HDP, kayyum atanan belediyelerin öncesi ve sonrasını verilerle açıkladı.
HDP, kayyum atanan belediyelerin öncesi ve sonrasını il il verilerle derleyerek bir rapor hazırladı.
Diyarbakır’da, HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli’nin de katıldığı toplantıda açıklanan raporda, “çözüm süreci”nin sonlandırılmasının ardından Kürt illerinde ilan edilen sokağa çıkma yasakları sonucunda kentlerin yıkıma uğradığı ve yaşanan çatışmalar sonucunda 368’i sivil 2 bin 500 kişinin hayatını kaybettiği ve 400 bin kişinin göç etmek zorunda kaldığı belirtildi.
OHAL kapsamında çıkarılan 674 Sayılı KHK ile Cumhurbaşkanı’na belediyelere kayyum atama, valilere ise belediyelerin taşınır mallarına el koyma ve çalışanlarını görevden uzaklaştırma yetkisi verildiği hatırlatılan raporda, kayyum atamalarının ‘ideolojik bir hamle’ olduğu ifade edildi: “Batı’da görevden alınan belediye başkanlarının yerine yine meclis içinden seçilmiş bir kişi atanırken, Kürdistan coğrafyasında görevden alınan belediye eşbaşkanlarının yerine vali ve kaymakamlar doğrudan devletin yerellerdeki temsilcisi olarak atanmışlardır”
Kayyumdan sonra: Belediyeler borç batağına itildi
Raporda, kayyumlar sonrası belediyelerin taşınmaz mülklerinin satıldığı ve sadece 2 yılda belediyelerin yine borç batağı içine itildiği vurgulanarak “Kayyumların en önemli diğer pratikleri ise asimilasyon ve hafıza kırımıdır. İşgal eder gibi büyük bir polis gücüyle girdikleri belediyelerde ilk işleri çok dilli belediye tabelalarını indirmek olmuştur. Belediye binaları karakollara çevrilmiş, Kürtlerin pek çok tarihsel ve kültürel değerine ve hafıza mekânlarına çeşitli saldırılar gerçekleştirilmiştir” ifadeleri kullanıldı.
HDP, bu raporu için “Kürt halkının kazanımlarından biri olan belediyelerde inşa edilmeye çalışılan ‘Kayyım Rejimi’ni anlatmaktadır” ifadelerini de kullandı. Raporun devamında DBP’li 102 belediyede uygulanan “Demokratik, Ekolojik, Kadın Özgürlükçü Yerel Yönetim” anlatılırken, son bölümde ise belediyelere atanan kayyumların politikaları sıralandı.