Gezi Direnişi’nde yaşamını yitiren Ali İsmail, Berkin, Ethem ve Ahmet’in aileleri de Adalet Yürüyüşü’ne destek verdi. Gezi’den bu yana adalet arayan aileler, tüm yurttaşlar için bir kez daha aynı talebi dile getirdi.

Oğlumu temsil ediyorum

Ali İsmail Korkmaz’ın babası Şahap Korkmaz: Bugün oğlumu temsil ediyorum burada, oğlumla her zaman gurur duydum. Adalet için, insan hakları ve eşitsizlikler için buradayım. Biz de adalet istiyoruz. Nuriye ve Semih’e de buradan selam gönderiyorum. İnşallah bir gün istedikleri gerçekleşir ve görevlerine dönerler. Nuriye, Ali İsmail darp edildiği günden beri hep yanımızdaydı. Biz de onun için gerekenleri yapacağız.

‘Adalet bütün ülkeye lazım’
Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz: Biz Ali İsmail’in tişörtüyle gelecektik ama o kadar ağır ki o tişörtü taşımak bize bir anne ve baba olarak. Biz Ali İsmail için ve diğer çocuklarımız için buradayız. Adalet herkese lazım olacak. Adalet kişiye ait olan bir şey değil, bütün ülkeye lazım olan bir şey.

‘Çocuklarımız yaşasın diye katıldım’

Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan: Dört yıldır adalet arıyoruz. Berkin geri gelmeyecek ama milyonlarca Berkin’imiz var. Bütün çocuklarımızın yaşaması ve gelecekleri için adalet yürüyüşüne katıldım. Bu ülkede herkesin eşit bir muamele görmesi gerekiyor. Talebimiz adalet ve hukuktur, başka bir şey değil.

‘Bıçak kemiğe dayandı, hukuksuzluk bitmiyor’
Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan: Adalet Yürüyüşü’ne geç kalındı, yapılması gereken buydu. Bıçak kemiğe dayandı, hukuksuzluğu saysak bitmiyor. Kemal Kurkut’u vurdular, ‘bomba var’ dediler, çantasından kitap çıktı. Sıla Abalay’ı vurdular, ‘örgüt üyesi dediler’ sonra da ‘yanlışlık oldu’ dediler. Hangisini sayalım? Artık yeter. Dört senedir sokaklardaydım, sonuna kadar da olacağım.

‘Sonuna kadar destek olacağız’

Ethem Sarısülük’ün kardeşi İkrar Sarısülük: Gezi bu ülkenin miladıydı. Bizler canlarımızı kaybettik. Türkiye’nin ana muhalefet partisi adaletsizlikleri, hukuksuzlukları gördükten sonra böyle bir yürüyüşe başladı. Bizim de destek olmamız lazımdı. İlk günden beri olduk, sonuna kadar da olacağız. Biz sadece canlarımızı kaybettiğimiz için adalet istemiyoruz. Herkesin adaletli bir şekilde yaşaması ve bizim başımıza gelen hukuksuzluğun yaşanmaması için yürüyoruz.

‘Adalet yönetenlere de lazım olacak’

Ahmet Atakan’ın annesi Emsal Atakan: Bizler adalet istiyoruz. Haksızlığa uğrayanlar adalet istiyor. Benim oğlum dört yıl önce katledildi. Dönemin Başbakanı, ‘Emri ben verdim’ dedi. Katilleri de belli ama yargılanmıyorlar. Her günümüz zehir gibi geçiyor, adalet arıyoruz ama adaleti satın almışlar. Adalet bir gün bu ülkeyi yönetenlere de lazım olacak. Herkesin yaşadığı bir acı var ki buradalar. Ben buradan ölüm döşeğinde olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın işlerine iade edilmesini istiyorum. Ölmek üzereler, onlar için de yüreğim yanıyor. Adalet talebimizden vazgeçmeyeceğiz.

‘Adaleti bekliyoruz’

Gezi Direnişi’nde ağır yaralanan Okan Göçer: 10 metreden vuruldum, bir ay komada kaldım. Ancak dört senedir davamda bir ilerleme yok. Adalet Yürüyüşü basite alınabilecek bir şey değil. Adalet Yürüyüşü örneğin akademisyenler için, açlık grevinde olanlar için, Gezi için yapılıyor. Bizi tekrardan cezalandırıyorlar ama biz adaleti bekliyoruz.

***

‘Hayır cephesinin büyümesi siyasi iktidarı çıldırtıyor’

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel: Bazı eylemler vardır ki, o eylemin hareket noktası ve sonucuyla ilgili talep çok önemlidir. Ama eylemin kendisi de en az o kadar değerlidir. Enis Berberoğlu’nun tutuklanması bardağı taşıran son damlaydı. Bıçağın kemiğe dayanmasından dolayı söz bitti ve yollara düşüldü. Herkes için, ayrımsız adalet istiyoruz. Ancak bu süreçte, yürüyüş bittiği zaman bu yürüyüşün somut kazanımları sorulacak. Fakat eylemin kendisi Türkiye için çok önemli bir kazanımdır. Gandi’nin Tuz Yürüyüşü’ne başlaması, Hindistan’ın kurulmasıyla sonuçlandı. Bugün bize Tuz Yürüyüşü ilham oldu. Adalet Yürüyüşü İstanbul’da 9 Temmuz’da tamamlandığında dünyanın en büyük siyasi yürüyüşü yapılmış olacak. Gandi’nin yürüyüşünden 70 kilometre ve bir gün fazla yürümüş olacağız.
Yüz binlerle başladığımız yürüyüş, milyonların katılımıyla sonlanacak. Bu yürüyüşü Türkiye ve dünya demokrasisine çok önemli bir iz bırakarak gerçekleştiriyoruz. Burada sadece CHP’liler değil, her siyasi görüşten insanlar ortak taleplerle yürüyor. Ortak talep; adalet, barış, demokrasi ve kardeşliktir. Erdoğan, ramazanda her iftarda bu ülkeyi kutuplaştırdı. Burada yürüyen herkes şunu biliyor: Berkin Elvan da bizim şehidimiz, doğuda terörle mücadelede evlatlarını kaybetmiş anne yürüdü, o da bizim şehidimiz.

Bu yürüyüşün en önemli özelliği, farklılıkları görüp ayrışan değil, ortaklıkları görüp birleşen insanların bir arada yürümesidir. Bütün siyasetini kutuplaştırma üzerine kuranlar, bu yürüyüşten elbette rahatsız olur. Onlara karşı en sert siyasi söylemlerin olduğu bir yürüyüş gerçekleştirseydik, o zaman mutlu olur, eylemden kendilerine siyasi kazanç elde ederlerdi. Ancak onu çıldırtan bu eylemin sakinliği ve tek slogan atılıyor olmasıdır. Onu çıldırtan, ‘Hayır’ cephesinin parçalanmak bir yana her gün büyüdüğünü görmesidir. Bu eylem bugünden kazanmıştır.(Kaynak: UĞUR ŞAHİN BirGün)