İstanbul, Ankara ve İzmir'de yapılan eylemlerde hasta tutsaklar Semire Direkçi, Özge Özbek ve Nurettin Başaran'ın sağlık durumlarına dikkat çekildi.
ERKAN SOYLU
İstanbul, Ankara ve İzmir'de yapılan eylemlerde hasta tutsaklar Semire Direkçi, Özge Özbek ve Nurettin Başaran'ın sağlık durumlarına dikkat çekildi.
Hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek, tedavilerinin önündeki engellerin kaldırılması için İstanbul, Ankara ve İzmir'de bu hafta da eylemler sürdü. Manisa Akhisar 2 Tipi Hapishanesinde şüpheli şekilde yaşamını yitiren 28 yıllık tutsak Mehmet Sevinç'in sağlık sorunlarına rağmen tahliye edilmemesinin sorunun aciliyetini gözler önüne serdiğini kaydetti.
İSTANBUL
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde gerçekleşen 524. F Oturması Diyarbakır Yüksek Hapishanesi'nde tutulan Semire Direkçi'nin sağlık durumu paylaşıldı.
"524. F Oturması. Hasta mahpus Semire Direkçi serbest bırakılsın" yazılı pankartın açıldığı ve hasta tutsakların fotoğraflarının taşındığı eylemin basın metnini okuyan Meryem Bars, 25 yıllık tutsak Semire Direkçi'nin yüzde90 görme engelli, ileri derecede yüksek tansiyon ve kolon hastası olup, 2019 yılında yapılan bir ameliyatla tedavi amacıyla altı aylığına dışarı alınan bağırsaklarının içeriye alınması, pandemi gerekçesiyle 2021 yılı Temmuz ayında yapılabildiği, bu durumun ameliyat başarısını düşürdüğü gibi, bu iki yıllık sürede sağlık sorunlarını daha da arttırdığını belirtti.
'SEMİRE'NİN BAĞIRSAKLARI TEK RAHATSIZLIĞI DEĞİL'
Haftada en az iki defa hastaneye götürülüp getirilen Semirte Direkçi'nin yalnız başına ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanmasına ve yüksek tansiyonu nedeniyle sağlık durumu ani olumsuz değişimler göstermesine rağmen yaklaşık 2 yıldır karantinada ve genellikle yalnız başına tutulduğunu, ihtiyacı olan diyet beslenme ve bakımın sağlanamadığını söyleyen Bars, ablasıyla yapılan görüşme detaylarını şöyle aktardı: "Semire yakalandığında gözünün yakınında gerçekleşen patlamadan kaynaklı bir gözü yüzde 90 görmüyor, diğer gözündeki görme sorunu ise ameliyattan sonra daha fazla arttı. Semire'nin kalın bağırsağının ameliyatı sonrası dikişlerinin tutması, kaynaması hala yeterli bir düzeye gelmedi. Tedavi ve bakımının sürekli olarak kontrol altında olması lazım. Kendisi ameliyattan sonra hep karantinada kalıyor ve her hafta en az bir kez veya ağrıları arttığı zaman haftada 3-4 kez acil olarak hastaneye sevk ediliyor. Ameliyatında ben ablası olarak, Gazi Yaşargil Eğitim Araştırma Hastanesi'nde 35 gün refakatçi olarak kaldım. Şimdi karantinada gardiyanların ve bazen de yanında kalan mahpusların yardımıyla işlerini görebiliyor. Her zaman biz evimizde endişe, kaygı ve ölüm korkusuyla bekliyoruz. Avukatı birçok defa sağlık nedeniyle tedavisinin ailesinin yanında yapabilmesi için ceza ertelemesi yoluyla serbest bırakılması dilekçeleri verdi. Fakat dilekçeleri hep ret edildi. 25 yıldır hapishanede olan Semire'nin kalan 5 yılının yanımızda olması için cezasını erteleme veya serbest kalmasının sağlanmasını istiyoruz. Sizlere çok teşekkür ediyoruz. Ayrıca Semire'nin bağırsakları tek rahatsızlığı değil, yüksek tansiyon hastası ve tedavisinden kaynaklı da, sıvı beslenme ile hayatını sürdürmek zorunda ve bu iki yıldır sürüyor ama bunun ne kadar yeterli beslenebildiği söylenebilir?"
'YAŞAMI AĞIR RİSK ALTINDA'
Düzenli tıbbi kontrol, tedavi ve bakıma gereksinimi olan Semire Direkçi'nin, yaklaşık iki yıldır karantinada tutulması, revire ve hastaneye sevki sırasında yaşanan sorunlar ve hapishane koşulları tedavi ve sağlığa erişimini zorlaştırdığının altını çizen Bars, "Bu durum, Direkçi'nin sağlığı yanında yaşamına ağır risk yarattığından gerekli tıbbi bakım ve tedavi için serbest bırakılması gerekmektedir" dedi ve yetkilileri göreve çağırdı.
Eylem, "Hasta tutsaklar serbest bırakılsın" "Semire Direkçi serbest bırakılsın" "Tecrit öldürür dayanışma yaşatır" ve "Sağlık hakkı engellenemez" sloganlarıyla sona erdi.
ANKARA
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi eylemlerinin 396. haftasında İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi önünde açıklama yaptı. "Tedavi haktır engellenemez ve hasta mahpuslar serbest bırakılsın" pankartının taşındığı eylemin metnini okuyan İHD Ankara Şube Eşbaşkanı Fatin Kanat, Gebze Kadın Kapalı Hapishanesi'nde tutulan ağır hasta tutsaklardan Özge Özbek’in durumunu aktardı.
'DURUMU AĞIR'
Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Mezunu olan Özge Özbek'in üniversite öğrencisi olduğu yıllarda hakkında dava açıldığını ve dava sonucunda 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği hatırlatılan açıklamada, "Tutuklanmadan önce de Diyarbakır Valiliğine memur olarak atanıp sosyal
hizmetler uzmanı olarak çalışmaktaydı. 1985 doğumlu olan, Özge Özbek, beyninde tümör olması sebebiyle 27 Ekim 2020 tarihinde İstanbul Acıbadem Hastanesinde açık beyin ameliyatı geçirmiştir. Ameliyat sonrasında hakkında yakalama kararı olması sebebiyle de iyileşme imkanı dahi bulamadan hastanede tutuklanmış ve Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna götürülmüştür. Durumunun ağır ve yeni ameliyat olması nedeniyle yapılan başvurular sonucunda, İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından 3 ay infaz erteleme kararı verilmiştir. 3 Ay bittikten sonra infaz erteleme kararı uzatılmamış ve tekrar tutuklanarak Kocaeli/Gebze Kadın Kapalı Cezaevine götürülmüştür" denildi.
'BEYNİNDE BİRDEN FAZLA TÜMÖR BULUNUYOR'
Sağlık Bakanlığı Darıca Eğitim ve Araştırma hastanesinin 24 Aralık 2021 tarihli Sağlık Kurulunun vermiş olduğu kararda "Hapishane şartlarında kalması uygun değildir" raporu olmasına rağmen, İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından bu raporun kabul edilmemiş ve "Hapishanede kalabilir" raporu verilerek sağlık hakkının ihlal edildiğine dikkat çekilen açıklamada, "Adli Tıp Kurumu tarafından verilen raporda Nöroloji, Üroloji ve Psikiyatri doktorlarının imzası bulunmakta ancak asıl görmesi gereken Beyin Cerrahının bu kararda imzası yoktur. Özge Özbek, açık beyin ameliyatı geçirmesi sebebiyle temel yaşamsal ihtiyaçlarını tek başına karşılayacak durumda değildir ve beraber kaldığı arkadaşlarının desteğine ihtiyaç duymaktadır. Geçirmiş olduğu ameliyatın ağırlığı ve riski de dikkat alındığında ayrıca hijyen bir ortamda bulunması gerekmektedir. Beyninde birden fazla tümör bulunmakta ve tedavisi de devam etmekte ve ayrıca sonraki süreçlerde de tekrar ameliyat edilmesi gerekmektedir. Tüm bu durumlar raporlarında da yer almaktadır. Ayrıca Epilepsi tanısı da konulmuştur" ifadeleri yer aldı.
Özge Özbek'in hastalıklarının hala devam ettiğinin hastane tarafında da hapishanede kalamayacağı açık olarak raporlandığı kaydedilen açıklama şöyle devam etti: "Hapishanede yaşamını tek başına devam ettiremeyen hastanın hijyenik ve daha sağlıklı koşullarda tedavi edilmesi elzemdir. Hapishane koşullarında tedavisinin yapılamayacağı, iyileşmenin sağlanamayacağı ve riskin de devam edeceği açıktır. Yaşam hakkının korunması için bir an önce infazının ertelenmesini ve tedavisine ailesinin yanında devam etmesini talep ediyoruz."
İZMİR
İHD İzmir Şubesi Hapishaneler Komisyonu, Konak esik Sümerbank önünde hasta tutsak Nurettin Başaran'ın sağlık durumu hakkında bilgi verdi. "Susma suça ortak olma" ve "Ağır hasat mahpuslar ölüyor susma" yazılı pankartların açıldığı eylemde, 2011 yılında trafik kazası geçiren Başaran'ın kaza sonrası iki bacağını kullanamadığından yaşamını tekerlekli sandalyede idame ettirdiği belirtildi.
Siverek Hapishanesi'nden Menemen R Tipine tedavi için getirilen Nurettin Başaran'a ayrıca Fizik Tedavi uygulanması gerekirken böyle bir tedavinin yapılmadığı belirtilen açıklamada, "Ayak parmaklarındaki morluklar ilerlediğinden çürümeler başlıyor ve bir parmak çürüyüp kendiliğinden düşüyor. Siverek Hapishanesi'nden tedavi için getirilen Mahpusun ailesi maddi durumları elvermediğinden kardeşlerini ziyarete gelemediklerini, hastalığı ile ilgili gerekli takibi yapamadıklarını ve kardeşlerinin yanlarında olması durumunda fizik tedavi dahil uygulanması gereken tedavilerinin sağlanmasında gerekli ne varsa yapacaklarını beyan ediyor ve kardeşlerinin serbest kalmasını talep ediyorlar. İnfaz Kanununun 16. Maddesinde Hapis cezasının infazının hastalık nedeni ile ertelenmesi hükmü bulunmaktadır" denildi.
Hasta tutsağın cezasının ertelenmesinin engellendiği kaydedilen açıklamada, Adli Tıp Kurumunun onayı ile savcılığın takdir yetkesinin kaldırılması istendi.