İstanbul, Ankara ve İzmir’de hasta tutukluların tedavilerinin yapılması ve serbest bırakılmasını isteyen insan hakları savunucuları, cezaevlerinde yaşanan ölümlerin engellenebileceğini söyledi.
İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) verilerine göre, cezaevlerinde 457’si ağır bin 333 hasta tutuklu bulunuyor. Durumları gittikçe ağırlaşan hasta tutukluların dikkat çekmek için İstanbul, Ankara ve İzmir’de açıklamalar yapılarak, hasta tutukluların serbest bırakılması istendi.
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, eylemlerinin 286’ıncı haftasında İHD Ankara Şubesi önünde bir araya geldi. Eyleme, yazar ve gazeteci Hüseyin Aykol, siyasi parti yöneticisi ve insan hakları savunucuları da destek verdi. “Hasta mahpuslara özgürlük” pankartının açıldığı eylemde konuşan İHD Merkezi Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Nuray Çevirmen, 2019 yılında 30’u hasta mahpus olmak üzere 63 kişinin cezaevlerinde yaşamını yitirdiğini hatırlattı.
Cezaevlerinde yaşanan ölümlerin engellenebileceğini ifade eden Çevirmen, “Tüm bu ölümler engellenebilir ölümlerdir. Tedavileri yapılabilse, infazları ertelenebilse ve hapishanelerde gerekli tıbbi müdahale yapılabilecek personel ve tıbbi ekipmanlar olabilse bugün hala hayatta olabileceklerdi” dedi.
ANKARA'DA YUSUF YAKŞİ
Eylemde, Sincan 1 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan gırtlak kanseri Yusuf Yakşi’nin durumuna dikkat çekildi. Yakşi’nin boğazındaki delikten nefes alıp verebildiğini belirten Çevirmen, Yakşi’nin cezaevi koşullarında tedavi olmasının mümkün olmadığını söyledi. “Yakşi’nin annesi kanser hastalığından dolayı ameliyat olmuş ve babasında da kanserli kitle bulunmaktadır” diyen Çevirmen, “Yusuf Yakşi’nin dışarıda ailesinin yanında tetkik ve tedavilerine devam edilmesi gerekmektedir. Ailesi de kurumumuza infazının ertelenmesi veya denetimli serbestlik koşullarından yararlanabilmesi için başvuruda bulunmuştur” diye belirtti.
Çevirmen, “Tüm bu sorunlar kalıcı bir şekilde çözülünceye ve ağır hasta mahpuslar serbest bırakılıncaya kadar dile getirmeye, çözüm talep etmeye kesintisiz olarak devam edeceğiz” diye konuştu.
İSTANBUL'DA ALİ GÜLMEZ
İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu’nun Galatasaray Meydanı’nda yapmayı planladıkları F Oturumu’nun 414’ünücü hafta eylemi, bir kez daha polis tarafından engellendi. Engelleme üzerine açıklama İHD binasının önünde yapıldı. Hasta tutukluların fotoğrafların taşındığı eylemde, “Tecrit öldürür, dayanışma yaşatır” ve “Hasta tutuklu Ali Gülmez serbest bırakılsın” pankartları açıldı.
Hasta tutuklu olan Ali Gülmez’in durumuna dikkat çekilen eylemde, 54 yaşında ve 21 yıldır tutuklu olduğu belirtildi. Eylemde konuşan Gülmez’in vasisi Sevim Kalman, hasta mahpusların insanlık dışı muameleye uğradıklarını ifade ederek, tecrit uygulamalarının her geçen gün işkenceye dönüştürüldüğünü ve sistematik hale getirildiğini söyledi. Bunun bilinçli ve merkezi bir sistem olarak uygulandığına dikkati çeken Kalman, “Tecritte tutularak yalnızlaştırılan her mahpus, potansiyel olarak fiziki ve duygusal işkenceye tabi tutulmaktadır. Tecrit işkencedir ve insan hakları ihlalidir. Tecrit mahpusu yaşamdan sürgün etmeye çalışmak, insanı yalıtmak, onun varlığı ve kişiliğini yok saymak, ölüme terk edildiği duygusuyla yaşatmak anlamında, en ağır fiziki ve psikoloji işkencedir” şeklinde konuştu.
İşkenceye karşı duracaklarını vurgulayan Kalman, “Ağırlaştırılmış müebbet cezası bir o kadar olumsuz ve aslında insanlık dışıdır. Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olan hasta mahpusların tecrit koşullarında tutulmaları, iktidarların tutum ve politikaları çerçevesinde, siyasi saikleriyle olduğunu düşünüyoruz. Uygulamada ise ilan edilmemiş, ölüme mahkûm etmekten başka bir şey değildir” ifadelerini kullandı.
Ali Gülmez’in defalarca başka cezaevlerine sevk edildiğini kaydeden Kalman, son 4 yıldır da Bolu F Tipi Hapishanesi’nde tutulduğunu söyledi. 4 yıl önce Edirne F Tipi Hapishanesi’nde tutulurken bağırsaklarında sorun yaşamaya başladığını aktaran Kalman, “İlaçlarını Sağlık Bakanlığı karşılamadığı için kendi parasıyla alıp kullanmıştır. Bolu hapishanesine getirilmesinden sonra tedavisiyle ilgili sürekli engel çıkarılmıştır. Bağırsaklarındaki sorunlar artarak devam etmiş, çok sık olmasa da kanaması olmuştur. Ayrıca Bolu hapishanesinin koşullarından kaynaklı yani aşırı nem olduğundan dolayı astım hastalığına yakalanmıştır. Diğer yandan hemoroit ve ürolojik hastalıkları da ortaya çıkmış, devamında da çok ağır böbrek ağrıları yaşamaya başlamıştır" şeklinde aktardı.
Gülmez’in aylardır böbrek taşı düşürememesi nedeniyle yoğun ağrı ve sancı çektiğini söyleyen Kalman, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çektiği bu acılara rağmen ne bir hastaneye ne de hapishane revirine götürülmemiştir. Ali Gülmez’in Bolu hapishanesine sürgün edildiği günden bu yana hücresinin 5 kez basıldığını, her türlü yazışmalarının ‘yazısı okunmuyor’ gerekçesiyle mektuplarının gönderilmediğini, disiplin cezası nedeniyle yasalarda belirlenen 7 günlük itiraz süresine, itiraz dilekçelerinin okunmadığı gerekçesiyle savcılığa ve infaz hakimliğine gönderilmediğini, yasada belirlenen itirazlarını bu nedenle yapamadığını, kanun yoluna başvurma ve iletişim hakkının bu nedenle engellenmesi dolayısıyla daktilo ve bilgisayar hakkı da kullandırılmamıştır.”
İZMİR'DE ŞAKİR AKURT
İHD İzmir Şubesi, Konak eski Sümerbank önünde açıklama yaptı. Siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin de destek verdiği eylemde, Manisa Akhisar Cezaevi’nde bulunan hasta tutuklu Şakir Akurt’un durumuna dikkat çekildi. İHD yöneticisi Ali Aydın, Akurt’un 50 yaşında ve 26 yıldır tutuklu olduğunu aktararak, durumunu şöyle anlattı: “Yakalanma sürecinde gördüğü işkencelerden dolayı bel ve boyun fıtığı rahatsızlıkları çekmektedir. İHD’nin hasta tutuklular listesindedir. Ayrıca boğazında kist, kronik farenjit ve reflü hastalıkları ve kalp rahatsızlığı da oluşmuştur. Ailesinden aldığımız son bilgiye göre; gözlerinde yağ bezesi oluşmuş ve bezeler sebebiyle ameliyat olmuştur. Görme sıkıntısı nedeniyle gözlük takmaya başlamıştır. Gözlerindeki yağ bezelerine benzer bezeler vücudunun sırt ve diğer bölgelerinde de vardır. Bunlara ek olarak sırt, diz, ayak ağrısı yaşamaktadır. Dizinde lif yırtılması sebebiyle ameliyat olmuştu. Hasta veya yaşlı tutukluların serbest bırakılabileceklerini ve tedavilerinin dışarıda yapılmasının sağlanabileceğini biliyoruz ve bu yasanın herkese, ayrımsız uygulanmasını istiyoruz. Biz insan hakları savunucuları hasta tutukluların durumunu anlatmaya ve onların insan onuruna yakışır bir şekilde tedavi olmalarını sağlamak için mücadele etmeye devam edeceğiz.”
Fotoğraf: Ömür Eğribel