Güncel

Hastane ve şantiye önünde 1 Mayıs kutlaması

İSTANBUL - İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı kentin iki ayrı noktasında yaptıkları açıklamalarla kutl

29 Nisan 2020 Saat: 10:28
Hastane ve şantiye önünde 1 Mayıs kutlaması
Hastane ve şantiye önünde 1 Mayıs kutlaması
İşçi ve emekçi konfederasyonlarının koronavirisü salgını nedeniyle bu yıl kitlesel olarak kutlanmamasını kararlaştırdıkları 1 Mayıs Dünya Emek ve Dayanışma Günü, hükümet tarafından açıklanan salgın önlemler kapsamında 1-3 Mayıs tarihleri uygulanacak sokağa çıkma yasağı kapsamına alındı. İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, çıkardıkları program doğrultusunda kentin iki ayrı noktasında yaptıkları açıklamalarla 1 Mayıs’ı kutlamaya başladı.  
Kutlamanın yapıldığı adreslerden biri Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi önü oldu. Fiziki mesafe kuralına dikkat edilen buradaki kutlamaya bazı siyasi parti, sendika ve örgütlerin temsilcileri de katıldı. “Evde açlık, işte salgın, kahrolsun kapitalizm” pankartı açan grup, sık sık “Direne direne kazanacağız” “Bijî Yek Gulan”, “ Yaşasın 1 Mayıs” sloganları attı.  
Platform adına açıklama yapan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İstanbul Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Ayfer Koçak, koronavirüs salgınının tüm dünyada kapitalist sömürü ve yapma düzenini gözler önüne serdiğini, işçi, emekçi ve halkların ise bu sömürü, yağma ve baskılara karşı büyük ve yaygın tepki gösterdiğini ifade etti. 
‘ÖLEN ÖLÜR KALANLAR ÇALIŞIR’ 
Kapitalizmin dünya çapında derin bir ekonomik kriz içinde olduğunu belirten Koçak, kapitalizmin halklara hiçbir gelecek sunamadığı kaydetti. Böyle bir dönemde salgınla yüz yüze kalındığının altını çizen Koçak, birkaç istisna haricinde tüm kapitalist devletlerin, ‘ölen ölür, kalan sağlar çalışmaya devam eder’ mantığı ile insanlık dışı tutumlar aldığına dikkat çekti.  
YOKSULUN PAYINA SADAKA  
Ülkede yaratılan tüm zenginliğin kaynağı olan işçi ve emekçilere salgına rağmen sabun, abdest, kolonya  ve bir miktar sadaka reva görüldüğünü dile getiren Koçak, “Milyonlarcamız işsiz kaldık. Apar topar kepenkleri inen binlerce merdiven altı, ‘merdiven üstü’ işyerlerinden ücretsiz olarak ya da üç kuruş parayla gönderilerek evlerimize kapandık. İşten atmaları yasaklama adı altında patronlara, işçileri üç ay ücretsiz izne ayırabilme hakkı tanındı. Ücretsiz izne çıkarılanlara, işten çıkarılan ama işsizlik ödeneğinden yararlanamayan işçilere günlük 39 lira gibi bir sadaka ücreti uygun görüldü. Tüm ödemelerin kaynağı ise İşsizlik Sigortası Fonu” diye konuştu. 
Toplumun büyük çoğunluğunun fabrikalarda, inşaatlarda, işyerlerinde her an salgına yakalanma korkusu altında çalışmaya devam ettiğini vurgulayan Koçak, birçok emekçinin bu nedenle yaşamını yitirdiğini söyledi. 
SALGIN ‘KAZANÇ’ ARACI OLDU 
AKP’nin ise salgını bir fırsata dönüştürmek istediğini belirten Koçak, şöyle devam etti: “Salgın öncesi ekonomik ve siyasi kriz içinde savaş, baskı ve zor ile ayakta durmaya çalışan siyasi iktidar, salgının yarattığı puslu havayı, baskıyı, sömürüyü ve yağmayı arttırmanın bir fırsatına çevirmeye çalıştı, çalışıyor. AKP’li belediyeler, vakıflar, cemaatler yardım toplayabilir, dağıtabilir ama HDP’li, CHP’li belediyeler, dayanışma ağları yapamaz. Halk can derdindeyken, HDP belediyelerine kayyum atandı. Kanal İstanbul projesi kapsamında ihaleye çıkıldı, Salda Gölü çevresi tarumar edildi. Atatürk Havalimanı, sahra hastanesi yapımı bahanesiyle ranta açıldı. Hapishanelere dönük yapılan infaz düzenlemesinde mafyacılar, çocuk istismarcıları, kadın katilleri serbest bırakılırken bir tweet attığı için tutuklanan öğrenciler, haber yapan gazeteciler, rehin tutulan Kürt siyasetçiler, devrimci sosyalistler yok sayıldı. Özgürce konser vermek isteyen Grup Yorum üyesi Helin Bölek, sadece adil yargılanmak isteyen Mustafa Koçak’ın talepleri görmezden gelinerek ölüm oruçlarında hayatlarını kaybetmelerine neden olundu. Bu ölümlere karşı oluşan tepkiye rağmen Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek için de hiçbir adım atılmamakta ısrar ediliyor. Ve bu arada milliyetçilik daha da yükseltilerek, Suriye’de, Libya’da ve Kürt halkına yönelik savaş politikaları sürdürüldü.” 
 1 MAYIS ÇAĞRISI 
Koçak, sözlerini ise işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma gününde başta çalışmak zorunda bırakılan işyerleri olmak üzere, bulundukları her meydanda, mahallede, sokakta, balkonda, 1 Mayıs’ta taleplerini güçlü bir şekilde seslendirmeye çağırarak sonlandırdı.
 ‘DİZ ÇÖKMEYECEĞİZ’
 Kentteki 1 Mayıs kutlamalarının bir diğer adresi ise Fikirtepe'de bulunan Fortis Sinanlı şantiyesi önü oldu. Buradaki açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP)  Milletvekili Musa Piroğlu, Devrimci Yapı, Yol ve İnşaat İşçileri Sendikası (Dev Yapı-İş) Genel Başkanı Özgür Karabulut’un da aralarında olduğu çok sayıda kişi katıldı. Açıklama için bir araya gelenlerin burada da fiziki mesafe kuralına dikkat ettikleri görüldü. 
Dev Yapı İş Genel Başkanı Özgür Karabulut, iktidarın “evde kal” çağrılarının ve aldığı önlemlerin işçileri korunmadığını söyledi. Önlemlerin bir avuç sermayedarı koruduğunu belirten Karabulut, “2020 1 Mayıs’ın da belki kitleler yan yana gelemeyecek ama milyonlar ‘İnsanca yaşam. Özgür dünya’ talebini bulunduğu her yerde haykıracak. Yaşamak ve yaşatmak için mücadele etmekten başka seçenek yok. Bir yer yerde her koşulda sokakta olacağız ve taleplerinizi haykıracağız. Bizi ölüme gönderen sermaye ve iktidara sesleniyoruz; diz çökmeyeceğiz” dedi. 
PİROĞLU: İKTIDAR İKİYÜZLÜ
 HDP Milletvekili Musa Piroğlu ise, konuşmasında “Salgın günlerinde çalışmayı engellemeyenler, durumu protesto edenlere sosyal mesafe uyarısı yapıyorlar” dedi. İktidarın ikiyüzlü davrandığını söyleyen Piroğlu, “Biz biliyoruz ki yoksulluk silahından sonra da devem edecek. İktidar bir takım şovlar yaparak, İsveç’e uçak gönderip yandaşını getirerek bu salgından kendine prim çıkarmaya çalışıyor. Ama kendi ülkesinde işçileri salgının ortasına atıyor, halka hiç bir destekte bulunmuyor” ifadelerini kullandı.  
Piroğlu, 1 Mayıs öncesi işçilere şu sözlerle seslendi: “İşçi sınıfını bu süreçte sokakta bırakan, ölüm şantajı ile çalışmaya zorlayan bu iktidar, salgından sonra da bu uygulamalara devam edecek. İktidar bir başarı hikayesi anlatıyor. Ama bu hikayenin arkasında 60 milyonun açlığa ve sefalete bırakılması var.” İşçilerin ücretli izine çıkarılması çağrısında bulunan Piroğlu, zorunlu işler dışında çalışmanın üretimin durmasını ve halka doğrudan destek verilmesi gerektiğini ifade etti.  
SOKAK ÇAĞRISI  
“1 Mayıs, sefalete, iktidarın politikalarına itirazın günüdür” diyen Piroğlu, hükümetin 1-3 Mayıs tarihleri arasında sokağa çıkma yasağı ilan etmesini de eleştirdi. HDP’li vekil,  “Fabrikalarda üretimi devam ettirenler, 1 Mayıs gününü yasaklıyor. Türkiye halklarına ve işçi sınıfına şu çağrıyı yapıyorum; iktidarın bu sokak yasağının halkı korumak ile bir alakası yoktur. Önünden derdi zenginleri daha zengin yapmaktır. O yüzden 1 Mayıs günü herkesi bulunduğu yerde sokağa kapısının önüne çıkmaya ve sesini dile getirmeye çağırıyorum” dedi.  
Piroğlu, sözlerini “Ya biz yan yana geleceğiz ya da bu sefaleti yasamaya devam edeceğiz. İşçilere ölümü dayatanlara 1 Mayıs günü ‘Êdî bes e’ demeye çağırıyorum” diyerek noktaladı.

YORUMLAR

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Net Haber Ajansı Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız