OHAL KHK’sine dayanılarak kapatılan Hayatın Sesi televizyonunun karar duruşması yarın görülecek.
Hayatın Sesi televizyonu yöneticilerinin aynı anda hem İŞİD, hem TAK, hem de PKK propagandası yaptığı iddiasıyla açılan davada yarın karar verilmesi bekleniyor. Dava sürecini değerlendiren Avukat Devrim Avcı, 3. havalimanı inşaatında yüzlerce işçinin gözaltına alındığını ve olayın televizyon ekranlarına yansımadığını hatırlatarak, . “İşte Hayat televizyonu, eğer kapatılmasaydı, bunların haberini yapacağı için, siyasi iktidar tarafından hemen ‘terörist’ damgası vurularak hakkında dava açılmıştır” dedi.
Evrensel'in haberine göre, 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile oluşturulan komisyon tarafından kapatılan Hayatın Sesi televizyonu davasında, ‘Zincirleme şekilde örgüt propagandası’ yaptıkları suçlamasıyla ayrı ayrı 13 yıla kadar hapisleri talep edilen televizyonun sahipleri Mustafa Kara ve İsmail Gökhan Bayram ile Genel ve Sorumlu Müdürü Gökhan Çetin yargılanıyor. Davada esas hakkında mütaalasını veren duruşma savcısı, “Sanıkların müsnet terör örgütü propagandasını yapmak suçundan muhtelif tarihlerde zincirleme şekilde işledikleri sabit kabul edildiği” iddiasında bulunmuştu. Avukat Devrim Avcı ise esas hakkındaki savunmasında, “Böyle davalarda kişi, ifade özgürlüğünu kullandığı için cezalandırılıyor. Özellikle bu dosyada da alenen ortaya çıkmıştır. Kanunlar okunmadan iddianame düzenlenmiştir. Ceza kişiseldir. Sorumlu müdür ve programı yonetene aittir. Ayşe Çelik nasıl cezaevine girdi, kanal D’ye nasıl ceza verilemediyse bu davada böyle bir uygulama kanuna aykırıdır. Bizim siyasi iktidarimiz sadece alkış istiyor. Herhangi bir eleştiri istemiyor bu dava da bunun pratik yansımasıdır” şeklinde konuşmuştu.
Çağlayan’da bulunan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek duruşma saat 14.30’da başlayacak.
‘ELEŞTİREL HABER YAPMANIN KARŞILIĞI YARGILANMAK’
Davanın avukatı Avcı 3. havalimanı inşaatında çalışan 600 işçinin yapmış oldukları eylem sonucunda gözaltına alınmalarının basında yer almamasına değinerek şunları kaydetti: “İşçilerin tahliye edilmelerinin üzerinden 24 saat dahi geçmeden, avukatlar gözaltına alınmış, duruşma salonundan yaka paça atılmıştır.Yaşanan tüm bu hukuksuzluklar hiç bir televizyonda yer almamıştır. İşte Hayat televizyonu, eğer kapatılmasaydı, bunların haberini yapacağı için, siyasi iktidar tarafından hemen ‘terörist’ damgası vurularak hakkında dava açılmıştır. Siyasi iktidara eleştirel şekilde haber yapmanın karşılığı maalesef yargılanmak olmaktadır.AİHM nezdinde Türkiye hakkında bir çok mahkumiyet kararı bulunmasına rağmen hâlâ eleştirel her sesin susturulmasına dair uygulamanın varlığı, bize şunu söylüyor aslında. Artık demokratik bir ülkede yaşamıyorsunuz.”