Barış İçin Akademisyenler (BAK-Almanya) bugün, 1933’te nazilerin binlerce kitabı yaktığı alanda, Berlin Bebelplatz’ta Prof. Dr. Füsun Üstel için bir basın açıklaması yaptı.
Prof. Dr. Füsun Üstel’in istinaf mahkemesinde kesinleşen hapis cezasına karşı seslerini kamoyuna duyurmak için bir araya gelen akademisyenler burada Almanca, İngilizce ve Türkçe bir basın bildirisi okudular.
Ellerinde Prof. Dr. Füsun Üstel’in fotoğlarını taşıyan barış savunucuları, duyarlılık yaratılması amacıyla uluslararası kurumlara kartpostal da gönderdiler.
Basın açıklamasında okunan “Fikirleri sebebiyle hapis cezası alan akademisyen Füsun Üstel için uluslararası çağrı” başlıklı bildiri şöyle:
ACİL EYLEM ÇAĞRISI: TÜRKİYE’DE AKADEMİK ÖZGÜRLÜKLERE YÖNELİK SALDIRI YENİ BOYUTLARA ULAŞTI
Bugün Bebelplatz’ta toplandık çünkü Türkiye’de akademik özgürlüklere ve Barış Akademisyenleri’ne yönelik saldırı, yeni bir boyuta ulaştı.
Bebelplatz yani Bebel meydanı adını, 1870 yılında parlamentoda savaş aleyhine konuşmuş olan ve savaş karşıtı duruşunun sonucunda, devlete yönelik tehlikeli fikirler yaymak ve vatan hainliği suçlamasıyla hapis cezasına çarptırılmış olan August Bebel’den alıyor.
Bebelplatz, Nazilerin ilk defa resmi olarak 1933’te kitap yaktıkları yer olarak hatırlanıyor. Burada, sözümona “Alman olmayan ruha” sahip yazarlara ait 20,000’den fazla kitabı yakıldı. Bu yangın, çok daha kötü şeylerin erken bir habercisi oldu.
Mart 2019’da Bebelplatz’ta toplandık çünkü Türkiye, barışı ve akademik özgürlüğü savunan akademisyenleri hapse atmaya başlıyor.
25 Şubat günü İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, istinaf başvurusunu reddederek Prof. Dr. Füsun Üstel’in mahkumiyet kararını onadı. Galatasaray Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi profesörü olan ve şimdi emekli olan Profesör Üstel, 2016 yılında barış bildirisine imza atmış olması dolayısıyla 15 ay hapis cezası almıştı. Profesör Üstel, vatandaşlık ve kültürel incelemeler alanlarında önde gelen bir akademisyendir ve Türkiye’de akademik özgürlükleri savunan biridir.
11 Ocak 2016’da, Barış İçin Akademisyenler’in bildirisinin kamuoyuna duyurulmasından bu yana Türkiye, imzacı akademisyenlere yasal yollarla zulmetmektedir. 535 imzacı akademisyen, üniversitelerdeki işlerinden çıkarılmış veya istifaya ya da emekli olmaya zorlanmıştır. Bu imzacılar arasından 407 imzacı, Temmuz 2016’daki darbe girişiminden sonra çıkarılan olağanüstü hal kararnameleriyle kamu hizmetindeki işlerinden çıkarıldılar. Yüzlerce imzacı, bağlı bulundukları üniversitelerce idari soruşturmaya ve mobinge maruz kaldılar, yüzlercesi Türkiye’yi terk etmek zorunda kaldı.
Hukuk, zorbalık karşısında koruma sağlamalıdır. Ama yargı sistemini, akademisyenleri, muhalif siyasetçileri, gazetecileri, aktivistleri, öğrencileri ve avukatları cezalandırmak için kullanarak Türkiye, muhalefetin, akademik özgürlüklerin ve barış arayışının bastırılmasında yasaların nasıl araçsallaştırılabileceğini gösteriyor.
5 Aralık 2017’den bu yana 652 imzacı akademisyen hakkında “bir terör örgütünün propagandasını yapmakla” suçlamasıyla dava açıldı. Şu ana kadar aralarından 137 imzacı, “terör propagandası” ya da “bir terör örgütüne yardım ve yataklık”tan suçlu bulundu. Tüm dava süreci adaletsiz bir şekilde, anayasayı ve adil bir yargılamayı sağlayacak temel savunma hakkını ihlal ederek yürütüldü.
Şu ana kadar çıkan mahkeme kararları birbiriyle tutarsız oldu ve sürecin ne kadar gelişigüzel olduğunu açığa vurdu. Barış akademisyenlerine yönelik suçlamalar aynı olmasına rağmen çıkan kararlar şimdiye karar 15 ile 36 ay hapis cezası arasında değişiklik gösterdi. Dahası, mahkumiyet şartları da birbirinden farklı. 108 akademisyenin mahkumiyet kararlarında hükmün açıklanması geri bırakıldı yani önümüzdeki beş yıl boyunca gözetim altında olacaklar, 28 imzacının mahkumiyetinde ise ne hükmün açıklanması ne de cezanın infazı ertelendi.
Cezası ertelenmeyen Profesör Üstel, bu son kategori kapsamında. İstinaf Mahkemesi’nin yakın zamanda aldığı karar uyarınca Profesör Üstel’in önümüzdeki günlerde hapis yatması bekleniyor. Onlarca başka akademisyen gelecek günlerde aynı ihtimalle karşı karşıya. Profesör Füsun Üstel’in pek yakında hapsedilmesiyle yeni bir aşamaya ulaşan imzacı akademisyenlere yönelik zulüm karşısında tüm uluslararası topluluğu, akademik özgürlükleri ve barışı savunma yolunda Barış Akademisyenleri ile dayanışmak üzere acil eyleme geçmeye çağırıyoruz.