Tutuklu bulunan açlık grevindeki Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın ilk duruşması yarın. Hukukçular Evrensel'e konuştu ve dayanışma çağrısı yaptı.
Aylardır tutuklu bulunan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın ilk duruşması yarın Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek. Duruşmaya gelerek savunalarını yapmak isteyen Gülmen ve Özakça'nın bazı avukatları ise dün gözaltına alınmıştı. Evrensel’e Birkan Bulut ve Cansu Pişkin'in haberine göre, konuşan hukukçular buna karşı Gülmen ve Özakça'nın savunmasız ve yalnız kalmamaları için duruşmaya çağrıda bulundu.
KHK ile ihraç edildikleri işlerine iade talebiyle 190 gündür açlık grevinde olan ve tutuklu bulunan Akademisyen Nuriye Gülmen ile öğretmen Semih Özakça'nın ilk duruşması bugün görülecek. 23 Mayıs'tan bu yana tutuklu olan Gülmen ve Özakça'nın sağlık durumlarının tehlikesi ise sürüyor. Gülmen ve Özakça, çok fazla kilo kaybı yaşadı, mide, böbrek ve kas ağrısı çekiyor ve artık yürüyemiyor. Ancak yarın Ankara Adliyesi 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek davaya gelerek savunmalarını yapmak, neden açlık grevi yaptıklarını, taleplerini anlatmak istiyorlar.
Yarın duruşmada savunma yapacak avukatlardan Aytül Kaplan, mahkemenin Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın duruşmada hazır edilmesi için müzekkere yazdığını hatırlatarak “Getirileceklerini düşünüyoruz” dedi. Nuriye ve Semih'in de savunma için hazırlıklarını yaptıklarını belirten Kaplan, duruşmadan iki gün önce avukatlara yapılan gözaltılara tepki gösterdi. Bunun avukatların duruşmaya katılımını azaltma amacı güttüğünü ifade eden Kaplan, “Ancak biz tam tersi bir refleks bekliyoruz. Meslektaşlarımızın böyle bir dayanışma içerisine gireceklerini düşünüyoruz” dedi.
AVUKATLARIN VE İHRAÇ EDİLENLERİN KATILIMI ÖNEMLİ
Gülmen ve Özakça'ya refaket edenlerin anlatımlarına değinen Kaplan, güneş görmeyen, havalandırması olmayan odalarda kaldıklarını söyledi. Hastaneye sevk edilmelerinin ardından avukat görüşlerinin kısıtlandığını aktaran Kaplan, “Hapisanede 7 saat görüşme hakkımız vardı. Şimdi öğleden önce ve sonra birer saat. Sağlık durumlarını bahane ediyorlar. Ancak biz bunu onlardan daha çok düşünüyoruz. Odalarına girerken, maske takıyor, dezenfektan kulanıyor ve eldiven giyiyoruz. Öncelikle meslektaşlarımıza çağrımız; Nuriye ve Semih için orada olmanın yanı sıra gözaltına alınan mesektaşlarımızla dayanışma için gelmeleri. KHK ile işlerinden atılanların katılımı da önemli. Çünkü Nuriye ve Semih'i eylemi en çok onları ilgilendiriyor” dedi.
'ENGİZİSYON MAHKEMESİ TAVRI'
Evrensel’e konuşan Ankara Baro Başkanı Hakan Canduran da “Kabul edin, etmeyin ama açlık grevi, sürüyor. Birlikte çalıştıkları bir davada en çok güvendikleri kişilerin sudan sebeplerle alınması durumunda kimse iyi niyetli bir yaklaşım aramaz” dedi. Gözaltına alınan avukatların yıllardır savunma mesleğini sürdürdüklerini belirten Canduran, “Kaçacaklar mı?” diye sordu. Burada bir hukuka uygunluğun dışarıdan bakılınca görülmediğini ifade eden Canduran, Semih ve Nuriye'ye devletin ve yargının bakışının da güvenilir olmadığını söyledi. Bu duruşmaya avukatlar çıkamayınca kimin ne kazanacağını soran Canduran, “Ülkemizde hukuk ayıpları işleniyor. Sanki insanları savunmasız bırakma, benden olmayanın savunmasına kimse giremez anlayışı, mahkeme karşısında yalnız bırakırım düşüncesi hakim olmya başladı. Bu durumlar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) gidince ülkemizi nasıl savunacağız? Bu ancak Ortaçağ engizisyon mahkemesine has bir tavırdır” diye konuştu.
HERKES ORADA OLMALI
Demokrasi İçin Hukukçular adına konuşan Avukat İlke Işık, Nuriye ve Semih'in haksız olarak tutuklanmalarının üzerinden aylar geçtiğini ve bu süreçte OHAL ve KHK'larla bir dolu hukuksuzluk getirildiğini söyledi. İşlerine geri dönme mücadelesi veren Nuriye ve Semih'in çok sert baskılarla karşılaştıklarını belirten Işık, “O nedenle yarınki duruşmanın OHAL düzenine karşı büyük bir önemi var. Duruşmadan iki gün önce avukatlarına yönelik gözaltı operasyonu yapıldı. Nuriye ve Semih'i avukatsız bırakma anlamında ayrı bir hukuksuzluk yaşandığını kaydeden Işık, hukuk örgütleri olarak duruşmada olacaklarını ve herkesin bu duruşmada olması gerektiğini söyledi.
‘DAYANIŞMA İÇİN ANKARA’DA OLACAĞIZ’
Gülmen ve Özakça’nın avukatlığını üstlenen Halkın Hukuk Bürosu üyelerine önceki gün İstanbul ve Ankara’da operasyon yapılmış, 16 avukat gözaltına alınmıştı.
Adalet İçin Hukukçulardan Avukat Özgür Urfa da, avukatların gözaltına alınmasının hak mücadelesi veren herkese gözdağı verme amacı taşıdığına dikkat çekerek, “1 yılı aşkın süredir devam eden OHAL süreci bahane edilerek haksız ve hukuksuz şekilde işlerinden atılan Kamu Emekçileri Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın verdikleri haklı mücadeleyi engellemek için önce iki kamu emekçisi tutuklanmış şimdi de onların savunmanları olan avukat meslektaşlarımız duruşma öncesi gözaltına alınmışlardır. Darbe girişimiyle mücadele adı altında tüm muhaliflere yönelik süren sindirme operasyonlarının devamı olan gözaltı sürecine karşı hem meslektaşlarımızla dayanışma içerisinde olacağız, hem de Nuriye ve Semih’in haklı mücadelelerinde avukatlığını yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
‘GÖZALTILAR, DURUŞMAYI PROVOKE ETMEYE DÖNÜK’
KHK ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şube Başkanı Gökmen Yeşil de, gözaltı sırasında bazı avukatların işkenceye maruz kaldığı bilgisini vererek, “Avukat Aytaç Ünsal’ın kollarında ve sırtında, Avukat Ezgi Çakır’ın sırtında morluklar var. Duruşmaya hazırlık yapan avukatların hemen hemen tamamı gözaltında. Avukatların ev ve ofislerinde yapılan arama işlemlerinde kapılar kırılarak, savcı ve baro gözlemcisi olmadan yasaya aykırı bir şekilde girilmiş. Yapılan aramalar da tümüyle Nuriye ve Semih’in duruşmasına hazırlık niteliğindeki çalışmalarla ilgili. Yani başka bir şey aranmamış. Duruşmayı tümüyle provoke etmeye dönük” dedi.
Duruşmalardaki savunma hakkını, savunma imkanlarını kısıtlamaya, engellemeye dönük bir operasyon yapıldığını söyleyen Yeşil, “Diğer hukuk kurumları ve derneklerle bir araya gelip durumu değerlendirdik. Öncesinde de bir hazırlığımız vardı tabii ki Nuriye ve Semih duruşmasını yüzlerce avukatın yetki belgesiyle savunmasının yapılması yönünde. Ancak avukat arkadaşlarımıza yönelik bu saldırı ve gözaltı Nuriye ve Semih duruşmasını bir kat daha önemli hale getirdi. Çünkü orada iki emekçinin şahsında emekçilerin, işçilerin, ezilenlerin direniş ruhu bastırılmaya görünmez hale getirilmeye çalışılıyor. Biz de bu anlamda diğer hukuk kurumları ve meslektaşlarımızla birlikte Nuriye ve Semih şahsında itiraz eden tüm kamu emekçilerinin haklarını savunmak için Ankara’da olacağız”
Demokrasi İçin Hukukçular da, gözaltı operasyonuna ilişkin yaptığı açıklamada, “Tam da 14 Eylül’de yapılacak olan duruşma öncesinde gerçekleştirilen bu uygulamalar; açıkça savunma hakkının gasbı ve savunma mesleğinin zapturapt altına alınmasıdır. Savunma hakkı ve avukatların mesleki güvencelerine ilişkin ulusal ve evrensel hukuk kuralları ayaklar altına alınmıştır” dedi. Açıklamada, “İktidarı faşizan uygulamalarına son vererek, meslektaşlarımız hakkındaki gözaltı kararının kaldırılmasını, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın savunma haklarına yönelik saldırıya son verilmesini, derhal serbest bırakılmalarını talep ediyoruz. Gözaltına alınan meslektaşlarımızla dayanışma içinde ve Nuriye-Semih’in savunması için 14 Eylül’de Ankara Adliyesinde olacağız” denildi.
'GÜLMEN VE ÖZAKÇA'NIN AVUKATLARINI SERBEST BIRAKIN'
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) yaptıkları ortak açıklama ile Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın avukatlarının serbest bırakılmasını istedi. “Gözaltına alınan avukatlar serbest bırakılmalı, savunma hakkının engellenmesine son verilmelidir” denilen açıklamada, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin 37. yıldönümünde 14 avukatın sabah saatlerinde gözaltına alındığı kaydedildi. Açıklamada, KHK ile işlerinden ihraç edilen ve açlık grevinde olan tutuklu eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın davalarının ilk duruşmasının öncesinde avukatlarının gözaltına alınmasının iktidarın hasmane tutumunun devam ettiğini gösterdiği belirtildi. OHAL ve KHK’ler ile yönetilen ülkede iktidarın yargı yolu ile baskı politikasının, savunma hakkını tamamen kısıtladığı ve avukatların gözaltına alınmasıyla da bu hakkın tamamen ortadan kalktığı ifade edilen açıklamada, yargı sistemini oluşturan üç temel unsurdan birinin savunma hakkı olduğu vurgulandı. Bu hakkın herkes için her yerde gerekli olduğunun altı çizilen açıklamada, “Bu nedenle savunma hakkının engellenme girişimlerine son verilmelidir. Savunmanın temsilcisi avukatlar derhal serbest bırakılmalıdır” denildi.
'NURİYE GÜLMEN VE SEMİH ÖZAKÇA TAHLİYE EDİLMELİ'
Türk Tabipleri Birliği İnsan Hakları Kolu, 190 gündür açlık grevinde olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın yarın görülecek davalarına ilişkin açıklama yazılı yaptı. Mahkeme heyetinin ve Adalet Bakanlığı’nın savunma yapacak koşulları sağlamasının kritik önem taşıdığı belirtilen açıklamada, “Açlık grevinin bedenlerinde yarattığı hassasiyet nedeniyle zorla taşıma, kelepçeli taşıma, tedaviye zorlama gibi etkenler, doku yıkımını artırarak hayati tehlikenin artmasına yol açacaktır. Cezaevlerinin sağlıklı bir insan için bile, kapalı ve güneş ışığından yoksun ortam, yetersiz havalandırma, sınırlı fiziksel koşullar nedeniyle sağlığı bozucu etkileri bulunmaktadır. Uzamış açlık durumundaki insanlarda bu etkenler ölümcül sonuçlara yol açabilecektir. Açlık grevi sürecinde yaşamı olumsuz etkileyen cezaevi koşullarından kurtulmaları için, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça acil olarak tahliye edilmelidirler” denildi.
AÇLIK GREVCİLERİ ZORLA TEDAVİ EDİLMEYE ÇALIŞILMAMALI
Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ile tüm hekim ve sağlık çalışanlarına seslenilen açıklamada, açlık grevinin bir hastalık olmadığı vurgulandı. Kişinin açlık grevini bırakması halinde uzamış açlığın oluşturduğu tıbbi sonuçların tedavi edilebileceğini ifade edilen açıklamda, Dünya Tabipler Birliği’nin Tokyo ve Malta bildirgelerinin bu konuda yol gösterici olduğu kaydedildi. Dünya Tabipler Birliği Malta Bildirgesinde (1991-2006) yer alan “Açlık grevcileri zorla tedavi edilmeye çalışılmamalıdır. Açıklamada, geçerli ve bilgilendirilmiş ret söz konusu olduğu halde zorla besleme yersizdir” ifadelerine atıfta bulunuldu.
ESRA ÖZAKÇA DA 114 GÜNDÜR AÇLIK GREVİNDE
Açıklamada, Semih Özakça’nın tutuklanması üzerine serbest bırakılması için eşi Esra Özakça'nın da açlık grevine başlamasına dikkat çekildi. 114 gündür açlık grevinde olan Esra Özakça için de açlığa bağlı olarak yaşamı tehdit eden kritik günlerin başladığı ifade edilen açıklamada, şöyle denildi: “Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın tahliye edilmesi, Esra Özakça’nın açlık grevini bırakmasına yol açacağı için ayrıca önem taşımaktadır. Açlık grevi nedeniyle uzamış açlık durumunda ortaya çıkan doku yıkımı gün geçtikçe derinleşmekte ve açlık grevini bırakmaları durumunda organ ve dokularının eski haline kavuşması imkânsız hale gelmektedir. İşlerine geri dönmeleri için atılacak adımlar bu nedenle yaşamsal önem taşımaktadır. Tüm bu olumsuzluklara neden olan OHAL kaldırılmalı, KHK’lar iptal edilmeli; haksız hukuksuz ihraç edilen Nuriye Gülmen, Semih Özakça ve diğer kamu çalışanları görevlerine iade edilmelidirler” denildi.Haber: