İnsan Hakları derneği İstanbul Şubesi Cezaevleri Komisyonu ve mahpus yakınları Galatasaray meydanında toplanarak yaptıkları açıklamada hasta mahpusların serbest bırakılmasını istediler.
İHD olarak Cezaevlerinde ağır hasta Mahpusların tedavilerinin yapılması ve tahliye edilmesi konusunda defalarca yetkililere bu alanlarda çağrılarda bulunduk. Bu hafta, 239.kez yine buradayız.
Hasta mahpus Resul Kocatürk bize gönderdiği mektubunda şöyle sesleniyor;
‘’Genel anlamda hapishaneler büyük direnişler sonucu bedeller ödenerek, içeriye gün ışığının sızdığı birkaç yerinden delikler açılmış devasa bir kutu iken, günümüz şartlarında gün ışığının sızdığı delikler birer birer kapatılarak kör bir kuyuya dönüştürülmeye çalışılıyor. Böylesi zamanlarda sizlerin varlığını bilmek, 230 haftadır kocaman yüreklerinizi her an yanı başımızda hissetmekten mutluluk duyuyor ve güç alıyoruz. İyi ki varsınız! Siz değerli İnsan Hakları emekçilerine sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum’’ diyerek hastalıklarını anlatmış bizlere. Hapisliğinin 22. Yılında bulunan Resul Kocatürk Kırıkkale F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı hapishanesinde kalmaktadır. Mektubunda, Wernicke Korsakoff hastası olup astım-allerji, guatr, mide-bağırsak ülseri, boyun ve bel fıtığı sorunlarıyla boğuştuğundan, son iki yıldır ise karaciğer ve akciğerlerinde mutlaka tedavi edilmesi gereken sorunlarla yaşama tutunmaya çalıştığından, tedavisinin idare tarafından engellendiğinden söz etmektedir. Hastalıklarına ilişkin elindeki raporlarla İHD İstanbul şubesi Hapishane komisyonumuza başvurusunu göndermiş bulunan Resul Kocatürk hapishane idaresinin keyfiyetinden kaynaklı tedavi olanağından yararlanamadığını dile getirmektedir.
İnsan hakları savunucuları olarak yıllardır hasta mahpusların durumuna dikkat çekmek amacıyla çeşitli raporlar yayınlıyor, basın açıklamaları, eylem ve etkinliklerle bu konuda duyarlılık yaratmaya çalışıyoruz. Yıl içerisinde de çok sayıda mahpus yakınından derneğimize, sürgünler, tecrit, disiplin soruşturmaları, haberleşme ve iletişim, darp ve işkence ihlallerinin yanı sıra hasta mahpuslara yönelik hukuki yardım talebiyle başvurular aldık. Ceza infaz yasalarının uluslararası hukuk mevzuatından çok uzak olmasının bir sonucu olarak açığa çıkan bu ihlaller ve yapılan başvurular ile ilgili, yetkili resmi organlarla yazışmalarda ve çeşitli girişimlerde bulunduk. Dört duvar arasında hayata tutunmaya çalışan mahpusların sorunlarını ve taleplerini, devletin ilgili ve sorumlu çevrelerine iletmeye çalışırken, sizlerin aracılığı ile de sürekli olarak kamuoyunu bilgilendirmeye çalıştık. Bu çalışmalarımızda Adalet Bakanlığı ile defalarca görüşmelerde bulunduk ve hasta mahpusların isimlerini, hastalık ve tedavi durumlarını içeren uzun listeleri paylaştık. Ancak yaptığımız tüm bu girişimler bugüne kadar karşılık bulmamış, yetkili organların bu konudaki duyarsızlığı devam etmiştir. Nitekim yasal/idari engeller nedeniyle cezaevlerinde bulunan çok sayıda hasta mahpus son dilekleri olan “yakınlarının yanında son nefesini verme” hakkından mahrum bırakılmıştır. Cezaevinde bulunma nedeni ne olursa olsun, ölüm sınırına gelmiş hasta mahpusların hapishane koşullarında tutulması ve tedavilerinin sağlanmaması evrensel hukuk kriterlerine göre işkence ve kötü muamele yasağının ihlalidir. Bununla birlikte, hapishanelerde yaşanan her ölümde, devletin yaşam hakkını da ihlal ettiği açıktır. Öte yandan demokratik kamuoyunu da, hasta mahpusları sahiplenmeye, duyarsızlık ve seyirci olma haline son vermeye çağırıyoruz. Cezaevinden bir hasta mahpusun daha tabutu çıkmadan, demokratik çevreleri, bu sorun etrafında kenetlenmeye, yaşanan insanlık dışı uygulamalara karşı seslerini daha gür bir şekilde yükseltmeye davet ediyoruz. Resul Kocatürk’ün derhal tedavi edilmesini haykırıyor ve
buradan tekrar tüm hasta mahpuslar adına taleplerimizi açıklıyoruz;
- Mahpusların evrensel hukuk çerçevesinde ve en temel insan hakları esas alınarak yaşam koşulları düzeltilmeli; şiddet, işkence/kötü muamele ve yaşam hakkı ihlallerinin önüne geçilmeli, ihlalleri gerçekleştiren sorumlular yargı karşısına çıkarılmalıdır. Görüş, haberleşme, havalandırma, yayınlara ulaşma haklarının gasp edilmesinin önüne geçilmelidir.
- Keyfi sevk ve sürgünlere son verilmelidir.
- Hasta mahpusların tedavilerinin önündeki her türlü yasal/idari engeller kaldırılmalı, kelepçeli tedavi, asker nezaretinde tedavi, bodrum katlarında tedavi gibi insanlık dışı uygulamalardan vazgeçilmelidir.
- Evrensel hukuk ilkeleri gözetilerek, hasta mahpuslar açısından daha açık ve daha az yoruma yer bırakacak yasal düzenlemeler acilen yapılmalı ve uygulanabilir olmasının önündeki engeller kaldırılmalıdır.
- İnfazların ertelenmesi hususunda gecikmelere neden olan ve objektif olmayan kararlarda imzası bulunan Adli Tıp Kurumu bir an önce devreden çıkarılmalı, tam teşekküllü devlet hastanelerinin ve üniversite hastanelerinin vereceği raporlar yeterli görülmelidir.
- İnsan hayatını güvenlik politikalarıyla aynı kefeye koymaktan vazgeçilmeli, “toplum güvenliği” kriteri yasa metninden tamamen çıkarılmalıdır.
- Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almış olan hasta mahpusların tedavi ve infazlarının ertelenmesinin önünde engel oluşturan 5275 sayılı kanunun 25. Maddesinin son hükmü yasa metninden çıkarılmalıdır.
- İnfaz rejimindeki “ayrımcılık yasağı” ve “kanun önünde eşitlik” ilkelerine aykırı hükümler kaldırılmalıdır.
Bizler İnsan Hakları örgütleri olarak bu insanlık suçuna daha fazla ortak olmamak için sesimizi yükseltiyor ve tüm bu talepler ışığında tekrardan söylüyoruz ki; Cezaevinden çıkan her tabut, bizleri insanlığımızdan utanır hale getiriyor. Bu utancın daha fazla büyümesine müsaade etmeyin, sesimize seslerinizi katın.
Resul Kocatürk derhal tedavi edilsin!
Hasta Mahpuslar Serbest Bırakılsın!
Tecrit ölüm demektir, ölümlere sessiz kalmayalım!
İnsan Haklarıyla İnsandır!
İHD İSTANBUL ŞUBESİ
Hapishane Komisyonu
Fotoğraflar: Kerim Eren