F Oturumu’nun 401’inci haftasında Bolu F Tipi Cezaevi’nde kalan hasta tutuklu Sinan Türkmen'in serbest bırakılması istendi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu’nun hasta tutukluların serbest bırakılması talebiyle Galatasaray Meydanı’nda yapmak istediği F Oturumu’nun 401’inci haftası da polis tarafından engellendi. Bunun üzerine açıklama İHD İstanbul Şubesi önünde yapıldı. Hasta tutukluların fotoğraflarının taşındığı eylemde, “Tecrit öldürür dayanışma yaşatır" ve "Hasta mahpus Sinan Türkmen serbest bırakılsın” pankartları açıldı. Eylemde sık sık, "Susma suça ortak olma" ve "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek" sloganları atıldı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Musa Piroğlu da eyleme destek verdi.
27 YILDIR CEZAEVİNDE
F Oturumu’nun bu haftasında Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan hasta tutuklu Sinan Türkmen'in durumuna dikkat çekildi. İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu üyesi Mehmet Acettin, cezaevlerinde binlerce hasta tutuklunun bulunduğunu hatırlattı. Hasta tutukluların yaşamlarını idame edemeyecek durumda olduğunu ifade eden Acettin, "Sinan Türkmen müebbet hükümlüsü ve 27 yıldır hapistedir. Bolu F Tipi Hapishanesi’nde tutulan Sinan Türkmen, Hepatit-B taşıyıcısı ve belli zamanlarda yapılan kan tahlili dışında herhangi bir tedavi uygulanmıyor. 15 yıldır devam eden Behçet hastalığının etkisiyle her iki gözünde de görme kaybı devam etmektedir. Ayrıca Behçet hastalığına bağlı olarak dizleri, el-ayak bilek eklemlerinde kırıklık, şişkinlik ve ödem oluşmaktadır. Türkmen, sürekli tedavi ve kontrol edilmesi gereklidir. Ancak şimdiye kadar bir kez Ankara Numune Hastanesi’nde bir ay tedavi görmüştür" diye belirtti.
'TEDAVİSİ YAPILMIYOR’
Türkmen'in, cezaevi koşullarından dolayı sadece ilaçlarla hastalığını kontrol altında tutabildiğini dile getiren Acettin, "Türkmen’in 3 ayda bir hastaneye sevk olması ve kontrol edilmesi gerekiyor. Ancak ringlerin havasız olması, kimi zaman hastaneye gidiş gelişlerdeki sıkıntılar nedeniyle sevklerde problem yaşanıyor. Behçet hastalığına bağlı olarak dizleri, el ve ayak bileklerinde, eklemlerinde kırıklık, şişkinlik, ödem oluşuyor. Her iki hastalığın da tedavileri zaten yapılamıyor. Ancak kontrol altında tutulmaları gerekiyor. Hapishane koşullarında da bu mümkün olmuyor" diye konuştu.
‘YAŞAM HAKKI SAĞLANMALI’
Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edilmesiyle birlikte hak ihlallerinin artarak devam ettiğini söyleyen Acettin, “Başta tedavi görme hakkı olmak üzere, sağlığa erişim hakkının önündeki engellerin kaldırılması gerekir. En temel insan hakkı olan yaşam hakkının sağlanmasını istiyoruz. Yetkilileri bir an önce hasta mahpusların serbest bırakılması i