AYM ile tutuklu vekillerin durumunu görüşmek için randevu talep eden HDP'liler mahkeme önündeydi.
AYM ile tutuklu vekillerin durumunu görüşmek için randevu talep eden HDP'liler mahkeme önündeydi. Osman Baydemir, "Anayasa Mahkemesi Anayasa hükmününü uygulasın" dedi. Vekiller daha sonra mahkemeden görüşme taleplerine yanıt alana dek nöbet tutmaya başladı.
HDP Parti Sözcüsü Osman Baydemir, Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir, Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım ve milletvekilleri Garo Paylan ile Meral Danış Beştaş, milletvekillerinin tutukluluğuna ilişkin görüşme yapmak üzere Anayasa Mahkemesi’ndeydi. Görüşme talebi öncesi açıklama yapan Baydemir adaletin gecikmesinin ‘yargıya müdahale’ anlamına geldiğini söyledi.
Baydemir’in nöbet başlangıcından önce yaptığı açıklamalarından satır başları şöyle:
TEK NEDEN ADALET TALEBİ: Ülke her geçen gün adaletten yoksun hale geliyor. Hukuk mazlumun yanında değil adeta güçlünün hukukuna dönüştürülüyor. Toplumu bir arada tutan en önemli maya onun adil olmasıdır, adalet mekanizmasının etkin işleyişidir. Tam 28 gün boyunca vicdan ve adalet çığlığıyla, çağrısıyla Türkiye’nin dört bir yanından Van’dan, İstanbul’dan, İzmir’den, Diyarbakır’dan milyonların sesini toplayarak geldik. Bugün de ülke adli yıl açılış törenine tanıklık ediyor. Tam da bugün adalet çığlığının en üst noktaya çıkarılması gereken gün. Bugün AYM önünde bulunuşumuzun ve AYM önünde kesintisiz bir çabaya başlayışımızın tek nedeni adalet talep etmektir.
GECİKME MÜDAHALEDİR: 6 buçuk milyon insanın iradesi, seçme ve seçilme hakkı Anayasa’ya aykırı şekilde gasp edilmiş durumda. Eş Genel Başkanlarımız ve 10 milletvekilimiz 306 gündür hukuksuz bir şekilde siyasal iktidar talimatıyla rehin tutuluyor. Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş’ın tutuklu bulunduğu dosyanın duruşması dahi yapılmış değil. Geciken adalet adalet değildir, Adaletin geciktirilmesi yargıya müdahaledir. Burada oluşumuzun sebebi yargı baskılanmasın, yargı siyasi otoritenin önünde eğilmesin, yargı dik dursun diyedir. Biz burada bir hakkın talepçileri olarak buradayız. 11 milletvekili aslında yüzde 51’in iradesi rehin tutuluyor; gazetecilerin cezaevinde tutulmasıyla toplumun haber alma hakkı engelleniyor. Eş Genel Başkanlarımız, grup başkanvekillerimiz toplamda 11 milletvekili için adalet tecelli edinceye kadar çabamızı sürdüreceğiz.
ANAYASA MAHKEMESİ ANAYASA HÜKMÜNÜ YERİNE GETİRSİN: Adli yılın açılış gününde toplumda kime sorarsanız sorun yargıya olan güven yerlerde sürünüyor. Bundan 2 yıl önce bu ülkede en çok güven duyulan mekanizmalardan olan yargı yerlerde sürünüyor. Bütün çabamız yargı kaybettiği itibarı geri kazansın diyedir. Yargı güçlünün sopası olduğunda, iktidarın sopası olduğunda ve muhalefet yargı eliyle susturulduğunda ülke çoğulcu demokrasisini yitirir. Milletvekillerinin cezaevinde tutulması legal siyaset kanallarının kapanması demektir. Yargı işletilse legal demokratik siyasetin kanalları açılır. Biz bunun için buradayız, bunun için burada olmaya devam edeceğiz. Adaletsizliğe vicdansızlığa “edi beşe” diyoruz. 306 gündür adaletsizlik dayatılıyor. Eğer Anayasa ilga edilmemişse, mevcut anayasa hala derdest ise, AYM’nin bireysel başvuruyu karara bağlaması önündeki engel nedir? Eğer yargı bağımsız ise, bir siyasi otorite yargıyı tehdit etmiyorsa AYM’nin 306 gündür karar vermesi önündeki engel nedir? Biz “AYM illaha şöyle karar versin” demiyoruz. AYM Anayasa hükmünün gereğini yerine getirsin. Kararını açıklasın. Belli ki kararın açıklanması engelleniyor. İşte biz hiçbir otorite yargı üzerinde tahakküm durmasın diye buradayız.
ADALET TATİL EDİLMİŞ: Neredeyse 2 yıldır adalet ve vicdan tatil edilmiş. Adli yılın açılışıyla artık adalet mekanizması tatilden çıkmalı, hür iradesiyle kararını açıklamıştır. 11 milletvekili hakkında adalet işleyinceye, tutuklu gazeteciler özgür kalıncaya kadar çabamızı kesintisiz sürdüreceğiz. Tek hedefimiz adaletin tecellisidir. Adaletin tecellisini istemek hak talebidir. Toplumun tüm kesimlerinin adaletin tecellisi için etkin bir çaba içine girmeye çağırıyoruz. Herkes çaba içinde olmalı. Çünkü adalet mayadır. Adaletin siyasi otorite önünde iki büklüm olmasına rıza gösterirsek tüm toplum kaybeder. Hem bugününü hem yarınını kaybeder. Toplumun geleceğini garantiye alması için adalet ortak paydasında sesimizi ortaklaştırmamız gerekiyor.