. Bu ülkede Berkin ve diğer Gezi çocukları unutulmayacak; geçmişte Denizler, Mahirler, İbrahimler nasıl unutulmadıysa Berkinler, Ali İsmailler, Ethemler de unutulmayacak. Çünkü bu çocuklar bu Türkiye’ye destan yazdı. O çocuklar hayatlarını verdi. Geri kalanlar daha rahat yaşasın diye… Cenazesinde de gördük çocuğumuzun, milyonlar vardı. O insanlar, haksızlığa uğradığını bilerek benim çocuğumu sahiplendiler. “Berkin de benim çocuğum, benim çocuğum da devlet tarafından katledilebilirdi” dediler. Akrep, evin içinde uyuyan iki çocuğu öldürmedi mi? Bu, devletin katliamı. Eğer muhalifsen, bu devlet seni yok etmek için her şeyi yapacak.

Biz adalet istiyoruz. Bizim kimseden bir şey dilendiğimiz yok. Eşit yurttaşlık, barış, kardeşlik, sevgi istiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasası varsa ve haklar veriliyorsa bu herkes için olsun; biz bunu diyoruz.

‘Bunları bize reva görenler, bedelini ödeyecekler’

Berkin’in cenazesine milyonlar katıldı. Cenaze sırasında milyonlarca insana yönelik bir polis saldırısı yaşandı. Bundan yıllar sonra bu cenaze sebebiyle insanlara davalar açıldı. Biliyorum ki bu sebeple hakkında dava açılmış, uzun süre tutuklu kalan insanların süreçlerini takip ediyorsunuz. Bunlar size nasıl hissettiriyor?

Yaralayıcı şeyler, çok yaralayıcı. Ülkede adaletin olmadığını buradan net anlıyoruz. Cenaze sırasında insanları tahrik ettiler. O gün orada o kalabalığa saldırdılar. İnsanlarımızı tahrik etmeye çalıştılar ama insanlarımız sabretti. Biz bunu yaptığımız halde devlet orada hala katliam yapmanın peşindeydi.

Bu insanlık mı? Böyle bir vahşet var mı? Benim çocuğum vurulduğu esnada defalarca oraya gaz atmasalardı benim çocuğum belki de şimdi yaşıyordu. Hem sağ iken gaz sıktılar hem de defin işlemi sırasında gaz sıktılar.

Yarın bunların hesabı mutlaka sorulacak. Bunları bize reva görenler, bedelini ödeyecekler. Kendisine çıkmazsa çocuğuna çıkacak. Bir atasözü var: Tarlaya ne ekersen onu biçersin. Bize yapılanların karşılığını misli misli görecekler. Ben yaşarım, yaşamam bilemiyorum ama çocuklarım, torunlarım görecek.

Onların sonu geldi. Şu anda batmışlar bir çamura, çıkmaya çalışıyorlar ama çıkamayacaklar.

‘Mahkemeyi, delil karartmaya yönelik olarak sürekli uzatıyorlar’

Dava sürecinden söz edelim. Bilirkişi raporlarıyla Berkin’i vuran polisin Fatih Dalgalı olduğu belirlenmesine rağmen hala bir tutuklama yok. Yıllar sonra daha ilk kez geçtiğimiz ay keşif yapıldı. Siz bu süreçten memnun musunuz, dava sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Memnun değiliz elbette. Zaten iki-üç sene sonra mahkeme süreci başladı. Biz bunun için çok mücadele ettik. Daha sonra soruşturmalar, savcı değişiklikleri. Biz çok şey yaşadık. Çocuğumuzun ölümünden sonra bile bize bir sürü acılar yaşattılar. Mahkeme sürecinde birincisi zanlı kişi gelip de karşımızda cevap vermiyor. Bizim karşımıza çıkmasın, mahkeme heyetinin karşısına çıksın. “Adalet mülkün temelidir” yazıyor, gelsin orada kendisini savunsun en azından. Neden Van’dan SEGBİS ile katılıyor?

Mahkemeyi, delil karartmaya yönelik olarak sürekli uzatıyorlar. Keşif yapıldı, umarım olumlu sonuçlar gelir. Jandarma Kriminal Raporu’nda, saç ayrım yerine kadar incelenmiş ve bu kişinin Fatih Dalgalı olduğu açıklanmış. Bunun üstüne söylenecek bir söz yok ama hala tutuksuz yargılanıyor ve görevinin başında.

Dersen ki mahkemeden bir beklentin var mı? Hiç de bir beklentim yok. Çünkü bunların olduğu sistemden bir beklentim yok. Ama umarım örnek olur, hak ettiği cezayı alır. Ayrıca emir verenler, diğer silah kullanan arkadaşları da yargılanmalı.

Berkin’i kaybettiğimiz ilk günlerde “Emri ben verdim” dedi; ailenize, Gülsüm Elvan’a dönük yaralayıcı ifadeler kullandı. Siz bunları izlediğinizde, gördüğünüzde neler düşündünüz?

Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı hepimizi temsil eder. Senin ülkende bir yurttaş hayatını kaybediyorsa ve sen de başbakansan o yurttaş senin çocuğunla eşdeğer olmalı. Sen kendi çıkarların için, hükümetini devam ettirmek adına bir çocuğun annesini yuhalatıyorsun. Bu vicdan mı, insanlık mı?

Senin çocuğun akşama kadar evden para taşıyor, kimse sana sesini çıkarmıyor. Sen emir verip öldürttüğün bir çocuğun annesini yuhalatıyorsun. Bizi çok yaraladı. Kendisi bir taziye mesajı dahi yayınlamamıştır.

Gezi yargılamaları…

Gezi davası 24 Haziran’da görülecek. Acaba neyi yargılayacaklar, merak ediyorum. O insanların nasıl suçları varmış, ne gibi bir haksızlık yapmışlar, acaba hangi imar rantını paylaşmışlar? Gezi yargılanamaz.

YORUMLAR

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Net Haber Ajansı Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız